roma

/ 4
Güzel şehirdir.
Toplu taşımaya biletsiz binmeyin çok kontrol var. Ayrıca Büfelerinden pizza yenilmez tren garı tarafında da gece dolaşılmaz.
Gece kalacak yeriniz yoksa gar da kalırım demeyin belli bir saatten sonra garı kapatıyorlar herkesi dışarı çıkarıyorlar.
Dipnot: Vatican'a gidenler tepeye çıkmadan dönmesinler.
fuiminico havaalanına indiğinizde trenle merkeze geçmek isterseniz ücret 14 euro 30 dakika civari sürer.
taksi kullanmak isterseniz 48 euro sabit ücreti var.

uçuşunuzdan önce havaalanına yakın olmak isterseniz fuiminico'ya gözatmanızda fayda var. hem kalacak yerler daha ucuz hem taksi 15 euro civarı, tren bileti 8 euro.
tek basima ilk yurtdisi tatilimi yaptigim sahane sehir. O kadar sehir gezdim ama bence hala dunyanin en guzel sehri. Esas yapilmadan donulmemesi gereken sey simdi tarif edecegim yerde makarna yemek. yalniz 1 nisan_31 aralik tarihleri arasinda pişirip servis yapiyolardi diye hatirliyorum. ispanyol merdivenlerinin tam onunde dur, merdivenlere arkani don, sag caprazindaki sokaktan girince soldaki 3.veya 4. dukkan. minnak bisey. taze taze yapip kesip pisirip hergun farkli 2 sosla servis yapiyolar. yemeden gelmemek lazim.
Benim aklıma ilk gelen şey yıllardır ballandıra ballandıra arkadaşlarıma anlattığım nikahım :) nikahım dediysem yani hayalim. nikahım romada konsoloslukta olacak ve bütün şehri gezeceğim artık gayriresmilikten çıkmış sevgili eşimle. Eşimle dediysem sevgilim de yok. bu hayalim yüzünden İtalya yı yıllardır erteliyorum. Roma bana göre aşktır roma balayıdır.
gelmiş geçmiş tartışmasız tek ve en güzel yaşayan müze. şehrin içinde kendinizi eski dönem bi filmin ışık/sahne ve dekoruyla buluyorsunuz. kısa süreli ya da uzun dönem ziyaretinizde roma sizi asla asık suratlı olmaya izin vermeyecek kadar sevgiye boğacak.
trastevere'nin ışıklı bi günde yalnız ve kafa güzelken kulaklıklarla dolaşılması gerektiği kanaatindeyim. kendimi prenses gibi hissetmeme yetmişti.
dünyada bu eşsiz güzelliğe erişebilecek başka bi şehir olduğunu düşünmüyorum. ve oraya aşık olmadan dönebilmenin mümkün olduğunu...



edit: ultimate bir roma rehberi paylaşmak için edit yapıyorum;
ilk kez Roma'ya gidecek dostlara bi' kaç minik rota önerisi olur belki...
elbette kalacağınız süre ve seyahat sebebinize göre rotanız değişiklikler gösterecektir, bunları göz önünde bulunduruyorum. ve ayrıca eğer vaktiniz çok azsa feragat edebileceklerinizi de yazdım.

olağan bi' roma yolculuğu mutlaka termini'de başlar. terminal aslında bildiğimiz... termini, trenlerin ana terminali, metro a ve b'nin kesişim noktası. roma zaten historical area üzerine kurulu olduğu için avuç içi gibi mutaka bi' noktada bu halkalar kesişiyor. o yüzden kaybolsanız da bi şekilde merkeze ulaşıyorsunuz. yani colosseo'ya...

