bodrum rock festivali
Gittiğim ilk ve tek festival.(şimdilik) hikaye şöyle başlıyor. Yalıçiftlik yolunda başladım yürümeye gidiyorum. Tam 50 metre yürümüştüm ki az ötemde siyah bir araba durdu. Bir parça tedirginlikle noluyoruz diye düşünmedim değil. Neyse görmemiş gibi yapıp yoluma devam ediyordum ki arabanın içindeki adam bana seslendi. Festivale mi gidiyorsun gibisinden, bende çekingenlikle evet dedim. Fakat gözlerim soru sorcasına bakıyor olsa gerek açıklama gereği duydu. Festival organizatörlerindenmiş kendisi, kartını filan gösterdi. İsterseniz sizi festival alanına bırakabilirim dedi. Bende kabul ettim. Neyse beni festival alanına soktu içeriyi tanıttı araçla ve ilk geldiğim festival olduğunu öğrenince onur konuğu yaptı beni. Çok kibar biriydi. Yeme-içme istediğin gibi al dedi. Görevli birkaç arkadaşla tanıştırdı. Hepsi çok iyi insanlardı. Gerçekten güzel geçti festival. Bileğime görevlilerin taktığı bilekliklerden birini taktılar. Esasında biletimi önceden almıştım ama gerek bile kalmadı onu kullanmama. Sonra geceye doğru eve gitme vaktim geldi. Hatta biraz geç bile olmuştu. Dolmuş filan kalmamıştı. Bana akşam dönerken haber ver seni bırakayım filan demişti ama iş çıkarmak istemedim adama açıkçası. Zaten fazlasıyla ilgilenmişler yardımcı olmuşlardı. Keyifli bir gün geçirmiştim. Neyse çıktım tek başına yürüyorum orman yolu. Zifiri karanlık olduğundan telefonumun fenerini yaktım. 100-200 metre sonra vip tarzda bir araç gördüm. Yakınında 3 adam bir şeyler içiyorlardı. Onlara bakmadan geçiyordum ki içlerinden biri durdurdu beni. Festivalden mi geliyorsunuz gibisinden sordu bana bende tedirginliğimi belli etmemeye çalışarak kibarca evet diye yanıtladım. Sonra festivali nasıl bulduğumu sordu, dediklerine göre onlar gitmeyi planlamışlar fakat bir sıkıntı mı olmuş vazgeçmişler mi ne tam hatırlamıyorum 2 sene oluyor bunları yaşayalı. Neyse işte festival ile ilgili sorularından sonra bu karalıkta korkmuyor musunuz başınıza bir şey filan gelebilirdi gibisinden. Yok dedim fakat gideceğim yere kadar bırakmayı teklif ettiler. Reddettim fakat hafiften ısrar ettiler. Bende “neyse kızdırmayayım insanları daha kötü olur” diye düşünerekten tamam dedim en sonunda. Aracın içi fazlasıyla lükstü ve bira şişeleri vardı. Sarhoş görünmüyorlardı ama hafiften keyif yaptıkları belliydi. Yolda festivalle ve burada mı yaşadığımla ilgili bir iki soru sordular. Yanıtladım bende kısa cevaplarla. Şanslısınız kötü birileri çıkmadı karşınıza filan dediler. Sonra otogara varınca teşekkür edip indim. Festivale gelirsek eğer karşılaşırız belki dediler. Sonra otogara gittim ben Turgutreis dolmuşuna bindim tam zamanında. Dolmuş hareket ettikten iki dakika sonra deprem oldu. Fazlasıyla garip bir gündü anlayacağınız o gün benim için. Yine ilklerimi gerçekleştirdiğim günlerden biriydi. İlk kez bir festival gitmek, ilk kez tanımadığım insanların araçlarına binmek filan. Farklı deneyimler silsilemden biriydi diyebilirim.
