kelebekler vadisi

/ 4
Ben kelebekten ziyade arı gördüm. Bence "arılar vadisi" olmalı adı. Ha bir de insan kılıklı arılar var ki vadiye iner inmez sizi sokmaya çalışıyorlar. Bence gitmeye değmez. Çok daha güzel seçenekler var. Zaten son yıllarda con con mekanı olmuş.
bir türlü hazzetmediğim, kampçıların gözbebeği. ulaşımı ayrı zor, işletmesi ayrı itici, denizinden bir keyif alamadığım, ay ne bileyim dediğim, anlatırken benim dahi itici olduğum kamp diyarı.
vadide 1 km kadar yürüdükten sonra şelale'ye varılır. şelale'nin suyu sanki her yıl biraz daha azalıyor. böyle giderse 10 yıl içinde şelale'de kalmaz orada. yine her yıl mutlaka bikaç kişi şelale'ye tırmanırken kayar düşer sakatlanır.
ben begenmedım. cennetse bile cok bakımsız bır cennet. turla gelen ınsanlardan vadıyı gezmelerı ıcın 5 tl para alınıyo ama ne bi fiş ne bi fatura var. neye göre alınıyo bu para kime gidiyo.
tamamen ticaret odaklı cennet koyu olarak geçmekte. tekneden indiğiniz an hele ki elinizde çanta vs.. bir şeyler varsa size yardım etmek amacıyla yanınıza gelen adama aldanmayın, direk alıp sizi resepsiyona götürüyor (test edilmeden onaylanan durumlar).

şimdiki fiyatlarını bilmiyorum ama bir gece konaklama(çadır) 50 tl idi 2015 zamanında. sabah kahvaltı akşam yemeği dahil.
gitme fırsatı yakalayamadan içine edilmiş koydur. Popüler olan herşeyin cılkını çıkarmakta üstümüze yoktur. Teknecisi ayrı yolar, işletmeciler ayrı.
Çok görmek istiyorsanız da paradan kaçıp o tehlikeli yoldan inmeyin, canınızdan kıymetli değildir. (profesyonel olarak dağcılık tecrübesi olanlar hariç) insanlar ölüyor, sakat kalıyor.
durup sakinlemek biraz dinginleşmek istiyorsanız tam aradığınız yer
baharda gidilmesi ayrı bi zevk ayrı bi huzur verir insana
"bir doğa katliamı nasıl yapılır?" sorusuna net bir şekilde cevap veren, içersinde bulundurduğu kelebek türlerinin zamanla azaldığı bilinen, tur teknelerinin, mafyavari işletmesinin, bilinçsiz ziyaretçilerin gelecek nesilleri bu cennetten mahrum bırakmak için özenle uğraştığı (!) ama bu haliyle bile gezginlerin en uğrak noktalarından birisi olan, görmeden ölmemeniz gereken, düşüncelere daldıkça dalacağınız, çakırkeyf halinizi doya doya yaşayacağınız, gördükçe bu güzelliğe sahip olduğumuz için sükredeceğiniz, mutlaka ikinci bir sefer sevdiklerinizi getireceğiniz ve tavsiye edeceğiniz, cennet fethiye'nin cennet koylarından sadece bir tanesi. (bkz: ölüdeniz)
on yıl önce iki yaz üst üste gittiğim vadi. geçen yaz yukarıdan kendisine bir baktım, üstten pek değişmiş görünmüyordu. ama aşağıdan nasıldır bilemem...

öncelikle kesinlikle farklı olmaya çalışayım derken aynı olmuş insanlar bir araya gelmiş orada. şile bezi kumaş-rasta-dövme üçlüsü olmayan insan yok gibi... varsa da günübirlik turla gelenlerdendir kesin.

ve o tur tekneleri... en nefret edilesi şey de bunlardı. o sessizliği gümbür gümbür müzikle bir anda bombok ederlerdi. mangal kokuları ve giderken bıraktıkları atıklarla deniz keyfini de tamamen kaçırırlardı. o yüzden vadide konaklayanların çoğu tekneler gelmeden deniz keyfini sürüp onlar varken bir yerlere kaçardı...

ama ne olursa olsun, gece çadırdaki döşeğini plaja taşıyıp hiçbir şehir ışığı olmadan, iki dağın arasında kalmış vadiden gökyüzüne bakarak uykuya dalmanın huzurunu kolay kolay bulamazsınız.

sabah vadinin arkasından doğup da artık vücuda temas etmeye başlayan güneşin sıcağı ile uyanıp, üşenmeyip şelaleye çıkarak o soğuk suda ayılmanın verdiği mutluluğu da tarif edemem.

kahvaltıya gelen, hiç tanımadığınız insanlarla aynı masada oturup, sanki 40 yıldır birbirinizi tanıyormuş samimiyeti ile sohbet etmek de apayrı bir deneyim, türkiye için umut verici bir şeydir mesela. tabii 10 yılda bu değişmiş midir bilemem...

ha bir de adlarını hatırlamadığım iki tane kangalları vardı. erkeği ile bir ağaç dalını alıp saatlerce oynamanın keyfini de unutmadım. dişisi pek dost canlısı değildi...

şu giriyi yazayım derken o günlere döndüm resmen.
1 yıl önce faralya köyünün az ilerisinde cennet gibi bir yerde kendilerini seyre dalarak kamp yaptıgım vadidir. Gidilesi görülesidir. Geçen yıl bu zamanlar deli dehşet yağmur vardı.
/ 4