#tüm yoldancikanlar entry'leri

Hayatımda duyduğum en uzun isimlerden birine sahip olan 14. yy’da yaşamış orta çağın en büyük seyyahıdır kendileri.
Gerçek ismi için,
(bkz: ebû abdullah muhammed bin abdullah bin muhammed bin ibrahim levâtî tancî)

1325 yıllarında hac için Mekke’ye gitmiştir ama bu yol deneyimi ona daha fazla yol alma isteği uyandırmış sonrasında kendisini doğu yönüne doğru esen bir rüzgar arasında bulmuştur, bu süreçte iran, çin, Hindistan, mısır, tunus ve Endülüs gibi yerlere gidip bazı islami araştırmalarda yapıp, döneminin en büyük seyyah abisi oluvermiştir.

Sultan Ebu İnan Faris'in isteği üzerine en büyük eseri ve döneme ışık tutan Rıhlet-ü İbn Battûta seyahatnamesi ortaya çıkmıştır. İslam dünyasında pek ismi ön plana çıkmış olmasa da son zamanlarda eserleri ve araştırmaları ile anılmaktadır.
Dubai’de kendisine ithafen bir avm yapılmıştır, bunun alışveriş merkezi olması da düşüncürüdür.
linki
Hakkında bilgi içeren national geographic channel belgeseli ve araştırması da vardır. Biraz daha ayrıntılı bilgi için.
ulaşmak için
Türkiye’de hakkında en çok bilgiye sahip ve araştırmaya yapan isimlerden biri a. sait aykut’dur.
İddia ediyorum ki hayatınızda yiyebileceğiniz en güzel dondurmayı burada yiyebilirsiniz. Ben ki dondurma manyağı biriyim ama hiçbir şekilde bir dondurma tadını bu kadar ayrı güzel tatta bulmadım. Zaten öyle boş bir yer değil, oranın tarihi dondurmacısı, kuyruklar var.

Yaklaşık 40 dk. Beklemesi sürdü ama değdi mi şimdi olsa iki saatte beklerim milyon saatte, hiç dert değil. Kocaman kaselerde, külahlarda karışık yapılmış dondurma servisi ile sizi eminim kendisine aşık edecektir.

Trebinje’ye bir kez daha net gitme sebebimdir. Fiyatları ise oldukça ucuzdur, Türk parası ile koca külahları 2 TL-5TL arasında yiyebiliyorsunuz, içinde nutelladan, kremalara, ekstra aroma ve soslara kadar bir sürü şey ekletebiliyorsunuz. Neyse ben daha anlatıp ağzınızı sulandırmayayım ama giderseniz oralara şiddetle öneriyorum.
En kolay Belgrad’ı kabaca nasıl turistik yerlerini turlarım derseniz, ring şeklinde hareket eden 2 numaralı tramvay size iyi fırsat sunmaktadır.

Bilindiği gibi Türkiye’de otobüs kullanırken ön kapıdan ya da metrobüs, tramvay veya vapur gibi toplu taşıma aracına turnike sistemleri ile ücretini ödeyerek erişirken Belgrad’da aracın içinde ücreti ödeniyor ama yolcu alımında tüm kapılar açık olduğundan kaçak yolcu sayısı ödeyenden ezici çoğunlukla fazladır. Bu açıdan ücret ödenmediği için çoğu insan gönül rahatlığı ile tercih etmektedir ama kimi zaman kontrolöre denk geldiğinizde size yüklü bir euro cezası kesebiliyor ama ihtimal az.

2 nolu trende yolculuk yaklaşık trafiğe takılmadığı sürece 40 dk sürmektedir ki trafikte İstanbul trafiği zaten değil korkmamak gerek. Cazip kılan en büyük yanı ise Mayıs-Ekim ayları arasında her Cuma saat 19:00’da Sırpça, 20:00’da İngilizce, yine her Cumartesi 17:00’da Sırpça, 18:00’da ise İngilizce rehber eşliğinde şehir turu yapıyor olmasıdır ama trenin kapasitesini 25 kişi ile sınırlı tuttuklarından knez mihailova’da bulunan Tourist Information Office’ ne (Pzt-Cmt 09:00-21:00, Pzr 10:00-15:00) rezervasyon yaptırıp ücretsiz bu tura katılım sağlayabilirsiniz.
Genelde çekmeköy ile karıştırılan üsküdar’a bağlı Boğaziçi kıyılı yerleşim yeridir.

