12. cumhurbaşkanına açık mektup
boğaziçi dayanışması hesabından paylaşılan 12. cumhurbaşkanına hitaben kararlı bir üslupla kaleme alınan ülkenin son 19 yıldaki önemli olaylarını da gündeme taşıyarak boğaziçi öğrencilerinin hak mücadelelerini savunan mektup.
kaynak
--- spoiler ---
12. cumhurbaşkanına açık mektup
daha önce melih bulu'ya "bir provakatör üstünde şiir denemeleri" şiiriyle yanıt vermiştik. konunun asıl
sorumlusunun siz olduğunuzu anlayıp yanıt vermeniz sevindirici.
bugüne kadar bizimle türgev aracılığıyla el altından görüşmeler talep ettiniz. şimdi de bizimle basın
aracılığıyla tartışmaya çalışıyorsunuz. biz aracıları sevmiyoruz, doğrudan ve herkese açık bir şekilde
konuşmayı tercih ediyoruz. umarız siz de böyle devam edersiniz.
önce size eylemlerimizin nedenini ve taleplerimizi hatırlatalım:
üniversitemize öğrencileri ve öğretim üyelerini hiçe sayarak bir kayyum atadınız. yaptığınız yasal mı?
evet her firsatta tekrar ettiğiniz gibi yasal ama meşru değil. bu atama, toplumda içinde zerre kadar adalet
kırıntısı taşıyanı isyan ettirecek bir atama!
üstüne üstlük, bir cuma günü bir gece yarısı kararıyla daha; hocası, öğrencisi, emekçisi tüm kurumu sindirmek adına fakülteler açıyor, dekanlar atıyorsunuz. üniversitemizi kendi siyasi militanlarınızla doldurma çabanız, içine düştüğünüz siyasi krizin göstergesidir.
krizinizin mağdur ettikleri günden güne büyüyor!
biz kendi anayasal haklarımızı toplumun tüm kesimlerinin maruz bırakıldığımız haksızlığın farkına
varması için kullanıyoruz. taleplerimiz şunlardır:
bu süreçte gözaltına alınan, tutuklanan bütün arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın!
lgbtı+ arkadaşlarımıza ve diğer hedef gösterilen bütün gruplara yönelik itibarsızlaştırma kampanyaları
sona ersin!
başta bu gözaltılara, tutuklamalara ve hedef göstermelere sebebiyet veren melih bulu olmak üzere bütün kayyumlar istifa etsin!
üniversitelerde, üniversitenin bütün bileşenlerinin katıldığı demokratik rektörlük seçimleri yapılsın!
yürekleri yetiyorsa diye başlayan bir cümle kurmuşsunuz.
cumhurbaşkanım istifaya çağırmak bir anayasal hak mıdır? evet!
o halde bir anayasal hakkı kullanmak ne zamandan bir cesaret sorunu oldu?
bizi size koşulsuz itaat edenlerle karıştırmayın. siz padişah değilsiniz, biz de tebaanız değiliz.
ama madem yürek demişsiniz kısaca ona da cevap verelim.
bizim hiçbir dokunulmazlığımız yok! sizse 19 senedir bir dokunulmazlık zırhının altında esip gürlüyorsunuz.
içişleri bakanı dini hassasiyetleri kaşıyan yalanlar söylüyor. biz kendimize otosansür uygulamayacağımızı söylüyoruz.
lgbti+ arkadaşlarımıza sapkın diyorsunuz, biz lgbti+ hakları insan haklarıdır diyoruz.
parti üyeleriniz soma'da madencileri tekmeliyor. biz işçilerin yanında eylemli bir şekilde saf tuttuk,
tutacağız.
hdp genel başkanını hukuksuz bir şekilde hapishanede tutuyorsunuz. gazetecileri de sendikacıları da...
bizse gerçekleri korkmadan haykıranlarla biriz, beraberiz, tüm kayyumların karşısındayız diyoruz.
siz berkin elvan'ın annesini mitinglerde yuhalatıyorsunuz.
biz berkin elvan'ın yanındayız diyoruz.
siz "osman kavala'nın karısı da bu provokatörlerin arasında yer alıyor" diyerek adını bile anmadan ayşe
buğra'ya sataşıp, hedef gösteriyorsunuz. bir kadının bahse değer tek özelliğinin onun eşi olduğuna dair
cinsiyetçi boş inancı çiğ bir üslupla dile getiriyorsunuz. biz ise "ayşe buğra kıymetli bir hocamız, ve bir bilim insanıdır." diyoruz. "ona yapılmış bir saldırıyı kendimize sayarız." diyoruz.
