gezginlerin aslında loser olduğu gerçeği

/ 2
öyle bir durumun olmadığı düşüncesindeyim. asıl kaybedenler keşfetme hevesine sahip olan fakat bunu yapmaya cesareti olmayan insanlardır. ha birinin parası vardır lüks gezer birinin yoktur daha mütevazi tercihler yaparak gezer. bu farklı bir durum. ama onun dışında gezmek istiyorsanız şartları çok düşünmeyin efenim gezin. dünyada keşfedilecek çok yer var.
Bu bence biraz insanın kişiliğiyle alakalı. Kimisi lüks bir hayat yaşamak ister, kimisi cebimde 10₺ olsun ama huzurum bol olsun ister. Herkes şu hayatta kendi macerasını kendi belirliyor. Bana kalırsa hayattan bir şekilde keyif aldığın sürece gerisi pek de önemli değil.
Gezmek her ne koşulda olursa olsun insana katkı sağlayan bir gerçektir.

Gezmek öğretir, gezmek gösterir.

“ biz ne gezginler gördük cebinde parası olsa da; çadır kuran, hostel arayan, couch sohbetlerine doyamayan. Biz ne gezginler gördük cebinde parası olmasa da çadırını paylaşan, ekmeğini bölüşen, evini ihtiyaç anında açan. “
çok yanlış bir bakış açısı.
bahsi geçen grupta mutlaka "loser" diye tanımlananlar vardır ama gerçek bu değil. grönland'in kuzeyinde hangi isim yapmış otelde kalacaksın? madagaskar'ın kırsalında hangi eşsiz ve pahalı yemeği yiyeceksin? kapitalizmin pençesine henüz düşmemiş yağmur ormanlarında hangi lüks mekanda kız arkadaşına hava atacaksın?
gezginlik başlı başına bir kültür. ve maalesef ülkemizde belli başlı bir kesime birkaç beden büyük gelen bir kültür.
yola çıkmak, gezgin olmak, yolda öğrenmek vb. felsefe olabilir, yaşam biçimi olabilir ancak ve ancak avrupa'nın başkentlerini gezip de o lüks mekan senin bu lüks mekan benim dolaşıp da instagrama milyon tane hikaye atmak asla değildir (bkz: turist)
kimisi 10 euroluk hostelde yeni tanıdığı insanlarla mutlu olur, kimisi 330 euro verdiği akşam yemeğinin fişini potansiyel kız arkadaşları "düşürmek" amacıyla instaya atarken. her ikisini de gördü nitekim bu gözler!
ama yargılamadım çünkü gezgin olmak tam olarak da bu bence. toplum tarafından sonradan belirlenen her türlü suni kalıp, tanımlama ve sınırı reddererek herkesten bir şeyler öğreneceği varsayımıyla herkesi olduğu gibi kabullenmek.
parası olmayan insanlara ne ara loser denir oldu? inanılmaz zengin olup doğduğu şehrin dışına adım atmayan insanlar var bu dünyada. gezmek insanı geliştirir, büyütür. böyle bir durumda da loser olma ihtimali ne olabilir? edindiğin tecrübeler değişir, öğrendiğin alanlar farklılaşır o kadar. ha bir de gezginler tatil yapmak için gezmez, keşfetmek için gezer. keşfeden, yenilenen insanda loser olamaz. he illa loser diyeceksek, keşke herkes loser olsa.
ister loser olsun ister winner, mutlu oluyor mu? mühim olan tam da bu.
yaşadığın gezegeni keşfetmek ya da bunu denemek eziklik olmasa gerek. buna cesaret etmek hiç ezik işi değil. ayrıca ezik işi olsa nolcak ki... diyelim ki sadece ezikler geziyor bu sonucun neye faydası var. ezik olmayanlar da gezsin. önünden alan mı var?
'gezginlerin aslında loser olduğu gerçeği' başlığının aslında bir gerçeği yasıtmaması durumu
Lüks hayat demek ego temelli bir şeydir. Gezmek ise insan ruhunu terbiye etmekle ilgili bir olaydır. Lüksün olduğu yerde sadece ego gelişir fakat gezgin insan egosunu terbiye etmeyi öğrenir. Gezmek için lükse filan ihtiyacımız yok. İnsan yola yeni insanlar keşfetmek, farklı kültürler tanımak ve kendi sığ bakış açısına derinlik katmak için çıkar. Lüks sadece tüketimi teşvik eder. İnsan gezerken bir şeyler üretmeyi esas alırsa tüketim ihtiyacı hafifler. Fotoğraf çekmek, yazın sanatıyla uğraşmak ya da sanat icra itmek için insan deneyime ihtiyaç duyar, bu ihtiyacıysa lüksten uzak bir şekilde seyahat ederek sağlarsın. İlla çok para harcayıp ego tatmini yapmaya gerek yoktur yani gezmek için. Kendine bir şeyler katabiliyor musundur asıl mühim olan. Yani başlık yanlış bir genellemeyi savunmaktadır.
/ 2