selanik

/ 2
geçtiğimiz aylarda 3 defa gitmiştim. notlarımı paylaşayım:

- istanbuldan gidiş geliş otobüs parası 240 tl ödedim. (selanik için)
- metro turizm ve kamil koç ile gitmek mümkün. yolculuk ortalama 10 saat sürüyor. 2 saati gümrükte geçiyor.
- otobüsler yunanistan sınırından sonra hemen her şehre giriyor ve bu sebeple yol 10 saat sürüyor. kendi aracınızla 5-6 saatte selanike'e gidersiniz.
- bir arkadaşın evinde kaldığım için konaklama fiyatlarından pek haberdar değilim.
- otobüs ile yolculuk (bileti büfeden alırsanız) tek biniş 0,50 €'dur. yani 2 tl. otobüste biraz daha pahalı sanırım. ama otobüslerde çok denetim yok. bir çok türk biletsiz biniyor. ben binmedim. saygı gösterip aldım biletimi hep.
- selanik'te hemen her yere yürüyerek gidebilirsiniz. otobüse de çok gerek yok aslında.
- taksi çok ucuz. taksimetre açılışı 1.30 euro. sonra km başına 70-75 cent ödüyorsunuz. yani ortalama 5 km yol - 20 tl falan tutuyor.
- gece 12 ile sabah 6 arasında takside dual tariff var. yani çifte tarife. ama yine de ucuz bence.
- günlük alışverişinizi bim, a101 benzeri büyük mağazalardan yaparsanız hayat çok ucuz. bakkalar ve 24 saat açık büfeler biraz kazık olabiliyor.
- bazı şeyler türkiye'ye göre gereksiz pahalı. mesela dondurmanın 2-3 euro olması. ama bazı şeyler de felaket ucuz. mesela et, süt, yemek vb. çok uygun. restoranlar bile ucuz.
- bir frappe'yi (soğuk kahve) ortalama 4-6 tl arasında içebilirsiniz. türkiye'de aynı frappe bu aralar 14-20 tl arasında değişiyor.
- bir şiş süblaki (tavuk ya da dana şiş kebap) ortalama 5 tl'ye yiyebilirsiniz.
- hemen herkes ingilizce biliyor. hatta türkçe bilen bir sürü insanla karşılaştık. dil sorunu hiç yaşamazsınız. pastanede çalışan amcadan dönerciye herkes ingilizce bilir ve kimse de bunu böbürlenerek göstermez.
- türklerin yunanlara olan düşmanlığını unutun, çünkü yunanlar türkleri çok seviyor. ben bizi sevmeyen hiç bir kimseye rastlamadım. herkes en az 10 kelime türkçe biliyor. bizde yunanca hiç yok. ayıp bize.
- servis kalitesi türkiye'den biraz daha iyi. garsonlar suratsız değil. her yerde ilgililer. hesabı genelde nakit olarak garsona ödersiniz. 1 € hesap olsa bile bahşiş ver diye kimse surat sallandırmaz. ne yediysen onu ödersin.
- kafelerde suyu ücretsiz verirler. hatta oturur oturmaz bedava soğuk su masaya gelir. hiç bir yerde suya para vermedim.
- vize konusunda çok bilgim yok. iş dolayısı ile polonya'dan aldığım schengen vizem ile gittim. gümrükte, pasaport kontrolde hiçbir sorun yaşamadım.
- türk sınırından çıkarken türk polisleri yunan polislerine nazaran daha suratsızlar. bizim millet biraz sıkıntılı yani. yunan polisi düzenli bir şekilde pasaportları toplayıp herkesin yüzüne bakıyor. kimseyi bekletmiyor. ama göreceksiniz türk sınırı tam bir mahşer günü. düzensizlik içinde pasaport kontrolden geçersiniz.
- en küçük yunan köyü bile çok güzel. hem temizlik, hem güzellik, hem tarihi doku, hem doğaya saygı üst düzeyde.
- giderken de gelirken de "meriç"in psikolojik sınır olduğunu biliyordum fakat demokrasinin gerçekten meriç nehrinden sonra başladığını net bir şekilde hissediyorsunuz.
- yunan duty free'de çalışan herkes türkçe biliyor. türk duty free'de kimse yunanca bilmiyor. yunan tarafını tercih edin. güler yüzlü olduklarını göreceksiniz.
- yemek konusunda çekinmeyin. her şeyin tadına bakın. bizim yemek ve ağız tadımızdan hiç farkı olmadığını göreceksiniz.
Gitmelere doyamadığım... Kabak kızartması ve nohut köftesine bittiğim güzellik... Ayrıca bi hatam olduğunda beni lütfen Selanik polislerine emanet ediniz.
Tarihinde yetiştirebileceği en büyük lideri yetiştirmiş, memleketim.
atamla akrabalığımızın tescili olan köyün bulunduğu şehirdir.
agora ouzeri'ye gidin. çoğu yerde türkçe menü de vardır. çok samimi ve arkadaş canlısıdır herkes.
yunanistan ana karasının neredeyse tamamını gezdim, selanik en az sevdiğim şehirlerden biri. ama neyse... tsimiski caddesi en meşhur caddedir. aristotelous bulvarı da şehrin turistik merkezi gibi. eğer konaklıyorsanız mutlaka bulvarın etrafındaki otelleri tercih edin ki her yere yürüyebiliyor olun. terkenlis’teki çöreklerin tadına bakmadan, agioli’de en az bir öğün yemek yemeden şehirden sakın ha ayrılmayın. müzelerin hiçbirinin aman aman özel bir şey sunduğu yok (atina bu konuda çok aşmış durumda) biletli ziyaret edilecek yerlerden beyaz kuleyi atlamayın derim. eğer vaktiniz varsa atatürk evi dönüşünde rotunda’yı da ziyaret edin.
eğer izmir'i sevmeyenlerdenseniz selaniğide pek sevmezsiniz çünkü şehir bir çok yönden izmiri andırıyor.
/ 2