Berlin'e gitmişken mutlaka denenmesi gereken ortalama yarım saat sıra bekleyeceğiniz döner.
adanaya özgü yassı demir şişlerin etrafına sarılarak yapılan kebap türüdür.
malzeme ve tarifi şu şekildedir;
-yarım kilo kuzu eti
-100 150 gram kuzu kuyruk yağı
-100 150 gram kırmızı tatlı maraş biberi
-kırmızı toz biber
-tuz

et ve kuyruk yağı zırhla çekilir.sonra zırhla çekilen kırmızı biber,toz biber ve tuz eklenir.zırhla biraz daha çekilip dolaba beklemeye konulur.12 saat dinlendikten sonra adana kebap şişlerine saplanır.bu saplama işinde kimisi karbonatlı su kullanır.kimi ustanın da özel sırları olduğu söylenir.

püf nokta:şişe saplama yapılırken şiş üstünde mümkün olduğunca ince bir tabak kıyma olması gerekmektedir.aksi takdirde etler mangala düşecektir.
zamaninda interrail turkiye’ de cok meshur olan kebapcidir. sahibi ibrahim abi, turk gezginlerine indirim yapar hostel tavsiyesi gibi, cantayi birakmak gibi konularda yardimci olur.

(bkz: pisa)
Bir adedinde yaklaşık 80 gr et olan kebap türü. En güzeli kuşkusuz erzurum'Da yenir. Yiyip de beğenmeyene rastlamak mümkün değildir. Şehrin içindeki lokantalarda bir efsane vardır:
Lokantanın tek seferde cağ kebap yeme rekorunu kıran kişiden hesap alınmaz. Bir rivayete göre ünlü mekanlardan birinde 33 adet cağ kebap yenmiştir.

Kanaatimce sıradan bir insan dahi 10 adet cağ yiyebilir. Bağımlılık yaratmaktadır ki şehrin insanları arasında "cağ şekerim düştü" kelamı duyulabilir. Bu durumda tek çözüm acilen bir "cağcı"ya gitmektir.
İskender kebap veya İskender döner de denilen, 1867 de Bursa Kayhan Çarşısı'nda başlanıp namı dünyaya yayılan pide parçaları üzerine et ve domates soslu servis edilen yemektir efem.
Dünya rakı gününde yapılacak olan festivaldir. Gidecek olan sözlükçüler varsa yeşillendirin.
eskişehir'e has lezzetlerden. iskender soslu yoğurtlu köfte diyebiliriz kaba tarifle. iyi yerlerde yenirse tadına doyum olmaz.

örnek: abdüsselam, fahrettin usta, (bkz: köfteci ahmet)
polycarpe joaillier'in arşivinden 1884-1889 yılları arasında çekildiği düşünülen fotoğraftır.

19. yy'da istanbul'da çekilen kebapçı fotoğrafı - diyedusunuyorumben-E5nBQ
kapıdan girmenizden itibaren başlar. kendinizi ağa gibi hissedersiniz. cem yılmaz'ın skecinde olduğu gibi ''ne veriyim abime''den, ''isterseniz bir fotoğrafınızı çekeyim abi''ye kadar yolu vardır. hesabın önemi olmaksızın hemde. ister anadolu insanımızdan süregelen misafirperverlik deyin, ister iyi esnaf deyin. yurtdışında en kral restorana gitsen göremezsin şu muameleyi. senden 10 15 yaş büyük adamlardan hem de.

gittin pizzacıya ''abime bir quattro formaggi yaptırıyorum'' der mi? demez.
gittin michelinli restorana ''hoşgeldiniz yenge'' der mi? demez.
gittin suşi yemeye ''açık ayranım çok iyi abi'' der mi? tabiki demez.

o yüzden kebapçı candır. psikolojik seans tadındadır. güzelce ağırlar ve uğurlar.*
adana'nın ''bozmayan'' kebapçılarından. dürümün yanına bakır tasta açık ayranı şiddetle tavsiyedir.