eğer kalacağınız süre bir haftadan uzunsa roma-pass akıllıca olabilir ama onun dışında metro kartlarınız ve müzelere ödeyeceğiniz bedel cebinizden çıksa çok da zarar etmezsiniz diye düşünüyorum. zaten bir haftada maksimum gideceğiniz müze sayısı o ücreti çok da geçmeyecektir.
ve de bu işin bir püf noktası var ki eğer her ayın ilk pazar günü ya da son pazar gününe denk gelen bir ziyaret yapacaksanız kolezyum ya da vatikan'ı (tercihen vatikan) bu günlerden birine yerleştirirsiniz. güzel de bi kar etmiş olursunuz. ayrıca eğer erasmus öğrencisiyseniz ya da ab ülkelerinden herhangi birinde okuyorsanız; sanat, sanat tarihi ya da mimarlık öğrencisiyseniz (sadece fakültenizin bu uzantıda olması yetiyor) seyahatiniz süresince gezebileceğiniz neredeyse tüm müzeler size ücretsiz...
eğer kalacak yer ayarlamadıysanız (ki bu pek olağan değil ve muhtemelen ayarladınız bile) termini çevresini tercih etmenizi pek önermiyorum. taksim'in kasımpaşa, tarlabaşı bölgeleri gibi. gezgin olarak en akıllıca seçim metro B üzerinde cavour, piramide olabilir. Ya da bana sorarsanız, çok daha tatlı olan metro a üzerinde San Gİovanni, manzoni ya da re di roma hem şehrin sakinlerinin günlük yaşantısına tanıklık etmenizi, hem de kısa bi' süreliğine de olsa kendinizi onlardan biri gibi hissetmenize yardım edecek. diğer seçeneğe göre de daha hesaplı bu bölgedeki hostel seçimleri...


kaldığınız hostelde kahvaltı seçeneğini işaretlemeyin ve kendinizi mutlaka sabahın ilk ışığıyla sokağa atın! Kaldığınız her neresi ise kapınızın hemen yanında kokusuyla sizi yakalayıp içine çekecek leziz pastanalerden birine girivereceksiniz. bir sade, bir çikolatalı kruvasan benim en sevdiğim. ve tabi ki kahvenin her çeşidi...
buradan çıkıp en yakındaki metro istasyonuna kendinizi atın. ilk durak colosseo metro sizi zaten yönlendiriyor yol detaylarını anlatmıyorum.
ilk günün ilk rotası, klasik tarihi rota. kolezyumda iniyorsunuz ve eğer içeriyi incelemek istiyorsanız sıraya giriyorsunuz. umarım yaz aylarında gitmemişsinizdir, çünkü o bekleyiş bezdirici oluyor. kolezyumu inceledikten sonra roma Forum'a aynı biletle girebiliyorsunuz. roma forum, kolezyumun çevresi ve altında bulunan alan dahil oldukça geniş bir bölge. ama kolezyumun içine girmektense burada vakit geçirmenizi öneririm. ayrıca bilet alarak da giriş yapabiliyorunuz, 8 Euro gibi bir bedeli var yanlış hatırlamıyorsam. bol bol düşüncelere dalıyorsunuz tabi, gerçekten büyüleyici. kafamdaki şekliyle pompei'de gezinirken daldığım düşüncelere çok yakındı bu yüzden gerçekten yüksek bi tarihi değeri var bu bölgenin.
kolezyumdan ve roma forumdan sonra köprü bitiminden yürümeye devam ediyoruz. Ve sol tarafımızda bütün asaletiyle piazza venezia…meydanda romalılar tarafından pek de öyle sevilmeyen bi yapı var. Vittorio emanueleii. Merdivenlerden tırmanıp tepede bi nefes alın. En üst kata sol yandaki merdivenlerden çıkabiliyorsunuz. Buradaki çatıdan önünüzde kalan geniş alanı seyredebilirsiniz. ileride sağda harika bir müze var. mercati di traiano. romada en çok sevdiğim müze, kesinlikle tavsiye sebebi! girişi maalesef buradan değil ama net bi şekilde görünüyor o kızıl muazzam yapı. bunu aklınızdan tutun, söylediğim gibi girişi binanın arkasında olacak.
İsterseniz müzeyi, müzeler gününe de bırakabilirsiniz. Çünkü tarihi rotada eksik kalan çokk önemli iki meydan daha var. Piazza venezia ve tam karşısından devam ederek piazza del poppoloya dek süren cadde via del corso. Bunu sık sık arşnılayacaksınız. Cadde üstünde bol bol mağaza ve yiyecek/içecek dükkanı var, venchiden bikaç minik çikolata aşırabilirsiniz. Caddenin ortasında ilerlerken sağda via dei sabini isimli sokağı görür görmez sağa dönün. Sokağı takip edin ve ilk sağda fontana di trevi, aşk çeşmesi. Para atacaksanız siz bilirsiniz ama bence çok minik bişey atın, zira treviye geçtiğimiz yıl toplam 1,5 milyon dolar değerinde para atılmış. Ve bu meydanda; çeşmenin yakınında yiyecek içecek tüketmeniz yasak. Yukarıdaki köprüde sorun olmuyor bildiğim kadarıyla.
Treviden sonra ikinci durağımız spagna. Size burdan sokak tarifi yapmak istedim ama gerçekten çok karışık oldu. O yüzden tabelaları takip ettiğinizde kolaylıkla bulacağınızı düşünüyorum. Ya da en kötü corso’ya tekrar çıkıp oradaki işaretleri takip edebilirsiniz.
Spagnaya gelmeden hemen yanıbaşında Pastificio Guerra’ya uğrayın. İtalyaya geldik hani makarna diyorsanız umarım sabretmişsinizdir. Romada hem uygun hem güzel müthiş bi lezzet burada. Yemekten sonra pompiye uğrayıp efsanevi tiramisudan da tadın ama.
Spagna’ya geçip , İspanyol merdivenlerinin en tepesine çıkacaksınız. Meydanın en üst merdivenlerine komşu çok tatlı bir park var. Yorulursanız orada serilebilirsiniz yere....
Güzelce bi’ dinlendikten sonra corso’ya tekrar çıkın ve poppolo meydanına kadar yürüyün. Meydanda devasa bir obelisk var. Altında oturup hayallere dalabilirsiniz. Nedendir bilmem, romada onlarca tarihi güzellik ve doğa harikası var ama hiçbiri benim bu meydanda oturup hissettiğim huzura eş olamadı. Gerçekten sebebini anlamak güç…

