#tüm murekkebimkurudu başlıkları

Öncelikle bu yazıyı yazmak için bir süre geçmesini bekledim çünkü anlık sinirle olayı olduğundan daha olumsuz göstermek -tabiri caizse çirkef müşteri rolüne bürünmek- istemedim. Ancak sizin de anlayacağınız üzere saç ekimi maceramdan hiç de memnun değilim.

İlk görüşmede her şey çok güzeldi. 20 yıllık bir kurum olunduğundan, profesyonel bir hizmet verildiğinden, itibarlarını korumak durumunda olduklarından vb. bahsedildi.

Saç ekimini bir doktor yapacaktı ve her şey harika ilerleyecekti. Saç ekimini bir doktorun yapması Bursa’da görüştüğüm diğer yerlerde sunulmayan bir hizmet olduğu için kabul ettim, fiyatta anlaştım ve oradan ayrıldım.

Operasyon günü geldi, merkeze gittim, hemşireler gayet sıcakkanlı ağırladı. Saç kesimine aldılar ve beni mutsuz eden şeyler işte burada başladı.

Öncelikle saçımı kesen hemşire (daha sonra da saç ekiminde yer alacak ve beni yine mutsuz edecekti o yüzden bu hemşireye hiç sevmediğim ilkokul öğretmenim olan Nesrin adını veriyorum) adeta bir koyun gibi kırptı. Kulaklarımın üzerinde saçlar kaldı, kesim sırasında canım acıdı çünkü makine saçlarımı koparttı. Tabi ki ortamı germemek ve huzuru kaçırmamak için hiçbir şey yokmuş gibi gülümseyerek ekim odasına gittim.

Ekim odasında doktor yoktu. Saçımı kim ekecek dediğim oradaki hemşireler hepimiz dedi. Doktorun tek başına ekim yapmadığını elbette biliyorum ancak orada hiç olmaması en başta bana vaat edilen hizmeti almamam anlamına geliyordu. Bana doktorla ekim yapılacağı söylendi ve doktor yoktu. Bugün (29.06.2020), oradaki görevli kişiye şikayetimi dile getirdiğimde bana “İstanbul’dadır” yanıtını verdi. -İstanbul'dadır-. Bana böyle demediniz dediğimde ise özür diledi. Orada doktoru görmeyince çıkıp gitmeliydim.

Saç ekimi öncesinde sabahtan hafif bir kahvaltı yapılması gerekiyormuş. Ancak bir gün önce beni arayan görevli kahvaltı yapmadan gelin dediği için ben aç gittim ve anestesi midemi bulandırdı. Donör alımı bittiğinde kustum ve yemek yemeden ekime geçtim. Bu yüzden anestesi verilmedi sanıyorum çünkü ekim boyunca bilincim açıktı ve keşke açık olmasaydı.

Ekimi sadece 2 hemşire yaptı. Başlangıçta 3’tü sonra biri aralarından ayrıldı. 2 tane oldukça genç kadın -20, 25 yaşlarında- ekimi yaptıkları süre boyunca inanılmaz bir muhabbet tutturdu. Özellikle Nesrin o kadar çok konuşuyor ki erkek arkadaşıyla olan ilişkisini, sinirli bir insan olduğunu dile getirmesini ve işyerinde mutsuzluklarını hala hatırlıyorum. Çok dikkatle yapılması gereken bir operasyon sırasında bu kadar koyu bir muhabbetin ekimin kalitesini nasıl etkilediği hala kafamda bir soru işareti. Açıkçası çok iyi bir ekim olduğunu düşünmüyorum. Bugün kabuk dökme yapıldı ve kafamın şu anki görüntüsü bile beni memnun etmiyor. Bunların da hepsi dökülecek ve geri kalanlar benim olacak. Zaten 2 genç kadının aşırı bir dedikoduyla ektiği saçtan çok da bir şey beklememek lazım.

Ekim bittikten sonra kalktım, sersemliğim devam ettiği için Nesrin’in sağa dönün sola dönün direktiflerini tam anlayamadım. Nesrin gerçekten sinirliymiş, beni sert bir tonda azarladı ancak sert bir geribildirim alınca hemen pişman oldu sanıyorum. Estetik operasyon sonunda azarlanmak? Bu bile ayrı bir hikâye konusu…

Operasyon bitti, çok kötüyüm başım dönüyor ve bana kimse biraz uzanın demiyordu. Nesrin bir an önce beni sepetleme derdindeydi. Ben de Nesrin ile daha fazla uğraşmak istemediğim için bir an önce kaçtım. Operasyondan sonra bir doktor kontrolü falan tabii ki yok çünkü doktor yok…

2. gün ilk yıkamaya gittim. İlk yıkamada oldukça güleryüzlü bir hemşire saçımı yıkadı. Ohh sonunda güzel bir hizmet aldım derken eve geldikten sonra ilk yıkamayla ilgili öğrendiklerim beni yine kızdırdı. İlk yıkamada losyonun 1 saate kadar kafada kalması, saç diplerinin yumuşaması ve yıkamanın sonra yapılması gerekiyormuş. Losyon benim kafamda maksimum 10 dakika kalmıştır. Yani iyi hemşire de kalbimi kırdı.

