roboski katliamı
6. Yıl dönümü olan katliamdır. 28 Aralık 2011 günü saat 21.39 ila 22.24 arasında, Türkiye ordusu Irak sınırında kaçakçılık yapan bir grubun üzerine dört adet bomba bıraktı. Grupta 38 erkek ve çocukla en az 50 katır bulunuyordu. Katırlar petrol ve sigara taşıyordu. Sadece dört kişi hayatta kalabildi. Ölenlerden 19’u henüz reşit bile değildi.
Bu postu beğenmeyenler, muz cumhuriyetinde mi yaşıyorlar. Üzerine bomba düşenler öldü, olay sonucu önce madalya takıldı. Daha sonra olaya karışan herkesin fetöcu olduğu tespit edildi. Kaymakam fetöcu çıktı. Sizler ya insanınızı sevmiyorsunuz, ya ırkçısınız orada yaşayan etnik grubu (bkz: kürtler) sevmiyorsunuz, yada fetöcuları destekliyorsunuz. Alnımızdaki kara lekeler maraş, dersim, madımak ve roboski ile yaşamaya ya alışacağız yada bize gün gelince tarih bunu hatırlatacak.
tamamiyle acitasyon olduğunu düşündüğüm olay. neden mi? şunu okuyun.
"üzücü bir olay. suçluyu bulup yargılamak gerekir. ancak suç nedir? önce bunu netleştirmek gerek. o insanları oraya yollamak ve kaçakçılığa teşvik etmek öncelikli suçtur, ki bunları yapan da aileleridir büyük ihtimalle. devletin suçu görüldüğü kadarıyla ihmal ve iletişim problemi kaynaklı. yani o 35 kişinin terörist değil de, kaçakçı olduğunu tespit etmek gerekiyordu. kaldı ki, kaçakçılık da terörün başlıca gelir kaynaklarından biri. ancak bu hayatta oldukları bir dünyada tartışılabilecek bir mesele, o yüzden bunu geçiyorum.
şimdi benim bakış açımda o insanları oraya gönderenlerin, onların öldürülmesinde hatası olan devlet görevlilerinden daha fazla suçu var. sonuçta vuran ve emri veren, terörist öldürdüğünü ve güvenliği sağladığını düşünerek hareket etmekteydi. ancak suça teşvik edenin baştan itibaren kasıtlı ve bilinçli olarak suç işlediği ortada. yani bu gezi parkı eylemlerine katılmak gibi değil. orada polis tarafından yapılan bir hak gaspı varken, burada sınır ihlali gibi büyük bir suç var. o yüzden suçu %30 devlette arayın, tamam. ama en az %70 suç sizde. oturup bir düşünün. o kadar çocuğu böyle büyük bir suça nasıl itebildim diye sorun kendinize."
"üzücü bir olay. suçluyu bulup yargılamak gerekir. ancak suç nedir? önce bunu netleştirmek gerek. o insanları oraya yollamak ve kaçakçılığa teşvik etmek öncelikli suçtur, ki bunları yapan da aileleridir büyük ihtimalle. devletin suçu görüldüğü kadarıyla ihmal ve iletişim problemi kaynaklı. yani o 35 kişinin terörist değil de, kaçakçı olduğunu tespit etmek gerekiyordu. kaldı ki, kaçakçılık da terörün başlıca gelir kaynaklarından biri. ancak bu hayatta oldukları bir dünyada tartışılabilecek bir mesele, o yüzden bunu geçiyorum.
şimdi benim bakış açımda o insanları oraya gönderenlerin, onların öldürülmesinde hatası olan devlet görevlilerinden daha fazla suçu var. sonuçta vuran ve emri veren, terörist öldürdüğünü ve güvenliği sağladığını düşünerek hareket etmekteydi. ancak suça teşvik edenin baştan itibaren kasıtlı ve bilinçli olarak suç işlediği ortada. yani bu gezi parkı eylemlerine katılmak gibi değil. orada polis tarafından yapılan bir hak gaspı varken, burada sınır ihlali gibi büyük bir suç var. o yüzden suçu %30 devlette arayın, tamam. ama en az %70 suç sizde. oturup bir düşünün. o kadar çocuğu böyle büyük bir suça nasıl itebildim diye sorun kendinize."