Evet. İlk tarihi rota böyle sonlanıyor. Daha sonrasında vatikana gidiş için de bi’ rehber hazırlayacağım. Ve tabi ki eğlence rotaları. Gündüz ve gecee. Ama şimdilik aşağıya bıraktığım bkzlardan mekan isimlerini bulabilirsiniz.
(bkz: scholar's lounge bar)
(bkz: gallery borghese)
(bkz: avantine hill)
(bkz: piazza del poppolo)
(bkz: chapel sistine)
(bkz: roma ice bar)
trafik ışıklarının anlamını yitirdiği bir çeşit açık hava müzesi olan çok güzel bir şehirdir.her yerini yürüyerek keşfetmek gerektiğini düşünmekteyim.çünkü her köşesinde keşfedilmeyi bekleyen ayrı ayrı güzellikleri vardır.yürüdükçe,gördükçe insanı şaşkına uğratır.Birde heryerinde çeşmeler vardır ki şehri keşfinizi kolaylaştırır.geceleri ise az biraz sessiz bir kısımdaysanız o eskiliğin ve mimarinin verdiği hafif korkutucu da bir hali vardır.ayrıca dondurmalarınında denenmesi önerilir.
İtalya nın kalbi, her köşe başında sizi selamlayan tarihi ve modern şehir koşuşturmasının birlikte yaşandığı sevdiğim şehirlerden biri. Aşıklar çeşmesi, Collesium, İspanyol Merdivenleri, Vatikan City, Castello Angelo... say say bitmez
her köşede çeşmesi olan, her adımınızda başka bir tarihi şaheser görebileceğiniz harika bir şehir. aşık olduğum bir şehir diyebilirim. termini civarı gece vakti pek tekin değildir ve o civarda gece vakti siyahi torbacı arkadaşlar bir köşe başından ansızın gelebilirler
/ 4