İlk ismi protos diskos’tur. Tarihi yerleşimi çok eski zamanlara kadar dayandığı gibi söylentilere göre merkezinde bulunan ayios yeoryios kilisesinin bulunduğu yerde eski bir krallık bulunuyordu daha sonra manastıra çevrilmiştir. Bu manastırda o dönemin kraliçesi tövbekar kişileri barındırılmasından ötürü zamanla protos diskos’un ismi ta metanias olarak anılır oldu. 11. yy’dan itibaren singelos olan yüksek din adamları ve aydınların buraya yerleşmesi ile singeluhora şeklinde yani singelköy olarak anılmaya başladı.

Bazı kişiler ise isminin Çengeloğlu tahir paşa'nın yaptırdığı cami ile çengelköy olarak adlandırılmaya başlandığını söylüyor.

Çengelköy’de eskiden balıkçılık ve sebzecilik üzerine geçim sağlanırdı. Herkesin bildiği gibi Çengelköy Hıyarı bu konuda nam salmıştır.
Meşhur olan şeyleri ise hıyarı, Çınaraltı Çay Bahçesi, tarihi fırını simitleri ve Çengelköy Börekçisidir.

Tarihte bir zamanlar son padişah vahdettin’den, mehmet akif ersoy ve birçok yazarın yaşadığı bir bölge olmuştur. Şimdilerde ise popüler kişiler ve iş adamları kenan doğulu, beren saat, huysuz virjin, , aziz yıldırım, semiha yankı ve hüsnü özyeğin gibi birçok isim yaşamaktadır.

Manzarası ve doğası nedeni ile Süper Baba, Adanalı, Kurtlar Vadisi Pusu gibi birçok hit olmuş film yine burada çekiliyor. Aynı şekilde merkezinin çevresindeyken sahil ve yalılarda bir çok dizi çekimine şahit olabiliyorsunuz.
12. Cumhurbaşkanının Vahdettin Köşkünün yanına yaptırdığı Başbakanlık Ofisi dar caddelerinden ötürü, trafiği üst düzeyde olan Çengelköy’e neler kazandıracağı merak konusudur.

Çengelköy’ de gezilebilecek yerler ise tarihinden ötürü oldukça fazladır. İçinde bir sürü yerlilerinin bile bilmediği ayazmalar ile doludur. Şuan da bilinen üç ayazma vardır. Bunlardan biri Vahdettin Köşkünün yakınında olan ayazmadır, kimselerin bilmediği bu ayazmada, gönüllü çalışanı tarafından söylediğine göre İstanbul’dan İzmir’e kadar uzanan bir su kanalı vardır. Yine çalışanın anlattığına göre bu sudan içen insanlardan yürüyemeyen birisi yürümeye başlamıştır ve kullandığı değnekler bu ayazmada saklanmaktadır.

Çengelköy’ün merkezinde bulunan aya yorgi kilisesi öncesinden Manastırdı. Çalışanı tarafından verilen bilgiye göre dünya da tek üçgen şeklinde olan kilisedir. Manastır zamanında kilise sahile kadar bir alan teşkil ederken sonrasında yaşanan rantlar ve kırpmalar sonucu üçgen bir arsa yapısı elde kalmıştır.
En ünlü yalıları ise abdullah ağa yalısı ve sadullah paşa yalısı’dır. Sadullah Paşa Yalısı; ilk sahiplerinden biri Bağdat Valisi Hamdi Paşa’dır. Hamdi Paşa’nın borçları yüzünden Ayaşlı Esad Muhlis Paşa’ya satılmıştır. Abdullah Ağa yalısı şuan SÜTİŞ tarafından restoran olarak işletilmektedir.

