hiçbir tutkusu olmayan insan

doğar, yaşar ve ölür. bomboş ve tatsız tuzsuz geçmiş bir hayat bırakır ardında.
Vardır elbet herkesin bir tutkusu .
Doğar yaşamaya çalışır ve yaşayamaz v ölmez .İşte bu gibi insanların tutkusunun içine ederler ve ardından sadece allah belanı(mı’dır genelde) versin demekle yetinilir.

Önce bi yaşamaya çalışma kısmını atlatalım zaten ölmeyi de beceririz
Hobicilik denemelerini sever . Her şeyi denemek için sürüsüne kursa gider, çeşitli enstrümanlar alır, resim yapmaya çalışır bu olmadı bir de taş boyama belki olur der ama bir türlü olduramaz.
Şu aralar hafiften dönüşmeye başladığım kişidir. Yaşama karşı tüm tutkumu yitirmek üzereyim. Şu son iyi yılda dönüşümü dibine kadar hissettim ve dönüştüğüm halimin kendisinden mutlu olduğumdan emin değilim. Birçok şeye karşı aşk duyumsayan biriyimdim. Ağaçlara, kuşlara ve şiirlere... fakat sanki biri hissiz ve duygusuz birine dönüşmemi dilemiş gibi. Ben tutku duyduğum hayallerimi yitiriyor gibiyim ve bu yaşama karşı savunmamı kırıyor. Benimle savaşan bu hissizliğin gölgesi de neyin nesi?