sözlükçülerin yola ilk çıkış hikayeleri
İlkler unutulmazmis ilk kampimdi 1-2 Ekim 2016 yaz Bolurail i beni hiç çağıran olmadı kampa 2016 haziran dönemi final haftamda yine hayattan bezmiş bir şekilde Facebook ta postları takip ediyordum birden interrail Türkiye de olduğumu anladım merak ettim dedim hayırdır ne var burda bı kaç post okudum sonra okudukça okudum en son bı posta denk geldim ve o postun içinde pablo nerudanin su dizeleri vardi
Yavaş Yavaş Ölürler
Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile
girmeyenler,
Bir yabancı ile konuşmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
Heyecanlardan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
görmek istemekten kaçınanlar.
Yavaş yavaş ölürler
Aşkta veya işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına
çıkmamış olanlar
Bu dizeler bana nefes oldu siyah beyaz hayatıma renk oldu o zamanki bana yeni bir ben verdi.
1-2 ay bı ekipman arayışından sonra ekipmanları hazırladım
Sonrasinda kampa geldim korka korka ama o 2 gün belki hayatımın dönüm noktasiydi hayallerimin vuku bulmuş haliydi
İnsanların önyargisiz oluşu samimi oluşu amaclarimizin hayallerimizin aynı oluşu konuşulanların herkes tarafından ilgi çekici olması bana bunları ilk defa tattıran o kampti he bu arada ilk otstopumdan ve ilk kampımdan belki hiç durmaksızın anlatabilicegim 4-5 saatlik ani biriktirdim bunları sonraki postlarda paylaşmak üzere diyorum şimdilik :)
Son olarak kendimi kesfetmeme sebep olan pablo neruda ya ve interrail Türkiye ye bir teşekküru borc bilirim elimden geldiğince de benim gibi korkupta çıkamayan yada isteyipte tereddüt u olanlara yardım ediyorum, bayrağı devir aldık bu bayrak bilgi gibi paylaştıkça artan bir bayrak
Liseden beri izciliğin içinde yer aldigimdan kamp, cadir,mat,tulum ile fazlasıyla haşir neşirdim , tek sıkinti o zamanlar bu malzemeler piyasada fazla yoktu olanlarda çok pahaliydi.(80 liraya arpenaz cadir , 150 liraya saglam sirt cantasi alinmiyordu) neyse sene 2014 kirikkalenin bir kasabasında akşamin bir vakti ev arkadasimla mahsur kalmistik.Ve utana sıkıla ilk otostopumu çekerek yollara merhaba dedim.
23 Ocak 2017 tarihinde, İstanbul - Kuveyt - Bangkok uçuşu ile saf özgürlüğe adım attım. Kamboçya, Malezya, Singapur, Endonezya, İran, Ermenistan ile devam ettim ve Gürcistan ile ilk rotamı tamamladım.
Aç kaldım, dışarda yattım, hastalandım ama vazgeçmedim. Telefonların lanet alarmlarını kurmadan, istediğim zaman, istediğim şehirde uyandım.
Güneş; dünyanın her şehrinde farklı doğup, farklı batıyor. Neden sadece bir yerden izleyeyim.
Aç kaldım, dışarda yattım, hastalandım ama vazgeçmedim. Telefonların lanet alarmlarını kurmadan, istediğim zaman, istediğim şehirde uyandım.
Güneş; dünyanın her şehrinde farklı doğup, farklı batıyor. Neden sadece bir yerden izleyeyim.
ilk turum italya ve 30 ulkeden olmak uzere 45 kisilik geziye katildim. kesinlikle kar amaci gutmeyen kurulus. sadece interrail gibi ogrenci yapilanmasi. 2 haftalik barinma yeme icme ulasim 200 euro verdim.
ilklerim ilki olacak italya da en absurt ve ilginc anim ise ahalinin gece gunduz icip soyunma oyunu oynamasiydi. bunu ilginc kilan bunlari hristiyan mabedinde yapmalari.
oo milletin tamami hristiyan bunu yapacak kadar rahatlar (*swh)
ilklerim ilki olacak italya da en absurt ve ilginc anim ise ahalinin gece gunduz icip soyunma oyunu oynamasiydi. bunu ilginc kilan bunlari hristiyan mabedinde yapmalari.
oo milletin tamami hristiyan bunu yapacak kadar rahatlar (*swh)
Pasaportumu alır almaz yurtdışı planı yaptığımı hatırlıyorum. En yakın arkadaşımla ' Oraya mı gitsek? Buraya mı gitsek? ' diye düşünürken; Transilvanya'ya gidelim ya diye çıktık yola. Bütün Romanya'yı gezdik, büyülendik, geldik. Sonra da duramadık tabi yerimizde.
Diyeceğim o ki; bir kere yolda olmanın hazzına ulaşınca bağımlılık yapıyor. İnsan sürekli keşfetmek, gitmek, görmek istiyor.
Diyeceğim o ki; bir kere yolda olmanın hazzına ulaşınca bağımlılık yapıyor. İnsan sürekli keşfetmek, gitmek, görmek istiyor.