istanbul

/ 15
doğup büyüğüm yer olsada artık içinde bulunmaktan pek fazla haz etmediğim şehir ,bu kalabalıkla yaşamak ölüm ,sabahları okula giderken bazen 4. tramvaya bile el salladığım oluyor...
dışında bulunduğum dönemlerde fotoğraflarına denk gelince özleminden ağlamışlığım olan, içinde bulunduğum dönemlerdeyse beni öfkeden ağlatan şehir.
"istanbul iyi de çevresi kötü" dercesine, insanlar olmasa güzel şehir.

göziçi kadar yere 22 milyon insan toplanmış. bu kadar insan daha geniş bir alana toplansa kalabalık bu kadar göze batmaz kanaatimce. bununla ilgili hepimizi refaha eriştirecek çılgın bi' projem mevcut: alıcan en az 10 milyon insanı, koyucan konyaya. geniş geniş takılsınlar otlansınlar. şehir bi' hava alsın.
Dünyadaki yaşanılabilecek tek yer olarak görüp ilahlaştırarak tapacak hale getiren biri tarafından nefret etmek üzereyim bu şehirden. Hatta ettim galiba. İstanbul'da yaşamak ya da içinden geçmiş olmak yeterli birinin aristokrasi sınıfından olması için. Bu Şehir için ağlanır orası yoksa hayat anlamsızdır hayatta tek konuşulması gereken konu bu şehirdir. Herkes medeni herkes güngörmüş insandır. Orada yaşamayanlara üzülünür. Oradan evlenen havalıdır... İstanbula çok gittim ama hiç yaşamadım bunlar abartı mı yoksa gerçek mi tarafsız biri bana anlatsa....
iş dolayısıyla mecbur yaşayacağım yer. fakat o kalabalığı ve karmaşayı düşününce bile kalbim sıkışıyor
fırtınalı bir aşk gibidir istanbul'da yaşamak. bir gün onsuz yaşayamayacağınızı düşünürsünüz, başka bir gün asla görmemek üzere ondan kaçmak.
kültürel cümbüşün en güzel halini yansıtan, binlerce şiire, şarkıya konu olan, gecesi ayrı gündüzü ayrı masal olan şehir
dogdugum, buyudugum ama kesınlıkle olmeyı beklemeyecegım sehır. yasamayı gectım nefes alamıyoruz. mutsuzuz. atın benı daga cayıra mumkunse
/ 15