sobalı evde geçen çocukluk

/ 8
Ben okuldan 3 de ablam 5 de gelirdi o saate kadar soğukta otururdum hiç bi zaman o sobayı yakamadım
Atölyemde hala soba var hemde kuzineli, çocukluğunu bitirmek istemeyenlere tavsiyemdir
10 kardeş ve o sobanın sıcaklığı tişörtle gezmeye sebep olur! Annenin yaptığı biber salçası tandır ekmeğine sürülünce.... cocukluğum paha biçilemez
bu hissi yaşamak için her sene en azından 2 gün köye gidip sobanın üstünde kestane pişiriyorum.
kestaneyi yeme eylemini sevmesem de sobanın üzerinde kızarırken kabuklarının ayrılmasını yine sobanın üzerindeki portakal/mandalina kabuğunun odaya yayılan kokusu ve yanan odunların çıtır çıtır sesi eşliğinde seyredalmak... söyleyebileceklerim bu kadar.
Misketler tasolar şişeden arabalar tekerleği kapaktan olan. Toprak ile bir bütün olarak yaşamıştım o güzelim sobalı köy evimizde bazen düşünüyorum da hata mı yaptım acaba oraları bırakıp pis kokulu stresli bu şehir hayatını seçerek diye ve evet hata yapmışım
yaşamadım ama türkiye'ye yeni geldiğimde dayımın evinde soba vardı, etrafa bakaraktan kulaktan kulağa oyunu oynarken dayım maşa dedi ama ben maşa diye bir kelime olamayacağını düşünerekten (türkiye'ye de çok geleni olmamış yurt dışından) masa dedim, o zaman oyunu kaybetmiştim maşa denildiğini doğru anlasam da, maşanın ne demek olduğunu o zaman anladım.
gece tavana turuncu ışık vurmasıdır,
mandalina,portakal kabuğu koymaktır,
kaynayan suyun fokurtusudur,
kestanedir,
kuruyemiş kabuklarını üstteki delikten yavaş yavaş, bazen el yakarak soba içine atmaktır.
sobanın yanında mayışıp uyumak hiçbir şeye paha biçilemez
/ 8