istanbul'da yaşamak
Trafikten psikolojinin bozulmasıdır. "Hava mis kendimi sahile atayım" dersin, 2 saatte gidemeyip sinirin bozulur dönersin. İşe, toplantılarına, buluşmalarına hep geç kalırsın. Çünkü eskiden işe gidiş-geliş saatlerinde olan trafik artık her an, her yerde! İstanbul'un şatafatına kanmayın. "Dışına baktım yeşil türbe, içine girdim estağfurullah tövbe" lafı tam bu şehire göre. O sosyal, renkli aktivitelerin hiçbirini trafikten ya yapamıyorsunuz ya da yapmak için çok ciddi emek sarfediyorsunuz.
istanbul' da yaşamak hatta türkiye' de yaş aldıkça daha zor gelmeye başlamış olsa da türk olmaktan ve türkiye' de yaşamaktan oldukça memnun durumdayım... ama bir alternatif olarak hep söylerim, bir avrupa ülkesi düşünmek her zaman karlıdır bana kalırsa avusturya veya slovakya hem eğitim hemde iş anlamında oldukça mantıklıdır. örnek vermem gerekirse slovakya' da iş yeri açmak ve ticaret yapmak büyük kar imajı sağlar öte yandan oturum almak karlı ve ucuzdur ayrıca avrupa ülkesidir yazdıklarım araştırmalarım, gözlemlerim ve tecrübelerimle ispatlanmıştır.
mecbur olmasam hayatta yaşamayacağım şehir. 2-3 bin daha az kazanaydım da gidip antalya'da izmirde yaşayaydım dediğim şehirdir. kimsenin kimseye saygısı yok, kişisel alan algısı yok, trafik düzeni diye bişey yok. bir filmde mi ne duyduğum bi laf vardı bence istanbul'u en iyi özetleyecek şeydir; barely organized chaos.