Bünyesinde Kavas Ahmed Ağa, Kavvas Başı, Hadice Sultan ve Hamam Çeşmesi gibi tarihi çeşmeler vardır. Yolu düşenlerin muhakkak uğraması gereken manzarası ile büyüleneceğiniz Kaymak Mustafa Paşa Camisidir.
Tarihi Çınaraltı Çay Bahçesi her gün il içi ve dışından misafirler ağırlamaktadır. Dışarıdan yiyecek getirmek serbest olup içecekleri nakit ödeme ile alabilirsiniz.
Yunanistan’a gelmişken corinth kanalına da uğramak istiyorsanız turların dışında bireysel Atina’da ki omoniametro istasyonun orasında meydanın yanından bineceğiniz 051 nolu otobüs ile ktelkifisos’dan Corint’ e ulaşabilirsiniz, yaklaşık bir buçuk saat sürmekte olup, bileti pahalı değildir.
atina'dan corinth kanalı'na arası ulaşım - yoldancikanlar-4PxXF
Sokaklarda posta kutuları varken pratik ve güzel anı oluşturabilir, posta ofisi ararken işkenceye dönüşebilecek eylem de olabilir. Bazen zaten yorgunluğunuz yetmiyormuş gibi bir de ofisini aramak sizi daraltabilir, eşe dosta elden vereyim dedirtebilir ama ararken sizleri de gezdirebilir.

Şimdiye kadar atılan hiçbir kartpostalın çok uzun dönem kalmam hariç benden önce ulaştığına şahit olmadım. Hatta ve hatta ne hikmetse sizinle birlikte atan ülkenize daha yakın ülkesine çok uzak olan arkadaşınıza daha erken gelebilmektedir, kimi zamanda ne acı ki yollarda kaybolabilmektedir ama hem koleksiyonunu yapanlar hem sevdiklerinize küçük hatıralar gittiğiniz yerden bırakmak için fırsat buldukça tavsiye edebileceğim hareket.
Temkinli olunduğu sürece korkulmaması gereken olay.

Her seyahat eden kişinin başına gelebilir ama tedbir ile ciddi bir sorun olmadan atlatılabilir. Ayrıca bu mantık ile bize bulaşmazlar çok kişi ile seyahatin faydası yoktur.

Bir defasında bir İngiliz iki Fransız bir Polonyalı ve bir Litvanyalı arkadaş ile fıkra gibi gece vakti gezerken iki tane silahlı adam önümüzü akrobasi hareketleri ile filmlerdeki gibi kesip “give me Money, give me Money” diye para istedi, içlerinden Türk olarak ben, tüm soğukkanlılığım ile param olduğu halde yok diye söyleyip kenara geçtim. Benden gören diğer yabancı arkadaşlardan bir kaçı da aynısı söyleyip yanıma geçti bir iki tanesi ise para verdi. Burada bence önemli olan soğukkanlı olmaktır. Tabi karşındaki insana bağlı olarak kimse üç kuruş için kolay kolay seni öldürüp başına bela almak istemez, korkutup paranı almak ister, yani isteyenine denk gelirsen de Allah yardımcın olsun. Böyle durumda gönlünden kopan bir şey de verebilirsin orası ayrı.

Ama özellikle belirtmek isterim ki kalabalık olmanın pek bir anlamı olmayabiliyor, yani bu olayın dışında onca tek başıma, gece saatlerinde, kız başına gezmelerden tek bir olumsuz durum yaşamadım. Tedbir olarak içten cepler, cüzdanlar, klasik çorap vs. altına saklanan paralar ya da yanınızda bulunan eşyaların özelliklerine göre yaratıcı fikirler ile saklayabilirsiniz. Ek bir diğer tavsiye de çok fazla ıssız yerlerde yabancı olduğunuzu konuşarak vs. belli etmeyiniz ama en başta denildiği gibi abartılacak ya da sizi yoldan alacak kadar korkulacak bir durum yok.
Yurt dışındayken bir Çek Cumhuriyetinden bir de Türk arkadaşım ile yaşadığımız deneyim şeklinde cereyan etti.

Araçların durmaması sonucu umudumuzu kaybediyorken yoldan geçen bir traktör durdu ve abimiz bizi traktörün arkasındaki üzerinde kafeslerin dizildiği araca aldı. Yol boyunca köy gibi yollardan geçerken yerli halka el sallayıp, selamlar söyleyerek yolculuğu keyifli hale getirdik. Sonrasında şoförcü abimiz bizi bir cafeye götürüp kahve ısmarladı. Otostop, kendileri tadılası güzel deneyimdir.