#tüm engewal entry'leri

Benim bu adamın yüzünü gördüğümde hissettiğim tek şey nefret. Yanlış anlaşılmasın ben ondan nefret etmiyorum ama zat-ı şahaneleri sanki herkesten nefret ediyor gibi gelirdi bana. He yüzüne bakılması da çok gerekli biri değildi ki yanına bir şekilde eski ve güzel manken Carla Bruni'yi yerleştirmişlerdi. Beyefendi vakti zamanında ülkesinde gerçekleştirilen Türk mevsimi etkinliklerinde dönemin cumhurbaşkanı abdullah gül'ü sakız çiğneyerek karşılamıştı diye hatırlıyorum.
Ayrıca Leyla ile Mecnun dizisinde Sarkozy kelimesi de ağır küfür anlamına geliyordu.
En sevdiğim sözü "ben onun bacısıyla da seviştim, hiç ters bir hareketini görmedim, efendi çocuktur o." olan 90'ların libidosu en yüksek karakteridir.
x tarafın ki bu genelde gelin hanımın tarafı oluyor. Karşı tarafa yolunacak kaz gözü ile bakması. Bu zamanda zaten evlenmesi yüklüce bir külfet ve dert iken insanları daha da zora sokmak ne fayda getiriyor anlayamadım. Ben birini sevdim diye niye gelinin arkadaşını, teyzesinin kızını baştan aşağı giydiriyorum anlayamadım? (Ben derken insani olarak yani yoksa bizde öyle bir şey olmadı)
üniversiteye başladığım günlerden sonra tarzımın oturmaya başlaması ile birlikte bu şekilde giyinmeye başladım. Kimilerinin hoşuna giden çokların ise b.kladığı çiçek böcek desenli gömlekler, renkli çoraplar ve hafif dar ve kısa paça pantullar ile hayatıma devam ediyorum. Arkadaşlarım, ailem kısacası çevremdeki neredeyse herkes yahu kardeşim açsana şu gömleğin yakasını diyor ama ben açınca kendimi rahatsız hissediyorum.
Muhalefet dediğimiz sadece Cumhuriyet Halk Partisi mi yoksa bir ittifak mı olacak onu bilmiyoruz. Siyasette kaypaklık esas olduğundan 2023 yılı için şimdiden konuşmak boş lakırdıdan başka bir şey olmayacaktır. Ben şahsen Meral Hanım'ın Milliyetçi Hareket Partisi'nin başına geçmesini bekliyorum seçimlere kadar. Karşı taraftan oy kapma durumuna en müsait kişi şu an için Mansur Yavaş ama onu da söylemiş olayım.
Annenin, dayının ya da teyzenin çocukluk fotoğraflarının olduğu vitrin, ışıldaklı sarı radyo, tüplü televizyonun üzerindeki dantel, çocukluğunda uyuduğun eski çekyat, hiç kullanılmayan salon ve eski kokan ev...
Bahçede top oynamak yasak olduğu için sınıftaki sıraları kızların itirazlarına rağmen arka tarafa üst üste istifleyip küçücük sınıfta maç yapmıştık. Sınıf dolabının camı kırılmıştı kızlardan birinin ispiyonlamasından sonra müdür yardımcısından sırayla sağlam dayak yedikten sonra kendimize gelmiştik.
Bir keresinde de (bunun hayvanlık olduğu konusunda hala şüphelerim var) yeni atanan bir öğretmene biz temizlik kolundayız sınıfı temizleyeceğiz deyip üyesi olduğum sınıfın öküzleri grubu 6-7 kişi hariç herkesi yan sınıfa göndermiştik. 3 gün staj 2 gün okul olduğundan sınıf boştu. Yani bir derse girmemek için gerçekten de 6 kişi sıraları dışarı çıkarıp koca sınıfı dip bucak temizlemiştik, yerlere toz cif döküp çitilemek mi dersin camları silmek mi muhteşem bir temizlik yapmıştık..
Peri gazozu kitabında hekimlik zamanında başından geçenleri kısa kısa hikayeleştirmiştir, okurken o yıllara ve ercan bey'in yanına ışınlanıyorsunuz adeta. Ayrıca bildiğim kadarıyla Özel Okmeydanı Hastanesi'de kendisine aittir.