kelebekler vadisi
fethiye'de bir cennet. vadiye işletmenin teknesiyle ölüdeniz'den 20 tl ye gidebilir yada vadinin üstündeki likya yolun'dan halat yardımıyla inebilirsiniz(düşenler oldu dikkatli olun). konaklama biraz pahalı, kendi çadırınızı götürseniz bile kahvaltı ve akşam yemeği dahil 80-90 tl civarı bir ücret alıyorlar ki bungalovlar daha da pahalı.içecek ve yiyecekler de ölüdeniz fiyatına yakın.ek olarak genellikle öğle saatlerinde koyları gezdiren tur gemileri geliyor ve siz vadide max 100 kişiyken kendi halinizde huzurla takılırken birden ortalık bayram günü gibi, bedava ekmek dağıtıyorlarmış gibi dolup taşıyor .yinede tüm bunlara rağmen en azından 2 günlüğüne gidilmesi tavsiye edilir. çünkü denizinde yüzüp açıktan vadiye bakmak enfestir, orada yenen ahtapot salatası lezizdir, yamaçda ki barda bira içmek ve en sondaki büyük şelale o sıcakta muhteşemdir.
likya yolunun 1. gün ortası dinlenme ve kendini bulma durağıdır, (tabi kayalıktan inip tırmanış yapmak şartıyla)
Fethiye'ye ayak bastığınız andan itibaren para harcamanız gerekiyor kelebekler vadisi de öyle kabak koyu da öyle. Kelebekler vadisi için ölüdeniz'den tekne ayarlamanız gerekiyor ve kişi sayısı yeterli gelmeyince tekne kaldırmıyorlar. Bunu fırsat bilen bazı tekneciler de ben sizi 200 tl'ye götürürüm tarzı dolaşıyor etrafta. Açıkçası parasız gezmek için değil oralar. Ha güzel mi güzel orası ayrı.
bakın müdavimi ne yazar
aslinda her gece orada olan, ama sehirde yasamak ugruna izlemekten vazgectigimiz, boktan ampul isigiyla karartilmis gecelerimizde gokyuzune kafamizi her cevirisimizde ic gecirten gece gogunu gorememenin verdigi aci. telefon, saat, ev, araba, kariyer ve bize gerekli kilinan herseye lanet edilen, teninize sinen ve sehirde aldiginiz ilk dusta yitip giden cam ve iyotun taptaze kokusu yerine, bunalmislik ve her turlu igrenc yakit kokusu. kendinizi, yasamak zorunda birakildiginiz ve halen yasamaya devam ettiginiz hayata daha ne kadar devam edebileceginizi sorgularken buluslariniz. butun bunlari gorur, insanlari boktan islerine yetistirmek icin boktan mesafeler katetmek uzere uretilmis arabalari izler ve teknoloji ilerlememisken yasamak ister bulursunuz kendinizi. boyle kafa karistiran, sorduran bir surectir.
aslinda her gece orada olan, ama sehirde yasamak ugruna izlemekten vazgectigimiz, boktan ampul isigiyla karartilmis gecelerimizde gokyuzune kafamizi her cevirisimizde ic gecirten gece gogunu gorememenin verdigi aci. telefon, saat, ev, araba, kariyer ve bize gerekli kilinan herseye lanet edilen, teninize sinen ve sehirde aldiginiz ilk dusta yitip giden cam ve iyotun taptaze kokusu yerine, bunalmislik ve her turlu igrenc yakit kokusu. kendinizi, yasamak zorunda birakildiginiz ve halen yasamaya devam ettiginiz hayata daha ne kadar devam edebileceginizi sorgularken buluslariniz. butun bunlari gorur, insanlari boktan islerine yetistirmek icin boktan mesafeler katetmek uzere uretilmis arabalari izler ve teknoloji ilerlememisken yasamak ister bulursunuz kendinizi. boyle kafa karistiran, sorduran bir surectir.
vadiye yukarıdan faralyadan başlarsanız tadını daha iyi çıkarabilirsiniz. evet aşağıdaki işletmeler saçmalamakta, ancak ölüdenizden faralya ya ulaşıp yukarıdaki işletmelerde daha uygun ve keyifli kalabilirsiniz, tabi vadiye iniş çıkış fantezisi yaşamayı göze alarak. vadinin tepesinde george house diye bir mekan var ve manzaranın tadını çıkarmak için harika, işletme sahipleri makul ve efendi insanlar çadırınızı kurabilir kendi ürettikleri şeylerle yaptıkları yemeklerinden yiyebilirsiniz.
ayrıca mutlaka çeşmenin önüne yaptıkları soğuk su havuzuna içeceğinizi alıp girin bi kan dolaşımınız hızlansın..
ayrıca mutlaka çeşmenin önüne yaptıkları soğuk su havuzuna içeceğinizi alıp girin bi kan dolaşımınız hızlansın..
Likya yolunun ilk gecesi vadinin tepesinde uçurumun dibinde konakladığımız ve sabah manzaraya karşı menemen yapıp yediğimiz , aşağıya sırt çantalarıyla inmek isterken ilk halata geldiğimizde benim çantaların ağır olması sebebiyle tırsmamdan ötürü vazgeçip yolumuza oyalanmadan devam etmek istememizin de bahanesiyle geri dönüp aklımızın aşağıda kaldığı ve yukardan manzarasına hayran kaldığımız, o günden yaklaşık 2 ay sonra ölüdenizden teknelerle vardığımızda buraya gelenler isim için geliyorsa bilemem ama onun dışında bile bile bu işletmeye gelenler enayidir diye düşündüren , işletmenin de insanları enayi yerine koyduğunu düşündüğüm verilen para alınan hizmetin tutarsızlığı ortamın varoşluğu tuvaletlerin ve duşların rezilliği pisliği eski püskülüğü ve daha bir çok olumsuz sebepten ötürü hayal kırıklığı yaşatan bu işletme tarafından sözde işletilen ya da bizim işletildiğimiz yer.
(Acımasız eleştiri değildir çok fazla değil belki ama nerden baksanız 20-25 kadar farklı campingde kalmışlığım var hiçbiri bu kadar kötü değildi temizlik ve hizmet olarak )
(Acımasız eleştiri değildir çok fazla değil belki ama nerden baksanız 20-25 kadar farklı campingde kalmışlığım var hiçbiri bu kadar kötü değildi temizlik ve hizmet olarak )
tamamı ticari bir kooperatife peşkeş çekilen güzelim koy. parasız adımınızı attırmazlar sahilde bile uyuma hakkına sahip değilsizdir çünkü bütün haklar o 100 üyesi bulunan anadolu turizm geliştirme bilmem ne kooperatifinindir tuvaletiyle suyuyla herşeyiyle zaten onlara bağımlısınızdır. eskidenmiş o kızılderili çadırı yapıpta aylarca yaşayan hippiler.
yakın zamanda mangalcı abilerin dolduracağı, mesire yeri tadındaki güzelim vadidir
yakın zamanda mangalcı abilerin dolduracağı, mesire yeri tadındaki güzelim vadidir