şiraz
iran'ın fars eyaletinin en önemli şehridir. iran halkına kendi eyaletlerinin ismi olan fars denmesi, kendilerine en önemli şehir olduklarını düşündürtmüş. timur'un ünlü şiraz şarabının tadını beğenmesiyle moğol istilasından zarar görmeden kurtulmuş. timur'un "şiraz bağlarının bir asmasına dokunan askerimin elini kesin" dediği rivayet olunur.
ben şehre çok büyük beklentilerle gittim. ömer hayyam'ın aşık olduğu, yahya kemal'in hafız hayranlığı ile rubailer yazdığı, hafız ve sadi-i şirazi'nin doğup ilham aldığı kent nasıl beğenilmezdi? en az isfahan kadar büyüktür derken, küçük bir şehirle karşılaştım. dokusunun cok korunmuş olduğunu ise söyleyemeyeceğim. ama yine de rotada olması gereken bir şehir. ben elektrik alamadım esra hanım.
gezmeye karim khan kalesiyle başladım. bu kalenin kulelerinden biri pisa kulesi gibi yamulmuş. malum pozu verdikten sonra içini gezebilirsiniz, fakat tavsiye etmem. ici bomboş.
sonra şiilerin neredeyse kabesi olan shah-e çerağ türbesine gittim. 12 imamdan 7.sinin oğullarının türbesi burası. ışıkların şahı demek. ama ben böyle bir ayna işçiliği daha önce görmedim. binlerce, milyonlarca minik ayna dantel gibi yapıya işlenmiş.görsel
irem bağlarının hiçbir numarası yok. ayrıca da çok pahalı. hafız'ın türbesi ise bir buluşma alanı gibi. iranlının evinde iki kitap kesin bulunurmuş. biri kuran-ı kerim diğeri hafız divanı... türbenin önünde kuşa niyet çektirdim. aşk der dedim para dedi. alacağın olsun muhabbet kuşu, para neme lazımsa...
şiraz'ın bir numarası nasır el-mülk camisi... şu vitrayların içeride rengarenk gökkuşağı oluşturduğu cami. yalnız sabah erken saatlerde gitmeniz gerekiyor ki doğru açıyı yakalayabilin. fotoğraf çektirmekse bir ölüm. yarım saat yerinden kalkmayan bir uzak doğuluyla resim için tartışmak zorunda kaldım. 2 türkün daha desteğiyle en son oturdum pencerenin önüne. 2-3 poz çekilerek camiyi terkettim.
şiraz'ın iki numarası ise persepolis.
karimkhan hotelde kaldım, konumu gayet iyiydi. canlı müzik için haft khan restauranta gidebilirsiniz. kahvaltı içinse ferdowsi cafe iyiydi.
ben şehre çok büyük beklentilerle gittim. ömer hayyam'ın aşık olduğu, yahya kemal'in hafız hayranlığı ile rubailer yazdığı, hafız ve sadi-i şirazi'nin doğup ilham aldığı kent nasıl beğenilmezdi? en az isfahan kadar büyüktür derken, küçük bir şehirle karşılaştım. dokusunun cok korunmuş olduğunu ise söyleyemeyeceğim. ama yine de rotada olması gereken bir şehir. ben elektrik alamadım esra hanım.
gezmeye karim khan kalesiyle başladım. bu kalenin kulelerinden biri pisa kulesi gibi yamulmuş. malum pozu verdikten sonra içini gezebilirsiniz, fakat tavsiye etmem. ici bomboş.
sonra şiilerin neredeyse kabesi olan shah-e çerağ türbesine gittim. 12 imamdan 7.sinin oğullarının türbesi burası. ışıkların şahı demek. ama ben böyle bir ayna işçiliği daha önce görmedim. binlerce, milyonlarca minik ayna dantel gibi yapıya işlenmiş.görsel
irem bağlarının hiçbir numarası yok. ayrıca da çok pahalı. hafız'ın türbesi ise bir buluşma alanı gibi. iranlının evinde iki kitap kesin bulunurmuş. biri kuran-ı kerim diğeri hafız divanı... türbenin önünde kuşa niyet çektirdim. aşk der dedim para dedi. alacağın olsun muhabbet kuşu, para neme lazımsa...
şiraz'ın bir numarası nasır el-mülk camisi... şu vitrayların içeride rengarenk gökkuşağı oluşturduğu cami. yalnız sabah erken saatlerde gitmeniz gerekiyor ki doğru açıyı yakalayabilin. fotoğraf çektirmekse bir ölüm. yarım saat yerinden kalkmayan bir uzak doğuluyla resim için tartışmak zorunda kaldım. 2 türkün daha desteğiyle en son oturdum pencerenin önüne. 2-3 poz çekilerek camiyi terkettim.
şiraz'ın iki numarası ise persepolis.
karimkhan hotelde kaldım, konumu gayet iyiydi. canlı müzik için haft khan restauranta gidebilirsiniz. kahvaltı içinse ferdowsi cafe iyiydi.