kar

Kış mevsiminin en muazzam doğa olayıdır.
Suyun kristalize bir biçimde yeryüzüne yağması nasıl böylesi güzel olabiliyor gerçekten anlayamıyorum. fakat Bodrum’da doğup büyümüş biri olarak 12 yaşındayken ilk kez kar gördüğüm şehir olan ankara’ya gittiğimiz sırada heyecandan yolculuk boyunca uyuyamadığım hatırımda capcanlı. Sabah otobüs terminale vardığında hızlıca otobüsten inip şen kahkahalarla kar tanelerinin yanaklarımı öpmesine izin veriyordum. Öylesi muazzam bir histi ki. İkinci kar maceramsa üniversite okuduğum Sakarya’daydı. Karlı zemine yatıp keyfini çıkarmak, bundan daha özel bir şey yok benim için.

Ayrıca orhan pamuk’un kar isimli kitabından bahsetmemek olmaz. 2 sene evvel okumuştum ve fazlasıyla beğenmiştim. İnsanın doğu ekspresi yapası geliyor kitabı okurken. Trenle seyahati geç deneyimlenmiş biri olarak doğu ekspresinin düşüncesi bile kanımı kaynatıyor. Hele de karlı havada deneyimlemek enfes olurdu.
yağdığında içime buruk bir sevincin düştüğü doğa olayıdır.
Bir yanda sıcak evde, belki güzel bir kahve içip camdan dışarıyı seyretmenin hayali diğer tarafta bu soğuk ve karlı havada dışarıda kalanlar ne yapıyordur düşüncesi...
ilk yağdığı günleri çok zevkli , ama gitgide insanın canını sıkmaya başlayan beyaz taneciklere verilen ad...
Doğudaki çoğu köy için kapanan yol, giden elektrik anlamına gelir.
yağmasına bu kadar sevineceğimi hiç tahmin etmezdim bu sene çok bekledik
cocukken kar yaginca ne kadar da sevinirdim. tabii anne ve baba oduyordu kalorifer faturasini. simdilerse ise kar yagmasin diye dualar ediyorum.
bu sene hasret kaldığımız hava olayı. az bela varmış gibi bir de susuzluk baş gösterecek. mart ayında sürpriz yapsa keşke.