#tüm milky-way1133 başlıkları

Devletlerin 5, 10, 20, 50 hatta 100 yıl ve fazlası için planları vardır “peki senin 10 yıllık planın nedir?”
Bu son soru şu teknoloji ortamında paslanmaya yüz tutmuş beyinlerimizi biraz yakmalık bir soru.
10 yıl sonunda:
-kendimin olan bir müstakil evde,
-bahçemde sebze meyve yetiştirdiğim,
-Tavuk kümesinden her sabah taze yumurta alıp omletini yiyerek işe geçtiğim
-çocukların toprak ve doğa ile iç içe büyüdüğü
- insanlar tarafından sırf karakterim dolayısı ile sevildiğim
- eşimin yüzüne baktığımda ilk günkü heyecanı yaşadığım
Bir hayatım olsun isterdim.
Beyini çalıştıran muhteşem bir egzersiz.
Üstteki cümleyi okuyanın ilk cevabı “hadi ordan abartıyorsun sende” olduğunu tahmin ediyorum.
Günüzmüzde dünyasında tüm cevapları anında bulmaya alışan bir beyin bulmaca karşısında şaşkına dönüyor.
Aşağıdaki kelimelere bakalım bir:
(bkz: ağılama)(bkz: tarumar)(bkz: toklu)(bkz: lata)(bkz: zampara)

Şimdi ise sayın okuyanın hatırında bazı anılar canlanmaya ya da bu neymiş hiç duymadım diye düşünmeye başladı.

Kimi nostalji yaşatan, kimi dede ninemizin söylediği eski kelimeleri hatırlatan bu beyin egzersizi aynı zamanda kelime mirasımızada sahip çıkmamıza sebeb oluyor.
Malum 14 şubat yaklaşmakta.(çok ta fifi)
Parantez içinde de belirtildiği üzere hayatına kimseyi sokmamak trend haline dönüşmek üzere. Bu durumun sebeblerine değinelim o zaman. Gerçi ölü sözlükte yazar olmakBaşlığına binaen kendim çalıp oynuyor hissiyatı olacak ama olsun ana mottomu gerçekleştireceğim. (bkz: içinde kanser yapacağına dışında konser yapsın)

1- kimsenin kimseye güveni kalmadı. O yüzden kalbin kapılarını açmak iyice zorlaştı.
2- birine ulaşmak çok kolay olduğu için k*çımızı kaldırmıyoruz. Şu an çoğumuzun yaptığı gibi sağda tv ekranı, önde telefon ekranı, tepede lamba, (bkz: armut piş ağzıma düş)
3- sorumluluk almanın çok zor(!) gelmesi. Bu (2) ile yakından alakalı kısacası yazarken bile zorlanılan şu entryden anlaşılacağı gibi bu 3 ana madde ile ilgili sorunlar çözülmedikçe (bkz: hep yalnızlık ömür boyu) diyoruz.
34 farklı piste sahip olan dağ toz karı ile meşhurdur. Fiyatları diğer kayak merkezlerine nazaran dağı belediye işlettiği için çok daha uygundur.
Tekir pisti en meşhur ve en kolay ve geniş olan pisttir. Acemi olan kayakçılar öğrenince buradan kaymaya başlar.
En zor olan pistin ise hacılar pisti ve 6 yılda 1 kez açılan ottoman olduğu söyleniyor.
Kayak ya da boarda yeni başlayacak arkadaşlar tekir yerine daha az kalabalık olan hisarcıkta da öğrenebilirler.
Günümüzde “biz çok çektik çocuklarımız çekmesin” mantalitesi ile prens/prensesler gibi çocuk yetiştirmek moda haline gelmiştir. Çocuğun doğumundan önce cinsiyet partisi ile başlayan bu serüven sırasıyla şu şekilde devam eder:
-baby shower
-ilk diş partisi(diş budağı)
-ilk yaş günü
-ilk diş düşmesi
-vb.
Bu davranışlarla ve çocukların eline tablet verilmesi ile çocuk hayatın çok kolay olduğu kanısına varmaya başlıyor. Ailenin onun için her şeyi yapması ve sürekli benim oğlum/kızım çok zeki demesi çoçuğa içi doldurulmamış bir özgüven ve sorumsuzluk aşılamaktadır. Ergenlik çağlarında her şeyi çok kolay elde eden çocuk hayatta her hangibir zorlukla karşılaştığında bununla baş edememekte ve psikolojik sıkıntılar yaşamaktadır.

Çocuklara sorumluluk verilmemesi bir neslin bomboş yetişmesine ve insanlar için faydasız, sağlıksız psikoloji yapısına sahip ve tüketici bir toplumun oluşmasına neden olmaktadır.
Yapılması gereken şey ise hayatın gerçekleri ile çocukları yetiştirip onlara tablet yerine gerçek oyunlarla büyütmeleridir.
Her ilin kendine özgü geçmiş mirasından gelen günümüzde unutulmaya yüz tutmuş kelime/ kelime gruplarıdır.

(bkz: itiyat): zahmet/ kayseri
- itiyat etme ben daha yeni yemek yedim.
(bkz: bıldırın): geçen yıl /kayseri
-Bıldırın kayısı alamadık.

(bkz: zaar): herhalde/kayseri
- Ahmet çok yorgun gözüküyor hasta zaar.

(bkz: essah): gerçekten/erzurum-kayseri
Essah mı: gerçekten mi

- hasan evleniyormuş gı!
- wuu essah mı?

Edit: yukarıdaki deyişler başka yörelerde de kullanılabiliyor olabilir.
(Aslında hergün kendimize sormamız gereken bir soru olduğunu düşünüyorum.)

Bugün (07.11.2018 varsayalım) sosyal medyanın (internetin) insanları sosyalleştimek yerine daha asosyalleştirdiğini deneyimledim. Çünkü doğrudan bireyle irtibat kurmak yerine araya aracı (telefon) sokuyorsun. Birine adres sormak yerine navigasyona soruyorsun, saat sormak yerine telefona bakıyorsun vb..
Daha bugün keşfettiğim ankara merkezli alternatif rock grubudur. İnsanın içindeki enerjiyi dışa vuran bir enerjide şarkıları var, uykularımı kaçırdın rocka.
Rocka - emrin olur
Kayseri parkta açılacağı haberini almış bulunmaktayım. Kayserideki arkadaşlara şimdiden hayırlı olsun artık fiyat/performans açısından kaliteli ürünlere kavuşacağız.
Açıldığını görenler yeşillendirirse sevinirim, malum kayak malzemeleri alacağım belki indirime filan denk geliriz.