Bugün 10. gün kabuk dökmeye gittim. Kabuklarım döküldü, iyi hemşire yine oradaydı. Şimdi ne yapmam gerekiyor dedim, PRP, mezoterapi vb. bilgilendirmesini istediğim, ben sorunca anlattı. Maalesef ayrıntılı bir bilgilendirme, farklı tedavi seçenekleri gibi konularda bir bilgilendirme prosedürü yok.


Artık tek ümidim ekilen saçın çıkması ama dediğim gibi sonucun beni memnun edeceğini hiç sanmıyorum.

Hikayemin Bursa’da saç ekimi yaptırmak isteyen herkes için yararlı olması dileğiyle.

Saçla kalın.
pati butik adlı hayvanlara yardım ediyoruz çünkü çok iyiyiz yalanıyla ürünlerin yanında mahallenin tüm kedilerinin burun çevirdiği bayat bir mama göndermekten başka bir şey yapmayan şirketle yaşadıklarımı anlatıyorum.

4 Aralık tarihinde buradan bir kazan siparişi verdim. Kazak 10 Aralık'ta elime ulaştı ama ne göreyim? Üzeri kedi tüyü kaplı, leş gibi kedi sidiği ve ucuz bir yumuşatıcı kokan, kullanılmış bir kazak. İnsanlık halidir heralde diye yeni bir ürün istedim. Asla bir özür dilemediler sadece ilk başta kötü sonradan zoraki iyi bir üslupla göndereceğiz efendimler falan başladı. 24 Aralık'ta ürün elime geldi, kurye arkadaş para istiyor. Adama derdimi kesinlikle anlatamıyorum tabi o da almak durumunda ne yapsın?

Bunlara yazıyorum bu sefer biraz daha yakaran bir üslupla ama cevap hakaret oluyor ve yalan atmaya, beni erkek olmamdan dolayı kaba olmakla suçlamaya başlıyor ve üstüne ben avukata gidiyorum diyor.

Faturasız ürün satan, kullanılmış ürün saran bu 10 IQ'lu arkadaş diyor ki ben avukata gideceğim. Konuşmalar falan hep aşağıda. pati butik rezaleti - murekkebimkurudu-0WXHjpati butik rezaleti - murekkebimkurudu-c27SEpati butik rezaleti - murekkebimkurudu-2Wxd3pati butik rezaleti - murekkebimkurudu-h51KLpati butik rezaleti - murekkebimkurudu-QqDuq
27.09.2018 tarihinde İstanbul Küçükbakkalköy'de bankanız bireysel müşteri temsilcileriyle akıl almaz bir sorun yaşadım. Kredi çekmek istediğimi belirttim ve kredi işlemlerini başlattım, işlemler sırasında Birsen Öztaş isimle bireysel müşteri temsilciniz otomatik ödeme talimatı vermeden kredi çekmemin mümkün olmadığını söyledi. Başka tanıdıklarımın bu talimatı vermeden kredi çektiğini bildiğim için itiraz ettim ve bu paketi satın almadan gerekirse daha yüksek faiz ödemeyi kabul ederek kredi çekmek istediğimi söyledim. Birsen Öztaş mümkün olmadığını tekrar belirtti ve onu gerdiğimi söyledi. Onu gerecek hiçbir şey yapmadım sadece otomatik ödeme istemiyorum dedim. Daha sonra Öztaş'la iletişim kuramadığımdan tekrar sıra aldım ve Gülbahar Turan ile aynı konuşmaları yaşadım. Turan da otomatik ödeme olmadan olmaz dedi. Konuşmalar sırasında yan masada bulunan Öztaş, bana sözle sataşmaya devam etti. Tek suçum otomatik ödeme olmadan kredi çekmek istemek! Israrlarım sonucunda Gülbahar Turan sonunda 2,35 değil de 2,45 faiz oranıyla kredi çekebileceğimi söyledi. Çekmek istediğim kredide fark sadece 250 TL! En başından beri bunu neden benimle paylaşmadıkları sorduğumda bana: "Çektiğiniz kredi düşük olduğundan 250 TL'sizin için fazla gelir diye söylemedik dediler. Şaka gibi bir cevap. Bana hakaret eden bir cevap. Saçma bir cevap. Sonunda resmen savaşarak ve Birsen Öztaş'in bana "Ben de insanım, beni geriyorsunuz" demesine rağmen sizli konuşmaktan taviz vermeyerek, aylık sadece 20 TL fazla ödeyerek otomatik ödeme yapmadan kredi çekebildim. Ben neden bunu çekmek zorundayım? Bilinçsiz tüketicilere başka şans bırakmadan zorla paket satıyorsunuz. Çalışanlarınıza sattıkları paket başına prim vermek yerine adamakıllı maaş verin, tefeci gibi milleti kandırmaya çalışmasınlar.
atatürk'ün hatırasına hakaret yüzünden 31.10.2017 tarihinde 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan derin tarih dergisi genel yayın yönetmeni kişi