Efsane olabilecek, günlerce dillerden düşmeyecek festivali beceriksiz organizatörlerle harcanmıştır. Öyle bir line-up vardı ki afişte aşık olmuştum. İlk varışım çok güzeldi. Yorucu otostoptan sonra çadırımı kurdum. Eski dostlarla selamlaşıp 2 bira 1 şarap aldım. Dostlar çemberinde fatihten kalan yarım şarabı da gömünce iyiden iyiye çarptı beni bodrum sıcağı. Ayılmak için duş alacağım. Duş yok.. daha doğrusu duş başlığı koymuşlar ama su yok… tanker gelmemiş.. Akşam oldu sanatçılar yok.. sabah oldu hala su yok.. görevliler ortalıkta yok.. alanda hiçbir şey yok.. ertesi gün deprem oldu.. can gox sahneden atladı, bacağını incitti.. tuncer tunceli abi 15 bin tl lik telecaster’ı fırlatıp kaçtı.. neyse ki o sahne devrilmedi kimse de zarar görmedi. Ama büyük bir tedirginlik hakim oldu.. 70 isim varsa hepi topu 15-20 tanesi sahne aldı. Babacanların hiçbiri çıkmadı gelmedi o festivale. Bizim içinde hayal kırıklığı oldu.
Artılar;
-festival boka sarınca bizde saldık. festival bileklikleri kırmızıydı. Ama sadece tek tarafı kırmızıydı. Diğer taraf beyazdı. Aynı zamanda görevlilerinde beyazdı. Bilekliğin diğer tarafını çevirip Backgrounda girdik. Sınırsız bira içip takıldık. Atv kullandık. Telsizden anons geçip kapıdaki korumaları yönlendirdik. Kafamıza göre takıldık. Organizatöre hesap sorduk. Serdar abiydi sanırım. İyi kazıkladı bizi. Buradan selam olsun. Festival artık bizim sayılırdı.
-yakınlardaki otelle ilgili bir anım var ama bahsetmek istemiyorum. Kısacası festivale giden arkadaşlar bunu kesinlikle biliyorlardır. Zaten hepi topu 150-200 kişiydik.*
-hayatımda ilk kez batu mutlugil‘i canlı dinleme fırsatım oldu. Teşekkür ederim batu baba. Süperdin.
-ve yine pitch black process‘ı ilk kez dinledim. Baterist abinin o şahane performansı hala gözümde canlanıyor. Konser sonu verdiği baget hala kitaplığımı süslemekte. Size de teşekkürler.
-festivalin son sabahı kalan midyeleri bize verdiler. 150-200 tane kocaman midye vardı. Cebimde kuruşu olmayan ben için ilaç gibi gelmişti.
Artılar;
-festival boka sarınca bizde saldık. festival bileklikleri kırmızıydı. Ama sadece tek tarafı kırmızıydı. Diğer taraf beyazdı. Aynı zamanda görevlilerinde beyazdı. Bilekliğin diğer tarafını çevirip Backgrounda girdik. Sınırsız bira içip takıldık. Atv kullandık. Telsizden anons geçip kapıdaki korumaları yönlendirdik. Kafamıza göre takıldık. Organizatöre hesap sorduk. Serdar abiydi sanırım. İyi kazıkladı bizi. Buradan selam olsun. Festival artık bizim sayılırdı.
-yakınlardaki otelle ilgili bir anım var ama bahsetmek istemiyorum. Kısacası festivale giden arkadaşlar bunu kesinlikle biliyorlardır. Zaten hepi topu 150-200 kişiydik.*
-hayatımda ilk kez batu mutlugil‘i canlı dinleme fırsatım oldu. Teşekkür ederim batu baba. Süperdin.
-ve yine pitch black process‘ı ilk kez dinledim. Baterist abinin o şahane performansı hala gözümde canlanıyor. Konser sonu verdiği baget hala kitaplığımı süslemekte. Size de teşekkürler.
-festivalin son sabahı kalan midyeleri bize verdiler. 150-200 tane kocaman midye vardı. Cebimde kuruşu olmayan ben için ilaç gibi gelmişti.