daha önce görülmemiş bir yeri özlemek

/ 2
almanlar buna "fernweh" demişler.aklıma filistini kuzey ışıklarını ve antartikadaki yalnız petrol kuyularını getiren hede.
nereyi özlediğinizi bildiğiniz zaman fena bir his değildir ama bilmiyorsanız işte o zaman hep yolda olmak istersiniz bilmediğiniz bir yeri mi tanımadığınız birini mi ararsınız bir yerden sonra emin olamazsınız bir yeri mi arıyordum yoksa yolda olmayı mı istiyorum diye sorarsınız
cocukken robinson cruse okurken hep o adada olmayı isterdim o kadar benimsemiştim ki kitabı adanın haritasını anlatılanın bi tık ötesinde çizip yasardım. hala o adayı özlerim
Orhan Pamuk'un Kar romanını okuduğumdan beri Kars'ı özlüyorum. Hala hiç görmemiş olsam da.
Görmeden biryeri yada birşeyi özlemenin imkansız olduğu illaki hakkında birşeyler duymuş yada görmüş olmayı gerektiren bir durumdur görmeden bilmeden Yozgat'ı özleyenlerin zaten akıl sağlığından şüphe ederim.
çoğunlukla güzel betimlemelere sahip bir kitap okunduysa veya film izlendiyse başa gelen hadise.
bunun bir de görmediğin kişiyi özlemek versiyonu vardır. anlamsızdır ama içtendir.
çoğu zaman bana kışın gelen histir. nedense yazın hiç arzu etmez tatlı canım gezmeyi. Kışı sevdiğimden midir bilmem kışın sürekli bilet arayışına giriyorum, çoğu zaman da özlem duyuyorum gitmediğim şehirlere...
mevzu özlemse, orhan pamuk'un eseri olan kar'dır, kar ise kars'tır. hiç gitmediğim, görmediğim bu yerin sokaklarını, otelini sanki avucumun içi gibi bilir gibiyim.

diğeri ise istanbul'dur. sebebi ise atilla ilhan'ın istanbul ağrısı şiiridir.
okuyun.
...
'ulan İstanbul sen misin
senin ellerin mi bu eller
ulan bu gemiler senin gemilerin mi
minarelerini kürdan gibi dişlerinin arasında
liman liman götüren
ulan bu mazut tüküren bu dövmeli gemiler senin mi
akşamlar yassıldıkça neden böyle devleşiyorlar
neden durmaksızın imdat kıvılcımları fışkırıyor
antenlerinden
neden'
/ 2