en yakındaki kitabın 95. sayfasından alıntı
"...Sen ki şu kısacık hayatında
Sevdin ve yaşadın kelimeleri..."
(bkz: sevda sözleri) (bkz: cemal süreya)
Sevdin ve yaşadın kelimeleri..."
(bkz: sevda sözleri) (bkz: cemal süreya)
“...onun gözünde ise dünya baştan sona anlaşılmazdı...
...tekerler giderek daha hızlı dönüyor ve tren dönerek vadiye doğru iniyordu. dağlar gittikçe düzleşiyor, giderek uzaklaşıyordu; ovaya varmışlardı. bir kez daha arkasına baktı. mavi gölgelere karışmış (96. sayfaya geçtik şimdi) dağlar, artık uzaklarda ve ulaşılamaz olmuştu. puslu gökyüzünde yavaşça eriyip kaybolan yukarılarda çocukluğunu bırakmış gibi hissediyordu.”
stefan zweig/yakıcı sır
...tekerler giderek daha hızlı dönüyor ve tren dönerek vadiye doğru iniyordu. dağlar gittikçe düzleşiyor, giderek uzaklaşıyordu; ovaya varmışlardı. bir kez daha arkasına baktı. mavi gölgelere karışmış (96. sayfaya geçtik şimdi) dağlar, artık uzaklarda ve ulaşılamaz olmuştu. puslu gökyüzünde yavaşça eriyip kaybolan yukarılarda çocukluğunu bırakmış gibi hissediyordu.”
stefan zweig/yakıcı sır
"Dünya, senin benlik durumlarınınmükemmel göstergesidir. dunya, sen boyle oldugundan bu haldedır;, yoksa sen dunya öyle olduğundan böyle değilsin."
(bkz: tanrılarokulu)
(bkz: tanrılarokulu)
"Evrimin geçer akçesi ne açlık ne de acı çekmektir, sadece DNA sarmallarının kopyalanmasıdır. Nasıl bir şirketin başarısı çalışanlarının mutluluğuyla değil de banka hesabındaki liralarla ölçülüyorsa, bir türün evrimsel başarısı da DNA kopyalarının sayısıyla ölçülür. Ortalıkta DNA kopyası kalmazsa tür yok olur, tıpkı parası kalamayan bir şirketin iflas etmesi gibi. Eğer bir tür çok sayıda DNA kopyasına sahipse bu bir başarıdır ve tür gelişir. Bu perspektiften bakılırsa bin kopya her zaman yüz kopyadan daha iyidir. İşte bu tarım devriminin özüdür: daha çok sayıda insanı daha kötü koşullar altında da olsa hayatta tutmak." Homo Sapiens -Yuval Noah Harari
özellikle son cümlesi bana güç veren alıntı:
bu içgüdüsel güçler, kuşaklar boyunca kötüye kullanıldıkları ve aslı astarı olmayan suçlamalara maruz kaldıkları için kadınların içinde gömülü kalmış dip akıntılarıdır. bununla birlikte jung, bir keresinde psişede asla bir şeyin kaybolmadığını söylemişti. psişede kaybolan şeylerin hepsinin aslında hala orada bulunduğuna güvenebileceğimizi düşünüyorum. bu nedenle kadınların içgüdüsel sezgi pınarı asla kaybolmamıştır ve üstü ne ile örtülü olursa olsun, tekrar ortaya çıkarılabilir.
(clarissa p. estes-kurtlarla koşan kadınlar)
bu içgüdüsel güçler, kuşaklar boyunca kötüye kullanıldıkları ve aslı astarı olmayan suçlamalara maruz kaldıkları için kadınların içinde gömülü kalmış dip akıntılarıdır. bununla birlikte jung, bir keresinde psişede asla bir şeyin kaybolmadığını söylemişti. psişede kaybolan şeylerin hepsinin aslında hala orada bulunduğuna güvenebileceğimizi düşünüyorum. bu nedenle kadınların içgüdüsel sezgi pınarı asla kaybolmamıştır ve üstü ne ile örtülü olursa olsun, tekrar ortaya çıkarılabilir.
(clarissa p. estes-kurtlarla koşan kadınlar)