belgrad

/ 5
En kolay Belgrad’ı kabaca nasıl turistik yerlerini turlarım derseniz, ring şeklinde hareket eden 2 numaralı tramvay size iyi fırsat sunmaktadır.

Bilindiği gibi Türkiye’de otobüs kullanırken ön kapıdan ya da metrobüs, tramvay veya vapur gibi toplu taşıma aracına turnike sistemleri ile ücretini ödeyerek erişirken Belgrad’da aracın içinde ücreti ödeniyor ama yolcu alımında tüm kapılar açık olduğundan kaçak yolcu sayısı ödeyenden ezici çoğunlukla fazladır. Bu açıdan ücret ödenmediği için çoğu insan gönül rahatlığı ile tercih etmektedir ama kimi zaman kontrolöre denk geldiğinizde size yüklü bir euro cezası kesebiliyor ama ihtimal az.

2 nolu trende yolculuk yaklaşık trafiğe takılmadığı sürece 40 dk sürmektedir ki trafikte İstanbul trafiği zaten değil korkmamak gerek. Cazip kılan en büyük yanı ise Mayıs-Ekim ayları arasında her Cuma saat 19:00’da Sırpça, 20:00’da İngilizce, yine her Cumartesi 17:00’da Sırpça, 18:00’da ise İngilizce rehber eşliğinde şehir turu yapıyor olmasıdır ama trenin kapasitesini 25 kişi ile sınırlı tuttuklarından knez mihailova’da bulunan Tourist Information Office’ ne (Pzt-Cmt 09:00-21:00, Pzr 10:00-15:00) rezervasyon yaptırıp ücretsiz bu tura katılım sağlayabilirsiniz.
apartmanların içindeki gizi barları, işgal evi sanat alanı kvaka22, eski sendika binasının en üst katındaki sinnerman adlı bar jazz club çok bilinmeyen ama şehrin alternatif yerleri, gidiniz.
günlük ücretsiz şehir turu ile bir günde nesi var nesi yok öğrenebileceğiniz balkan şehri.
özet geçmek gerekirse;
-şehir merkezinde pek çok binada 1. ve 2. dünya savaşlarından kalma kurşun izleri,
-tuna ve sava nehirlerinin eşsiz güzelliği,
-tüm yemeklere kaymak konmasının abesliği,
-bosna'da bulabileceğiniz börek lezzeti ve olmayan çay kültürü,
söylenebilir.
defalarca plan yapıp her seferinde bir türlü gidemediğim cağğnım şehir
biri tek ve diğeri de eski kız arkadaşımla gitmek üzere 2 defa gittiğim şehirdir.turist olarak gittiğim ilk yer olduğu için benim için özeldir. kilometrelerce yürümüşlüğüm vardır sokaklarını. atlamışızdır bilmediğimiz bir tramvaya ve gönlümüzce bir yerde inip karış karış gezmişizdir sokaklarını.

ama benim için oranın en güzel yeri skadarlija street(bohemian square) dir. anlayacağımız şekilde söyleyeyim "tavernalar sokağı"dır. iki gidişimde de o sokakta kaldım ve gece inanılmaz güzel olan sokaktır. hatta eski kız arkadaşıma orada evlilik teklifi yapıcaktım ama olmadı.

şimdilik küsüm o şehre,o sokağa.
evleneceğim kadını dünyanın her yerine götüreceğim ama o ülke benim tarafımdan "deport" yedi
Gidilesi , görülesi. Gerçekten yemek ucuz, içki ucuz. Hayatımda ilk defa fiyatlara bakmadan yemek siparişi verdiğim güzel şehir. Kendimi Arap Şeyhi gibi hissettiğim yer. Pizzaları harika bence. Bir diğer güzelliği ise ulaşımın ücretsiz olması. Kimse ama kimse otobüse tramvaya kart basmıyor. Kartın nerede satıldığı veya nasıl basıldığı noktasında da hiç kimsenin bir fikri yok. Ayrıca heykelleri ve parkları ile ferah ve sanatsa üslubu olan bir şehir.
bir gece öncesinden plan yapıp ertesi sabah pat diye kendimi içinde bulduğum şehirdir. kimisi çok gri ve ruhsuz bulmuş ama şahsen tam aksine çok derin bir ruhu olduğunu düşündüğüm şehirdir. ayrıca dönerken iyi ki bizim elimizde kalmamış yoksa şimdiye çoktaaan rezidanslar avmler dolardı diye düşündürmüştür. oldukça eğlenceli, insanları dost canlısı ve Türk'üm dediğinizde negatif bir tepkiyle karşılaşmayacağınız yegane yerlerdendir. ayrıca yukarıda yazıldığı gibi yeme içme konusunda müthiş bir lokasyon. cidden ucuz ve lezzetli.
İnsanı kendine çeken bir şehir. Ben burada yaşarım dedirtmez ama senede birkaç hafta gelmelisiniz deyip durur.
Kalemegdan'ı sabah, akşam, gece ayrı ayrı olmak üzere ve farklı hava koşullarının kombinleriyle bile birkaç ayda hissebilirsiniz. Yaşanmaz ama her sene gidilir.
Gidiniz efendim.
Önyargılarınız yüzünden gidemediyseniz , yazık! sırplar gayet cana yakın ve sıcak kanlı insanlar. skadarlija'da bir mekanda akşam yemeği için oturduğumuzda ,50 yaşlarındaki işletme sahibi hanımefendi , bizim türk olduğumuzu anlayıp 'bunlarda domuz yok , bunlarda var' şeklinde uyarıda bulunmuştur ve o an bütün önyargılarım filan çürüyüp gitmiştir. gerçi domuz eti yemeyen biri değilim ancak kadının duyarlılığı beni çok etkilemişti.
şehir 2 ana bölümden oluşur -eski ve yeni şehir- çoğunlukla zamanınızı eski kısmında geçirirsiniz . gezilecek bir çok yer avrdır ve gezerken gözünüze çarpan türkçe kelimeler(kasa, taş, meydan, kale, çay, çorba vs) veya kulak aşinalığınızın olduğu kelimeler duyunca(haydi haydi) şaşırmayın çünkü zamanında osmanlı imparatorloğu tarafından yönetilmiştir.

gidin görün olm korkmayın kimse yemiyor sizi. kalp
/ 5