burçlara inanmak
milyarlarca insan, 12 tane burç var ve birileri çıkıp yıldızlara bakarak bu 12 burcu yorumluyor. milyarları 12ye böldüğümüzde çok fazla aynı şeyleri yaşanası gereken insan ediyor. e ne oldu şimdi? mesela ben ağustosta doğdum diye mükemmeliyetçi lüks düşkünü, başkası nisanda mayısta falan doğdu diye çok duygusal olmak zorunda mı? hele bi de sosyal medyada şeyler dönüyor “burçların kıyafetleri, en bilmem ne burçlar, bilmemnaapmanız gereken burçlar” arkadaşlar kendimize gelelim... ne demişler: yıldızlar da kayar durmaz yerinde...
Astroloji sözüne bakınca, yıldızların yer olayları üzerine etkisini belirtmeye ve bu olayları göz önünde tutarak geleceği tahmin etmeye dayanan falcılık sanatı olarak algilariz. Şimdi yıldızlar yer olaylarını nasıl etkiler, açıkçası benim aklım almıyor. Yıldız'ın bir kütleçekim gücü var ki, uzaklığın karesiyle artıp azalır, en yakın yıldız 4.5 ışık yılı uzağında olduğundan bizi çokta bağlamayan bir gücü. Bize ulaştığı ışık demetleri var, ne kadar soluk olduğunu farkediyorsunuzdur. E bide enerji kayıpsız ışık hızıyla notrino yolluyorlar. Şimdi, takım yildizlarindaki mesafenin de en az 4.5 ışık yılı uzaklığında olduğunu varsayalım. Ki çok daha uzaklar. Bir takım yıldızından yer olaylarını etkileyecek bir sinyal ışık hızıyla bize doğru gelse, her Yıldız'ın sinyalleri 4.5 yıl arayla gelir. Abi bu takimyildizlari nasıl koordine oluyor, nasıl dünyadaki kova burcuna götlük yapayım, boğa burcuna kıyak geçeyim diye düşünüyor, ben bilemiyorum bir türlü.
Neyse boğa burcuyum, inatciyimdir biraz düşüneyim bu konuyu. Ha unutmadan Carl Sagan'ın bir lafiyla bitireyim entryi.
“Çünkü günlerimizin rutin düzenine kozmik bir önem atfediyor. Evrenle şahsi bir bağ kurmaya dair özlemimizi gideriyormuş gibi yapıyor. Astroloji tehlikeli bir kadercilik sunar. Eğer yaşamlarımız göküzündeki türlü trafik ışıkları tarafından kontrol ediliyorsa, neden herhangi bir şeyi değiştirmeye uğraşalım?”
Neyse boğa burcuyum, inatciyimdir biraz düşüneyim bu konuyu. Ha unutmadan Carl Sagan'ın bir lafiyla bitireyim entryi.
“Çünkü günlerimizin rutin düzenine kozmik bir önem atfediyor. Evrenle şahsi bir bağ kurmaya dair özlemimizi gideriyormuş gibi yapıyor. Astroloji tehlikeli bir kadercilik sunar. Eğer yaşamlarımız göküzündeki türlü trafik ışıkları tarafından kontrol ediliyorsa, neden herhangi bir şeyi değiştirmeye uğraşalım?”
Olay sadece 12 burç değildir. Astroloji hakkında sığ bilgisi olanlar için bir faldır. Fakat gerçek çok daha farklı. Doğum haritası var, bir ton açı var, yükselen burcuydu, ay burcuydu bir sürü etki var. Evler var, gezegenler var, konumlar var. İşin içinde sadece 12 burca indekslenmiş 12 kişilik tipi yoktur. Her doğum haritası ve her insan eşsizdir. Doğduğumuz andaki gezegenlerin konumları birçok farklı etkiye sebep olabilir. Ayrıca astroloji şu an kullanıldığı gibi kullanılmamıştır geçmişte. Eskiden pek çok millet savaşları önceden kestirebilmek, tahta kimin daha uygun olduğu, felaketler gibi birçok durumu önceden kestirip önlem alabilmek için bulmuştur astrolojiyi. Yani olay kiminle evleneceğim olayına çevrilmemiştir. Şimdiyse maalesef bu algıyla burçlara yönelen insanlar astrolojinin mantığını basitleştirmiştir. Birde şu konuya değinmek isterim ki astroloji tarihsel süreçte bilgi değişikliklerine uğrayarak özünü kaybetmiştir. Zamanın yıpratıcılığından ve dönüştürücülüğünden hiçbir şey kurtulamaz.
astroloji bana göre sözdebilimdir. herhangi bir bilimsel gerçekliğe dayanabileceğini düşünmüyorum. ilgisi olan, merak duyan, okuyan, inceleyene saygım var ama tüm hayatını buna endeksleyerek hareket eden, başına iyi bir şey gelirse kendi çabası sonucu olduğuna inanan, olumsuzlukları uzayda gezinen günahsız yıldızlara bağlayan tipler çok yoruyor beni.
kaç milyar ötede kendi yörüngesinde dönen yıldızın da çok umrundaydı senin platonik aşkın, iş arkadaşınla olan diyalogların, sevgilinle yaşadığın problemler.
kaç milyar ötede kendi yörüngesinde dönen yıldızın da çok umrundaydı senin platonik aşkın, iş arkadaşınla olan diyalogların, sevgilinle yaşadığın problemler.