sobalı evde geçen çocukluk

/ 8
herkes sohbet etmek zorundaydı bir kere. sobanın etrafında toplanılırdı. öyle kendi köşene çekilemezdin.
tuvalete koşa koşa gidip gelmekti, dışarıdan gelince oooo sıcacıkmış burası deyip ayakları sobaya yapıştırmaktı.
Özlemini çektiğim dönem.Şimdi soba gördüğüm an sarılıyorum
küçükken çok tatlıydı sobayı yakabilecek yaşa geldikten sonra eski tadı kalmamıştı ama değerlidir, güzeldir, özletir. (bkz: tükürük) (bkz: kestane)(bkz: portakal)
soba borularinin temizligi icin annene babana yardim edersin pas kir içinde kalmana rağmen mutlusundur. ha bi de bazen sobaya odunu sen atarsin gurur duyarsin kendinle falan.
Sobanın kovası çıkarılır kömürlüğe gidilip kömür ve tahtayla doldurulur ve eve getirilip sobaya yerleştirilir evin kapısı açılıp kapanana kadar ev iyice serinler üstümüzde kabanlarla bir an önce sobanın yanması beklenir aile büyüklerinden biri çıra ve gazete kağıdıyla sobayı tutuşturur.İlkten sessiz sakin yanarken bir anda harharharharhorhorhorhor diye yanmaya başlar hemen yanıp bitmesin diye sobanın alt ve üst havalandırması ayarlanır sonra çekyatlara divanlara uzanılır ve o sıcaklıkla mayışılır sobanın üzerinde çaydanlıkta demlenen mis gibi çay ve bardakların şıkırtısı bir yandan pişirilen kestane , eğlencesine üzerine elimizi yıkadıktan sonra kurulamadan elimizi sallayıp üstündeki su damlacıkalrının kayarak bir anda buharlaşıp yok oluşu , mayışarak tv karşısında uyuklamalar ahhh ahhh.
elektrikler kesildiğinde tavana yansıyan alevleri izleyip mandalina ve elma kokusuyla kedi gibi yanında sızdığım aygıt.
Ev sobaliyken ben kucuktum Sonra tasindik falan ama kursagimda kalmadi halamlarin ev sobayliydi hiç unutmam bi gun el yapimi patikler var ya o ayağımdayken ayagimi isitayim diye yakin tutuyodum sobaya ayagim bi yapişti laaaaaps diye ulan ayagima bisey olmadi da patiğimin erimesine üzülmüştüm
/ 8