kampta konfor aramak
bence kamp demek elektronik aletlerden uzaklaşmak demek olmamalı. yani belki bir yazarım ve kafamı dinlemek için böyle bir şey yapıyorum. o sırada edebi üretim yapacağım? ya da elektronik hiç bir şey almayınca büyün gün kampta ne yapacağım? hadi odun topladın ateşi tazeledin, (sevmem ama) odun ateşinde çayını da yaptın içtin, kitabını okudun biraz uyudun uyandın eee sonra? insan bir süre sonra tıkanıyor ister istemez.
elektronikten uzaklaşıp uzaklaşmamak mesele değil. kampçı yapan arkadaşlarımızın bir çoğunda mükemmelliyetçilik var. bardağı stanley olmadan kamp yapamayan veya çadırı husky olmazsa olmayan bi nevi gösteriş yapanları eleştiriyorum. dediğim gibi kampın en güzeli bence herşey minimumlardayken olur. çünkü zaten kampa gidiyorsan hayatımıza fazla fazla girmiş maksimumlardan kurtulup, kafa dinlemek için gidiyoruz. evinde masanda duran macbook kamp çadırında da olacaksa ne anlamı var? al eline kağıdı kalemi, yap edebi üretimini (üstteki entrye ithafen). evde temize geçersin.
her şeyin bir zamanı olduğunu düşündürten hadisedir. kamp cepte para yok ev araba yok yok allah yok zamanlarında güzeldir. geçen yıl makina mühendisi ve mimar gelirleri güzel bir çift arkadaşımla kampa gittik. o kadar dedim gitmeyelim güzel bir otel bulup kalalım rahat edemeyiz diye dinletemedim. sonuç? sonuç gece 3'te yer çok sert diye otel aramaca. yer küre yataş mı olacaktı demedim tabi. bilmiyorsanız ellemeyin bidaha cağnım dedim.
(bkz: keyif kampçısı)