çocukluğa dair en çok özlenen şey

/ 15
50 bin liralık halleyi üçe beşe bölüp gülerek yiyebilme samimiyeti.
nerede o eski bayramlar?
leblebi tozunu birkerede ağıza atıp gülmemeye çalışma.. az mı ölümden dönmedik
daha az sorumluluk yaş ilerledikçe sorumluluk çok artıyor daha bu yaşımda bankalara borcum var motosiklet vergisi var kira var hayat bu kadar erken başlamamalıydı.
bir tekirdağlı olarak, bazen sokağımıza kadar gelen tekel fabrikası kaynaklı anason kokusu.
mıknatıslı oltayla ağzını açıp kapayan balıkları yakalamaya çalıştığımız o zamazingo.
-taş devrinden sonra jetgiller ile devam eden yayın akışı ile çağ atlamayı
- salçalı ekmeğin tadını
-okulda ayıp olur diye muz yada sucuk ekmek gibi beslenmeye koyulmaz algısındaki saygıyı
-her cuma eve gönderilen masa örtüsü yıkama sırası
-çöp kovası başında şimdiki whatsapp grubu
-ev ödevlerini ansiklopediden araştırmayı
-lcwaikiki nin zenginlik göstergesi maymununu
-anahtarlık, baskılı peçete ve pul koleksiyonu yapmayı
-tasolarımı,walkmanimi
-pazar akşamı banyo yapıp sihirli annem ardından şahane pazarı izlemeye izin olmayan uyku saatlerini
-telefonda çağrı atıp ile anlaşmayla seneler geçtikçe günlük 10 kontüre bir gün için sınırsız sms hakkının lüks olduğu zamanı
-çılgın bediş, yılan hikayesi ve asmalı konak gibi dizileri
-titanik, organize işler, matrix gibi filmlerin heyecanını

yada herşeyi geçtim gerçek çocukluğun masumiyetini özledim.
babamın izlediği western filmlerindeki atların sesleri ve sobanın üstünde kaynayan suyun fokurdayışı ile pazar sabahına uyanmak.
Düşünmeye ve sıkılmaya vakit kalmayacak kadar eğlenmek ve mutlu olmak...
/ 15