(siz şimdi de bu mektup için suçluyu övmekten, cumhurbaşkanına hakaretten düzinelerce dava açarsınız. biliyoruz ama doğruyu söylemekten asla vazgeçmeyeceğiz, onu da biliyoruz!)
kendi atadığınız rektörü okulda tutacak gücünüz olmadığı için, yeni kurulacak fakültelerle, şişirme
kadrolarla ayakta tutmaya çalışmak da pek yüreklice bir tutum olmasa gerek.
bu nedenle yürek konusunda söylediklerinizi ciddiye almiyoruz.
biz farkındayız ki ne boğaziçi üniversitesi türkiye'nin en önemli kurumu ne de melih bulu’nun kayyum
olarak başımıza gelmesi türkiye'nin en önemli sorunudur.
istifanız talebine gelince, biz sizi bu mesele nedeniyle istifaya çağırmayız.
niye mi?
siz istifa edecek olsanız,
hrant dink katledildiğinde istifa ederdiniz!
soma'da 301 madenci katledildiğinde istifa ederdiniz!
roboski'de 34 kürt öldürüldüğünde istifa ederdiniz!
çorlu'daki tren kazasından sonra istifa ederdiniz!
başta khk'lılar olmak üzere, işsiz bıraktığınız ya da iş bulamayan binlerce yurttaşın geçim derdini
görüp istifa ederdiniz!
o zaman halkı yoksulluğa mahkum eden ekonomi politikalarınız içinden çıkılmaz hale gelince damadınızı kurban etmek yerine sorumluluğu üstlenirdiniz.
örnekler çoğaltılabilir fakat siz hiç istifa etmediniz.
sizin tabirinizle yürekli olmak yerine safça kandırılan olarak görünmeyi tercih ettiniz.
şimdi sizi niye istifaya çağıralım?
biz melih bulu o koltukta oturduğu sürece protestomuzu boyutlandırarak sürdüreceğiz.
bu konuda gerekeni yapıp yapmamak ise sizin bileceğiniz iştir.
biz demokratik hak ve özgürlükleri gasp edilenlerin yanındayız!
bu topraklarda ezilenleri meydanlardan, kürsülerden bağırıp tehdit ederek hedef göstererek
susturamayacağınızı anlamanız dileğiyle.
--- spoiler ---
bir grup uç kişilerin yayınladığı, barışçıl eylemlere gölge düşüren ve cumhurun ekmeğine yağ sürme gayesi güden mektuptur.
ayranı dökmemek, götü siktirmemek için aralara serpiştirilmiş haklı serzenişler; mektubun asıl gayesini çöp etmiştir.
altında tüm boğaziçi unsurlarının imzalarının olmadığı bir bildiri, sadece provakatiftir. zaten okuma yazma bilen herkes bu dilin, boğaziçi'nin ortak dili olmadığını, hata yapmama çabasıyla yalın bırakılmış olduğunu anlar. eleştiriyorum, karşıda değilim, bu mektuptaki her başlık ayrı bir tartışma konusudur ama mevzu oraya gelmeden bu haklı mücadeleye gölge düşüren yanlışın kendisidir.
ayranı dökmemek, götü siktirmemek için aralara serpiştirilmiş haklı serzenişler; mektubun asıl gayesini çöp etmiştir.
altında tüm boğaziçi unsurlarının imzalarının olmadığı bir bildiri, sadece provakatiftir. zaten okuma yazma bilen herkes bu dilin, boğaziçi'nin ortak dili olmadığını, hata yapmama çabasıyla yalın bırakılmış olduğunu anlar. eleştiriyorum, karşıda değilim, bu mektuptaki her başlık ayrı bir tartışma konusudur ama mevzu oraya gelmeden bu haklı mücadeleye gölge düşüren yanlışın kendisidir.
üsteki arkadaşa değil sözüm ama ben gerçekten her olayda akp'nin ekmeğine yağ sürüyorsunuz muhabbetinden gerçekten sıkıldım.
ne yapalım arkadaş. susup oturalım mı, hiç mi konuşmayalım seçim beklemekle olmuyor. şehirleri birbirine kaydırıyorlar kazanmak için. herşey mübah bu adamlara
ben bir gezi hüsranı daha kaldıramam bu olaylar yine hüsranla sonuçlanırsa. yanlış anlaşılmasın iç savaşa gitsin ülke yansın demiyorum ama bir geri adım atsınlar en azında ya yeter artık.
ne yapalım arkadaş. susup oturalım mı, hiç mi konuşmayalım seçim beklemekle olmuyor. şehirleri birbirine kaydırıyorlar kazanmak için. herşey mübah bu adamlara
ben bir gezi hüsranı daha kaldıramam bu olaylar yine hüsranla sonuçlanırsa. yanlış anlaşılmasın iç savaşa gitsin ülke yansın demiyorum ama bir geri adım atsınlar en azında ya yeter artık.