istanbul üniversitesi

Turkiye nin en koklu universitesi, 1453 yilinda kurulmustur.

Mezun olup doyamadığım ve tekrar başladığım üniversitedir. Beyazıt yerleşkesindeki meşhur ve ihtişamlı kapısından girmesi kolay ama çıkması zordur. Su kemerinden aşağıya salınca kendinizi, soldaki vefa eğitim fakültesi ek binası ve iktisatçılara bir zamanlar ev sahipliği yapan prefabrik konutlarla mülteci kamplarını anımsayabilirsiz. Kimliğinizi unutunca kendi fakültenize alınmadığınızı olsa da fakülte aralarındaki kalaycısı, türbesi, pilavcısı, camiyle dipdibe canlı müzik yapan kafesi, Süleymaniye'deki kuru lokantalarıyla kendinizi minimal İstanbul turunda hissedebilirsiniz. Vize ve final dönemlerinde kütüphanedeki yer kapma savaşlarını, alternatif çaycıdan 25 kr daha ucuza alınan çayı ve bi beş dakka yeaağ derken iki saati bulan sigara molalarını özletir.

İstanbul Üniversitesi'nde okurken, ya beklentimi karşılamadı resmen sürünüyoruz diyebilirsiniz ama mezun olduktan sonra insan çol özlüyor be. Garip bir aidiyet hissediyorsunuz okula. Bir de İstanbul Üniversitesi mezunlarına karşı ayrı bir sempatiniz oluyor, hani bu da aileden hesabı

başlayıp bıraktığım üniversite

İçerisinde Astronomi ve Uzay Bilimleri bölümünü barındıran güzel etkinlikler düzenliyerek bilimi halka sevdiren oluşumları vardır.

Stockholm sendromudur. Okurken söversin mezun olmaya gelince işler değişir. şimdi laleliden süleymaniyeye yürümek vardı yağmur ensemizi islatirken haliç manzaralı bir cafede tadı berbat bir saleple ısınmaya çalışmak...

belli başlı alanında iyi olan birkaç bölümü haricinde koca bir çöplük olan okuldur.her şey kaostur bu okulda otomasyon sistemi sürekli bozulur ders seçemezsin,yabancı dilini geliştirmek için kursa gideyim diye heveslenirsin asla ama asla yer bulamazsın. (kaldı ki hazırlık eğitimi vasatın vasatıdır.eğitim yapılan binaya hiç değinmek istemiyorum depremzede barakasını aratmaz.)

öğrenci kitlesi inanılmaz kekodur. siz ortama girdiğinizde iki üç kelam edeyim de kaynaşayım dersiniz ama kendilerince marjinal görünmeye çalışan ve bir boktan anlamayan mallarla doludur havuzlu bahçe etrafı
(bkz: fen-edebiyat fakültesi)

sahip olduğu öğrencilere göre uluslararası anlaşması inanılmaz azdır ve yine sizi uğraştırır.sinir katsayınızın limitlerini mi zorlamak istersiniz? o halde sizi şuraya alalım;
(bkz: iü öğrenci işleri)

last but not least sırf şu tarihi kapı -ki birçok bölüm kullanmaz burayı- ve 1453 reklamı yapmaları haricinde başka da elle tutulur bir boku yoktur.
avcılar kampüsüne yaptırdıkları kümbetin üzerinde bile kocaman 1453 yazdırmış adamlar ahahah aynen karşim tarihisin helal spr devm