yedigöller
Batı Karadeniz Bölgesi’nde Bolu’nun 42 km. kuzeyinde Zonguldak’ın güneyinde yer alan Milli Parka Ankara–İstanbul karayolunun 152. km’sindeki Yeniçağa ve 190. km’sindeki Bolu’dan kuzeye ayrılan yollarla ulaşılır. Kışın Bolu–Yedigöller güzergâhı (karla) kapalı olduğundan ulaşım, Yeniçağa–Mengen–Yazıcık veya Devrek- Yazıcık üzerinden yapılır.
1642 hektar büyüklüğündeki Yedigöller Havzası, 1965 yılında milli park olarak korumaya alınmıştır. Havza kayan kütlelerin vadilerin önlerini kapatması sonucu oluşan, yüzeysel ve yeraltı akışlarıyla birbirine bağlı, kuzeyden güneye 1500 m. mesafede sıralanmış 7 gölden oluşmuştur. Milli park içindeki “Köyyeri” mevkiinde yeni Bizans dönemine ait bulunan kalıntılardan, eski dönemlerde bölgenin bir yerleşim yeri olduğu anlaşılmaktadır.
Milli park bünyesinde Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl olarak 7 göl vardır. Bu göller aralarında 100 m. yükselti farkı bulunan iki plato üzerindedir. Ortalama 780 m. yükseklikte olan platodaki göllerin en büyüğü Büyükgöl’dür. En derin yeri ise 15 m’dir. Büyükgöl’ün güneydoğusundaki Deringöl, 20 m. uzunluğundaki akan bölümü ile Büyükgöl’e bağlıdır.
Büyükgöl, Yedigöller’de canlı alabalık yetiştirilmesi için damızlık amaçlı kullanılmaktadır. Ülkemizde ilk alabalık üretme istasyonu 1969 yılında burada kurulmuştur. Büyükgöl’ün kuzeyinde ise Seringöl bulunmaktadır.
Diğer platodan 100 m. yükseklikteki platonun en geniş gölü Nazlıgöl’dür. Dibinden sızdırdığı bol miktardaki su, gölün kuzeydoğusunda yüzeye çıkarak bir şelalenin oluşmasına sebep olduğundan “Şelale Gölü” adı da verilir. Aynı platoda Sazlıgöl, İncegöl ve Küçükgöl bulunur. Kuzeyden güneye doğru alçalma gösteren bölgede, en yüksek yer 1488 m. ile Eğrikiriş Tepesi, en alçak yer ise 465 m. ile Kirazçatı’dır.
Yedigöller Milli Parkı bilimsel inceleme ve araştırmalar için de kuvvetli bir altyapıya sahiptir. Çok sayıda bitki türünü içeren milli park, yurdumuzun en güzel, karışık doğal ormanlarına sahiptir. Başlıca ağaç türleri olan kayın, gürgen, meşe, kızılağaç, akçaağaç, karaağaç, titrek kavak, sarı ve kara çam, köknar, fındık, ıhlamur ve dişbudak ağaçları yüksek boylu ve düzgün gövdelidir. Porsuk gibi nesli azalmakta olan bitki türleri de mevcuttur.
Yaban hayvanlarından ayı, domuz, kurt, tilki, sansar, sincap, geyik, karaca ve tavşan ile kuşlardan yabani ördek, yabani güvercin ve keklik vardır. Milli Park sahasında 100’ün üzerinde kuş türü tespit edilmiştir. Bu özellikleriyle Yedigöller Milli Parkı tam bir doğa cenneti durumundadır. Her yıl mayıs-eylül dönemlerinde Büyükgöl ve Deringöl’de ücret karşılığı sportif olta balıkçılığı yapılabilmektedir. Göllerde göl alası ve gökkuşağı alabalığı vardır.
Yedigöller Milli Parkı içerisindeki “Kapankaya Manzara Seyir Yeri”ne çıkılarak gölleri ve eşsiz peyzaj güzelliklerini görmek mümkündür. Bu güzergâh üzerinde bir de anıt ağaç bulunmaktadır. Ayrıca, milli park içindeki geyik üretme istasyonu ziyaret edilebilir.
Sessiz ve sakin bünyesi, güzel manzaraları, değişik arazi şekilleri, yürüyüş yolları, şelaleleri, çeşitli cinste bitki ve ağaçlarla süslü yamaçlarıyla piknik, dinlenme, fotoğraf çekme, spor yapma ve kamp kurma gibi rekreatif faaliyetler yapıl Ayrıca, 1 hektarlık alanda çadırla veya karavanla konaklama da yapılabilir. Parkın ziyarete en uygun zamanı nisan-kasım ayları arasıdır.
1642 hektar büyüklüğündeki Yedigöller Havzası, 1965 yılında milli park olarak korumaya alınmıştır. Havza kayan kütlelerin vadilerin önlerini kapatması sonucu oluşan, yüzeysel ve yeraltı akışlarıyla birbirine bağlı, kuzeyden güneye 1500 m. mesafede sıralanmış 7 gölden oluşmuştur. Milli park içindeki “Köyyeri” mevkiinde yeni Bizans dönemine ait bulunan kalıntılardan, eski dönemlerde bölgenin bir yerleşim yeri olduğu anlaşılmaktadır.
Milli park bünyesinde Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl olarak 7 göl vardır. Bu göller aralarında 100 m. yükselti farkı bulunan iki plato üzerindedir. Ortalama 780 m. yükseklikte olan platodaki göllerin en büyüğü Büyükgöl’dür. En derin yeri ise 15 m’dir. Büyükgöl’ün güneydoğusundaki Deringöl, 20 m. uzunluğundaki akan bölümü ile Büyükgöl’e bağlıdır.
Büyükgöl, Yedigöller’de canlı alabalık yetiştirilmesi için damızlık amaçlı kullanılmaktadır. Ülkemizde ilk alabalık üretme istasyonu 1969 yılında burada kurulmuştur. Büyükgöl’ün kuzeyinde ise Seringöl bulunmaktadır.
Diğer platodan 100 m. yükseklikteki platonun en geniş gölü Nazlıgöl’dür. Dibinden sızdırdığı bol miktardaki su, gölün kuzeydoğusunda yüzeye çıkarak bir şelalenin oluşmasına sebep olduğundan “Şelale Gölü” adı da verilir. Aynı platoda Sazlıgöl, İncegöl ve Küçükgöl bulunur. Kuzeyden güneye doğru alçalma gösteren bölgede, en yüksek yer 1488 m. ile Eğrikiriş Tepesi, en alçak yer ise 465 m. ile Kirazçatı’dır.
Yedigöller Milli Parkı bilimsel inceleme ve araştırmalar için de kuvvetli bir altyapıya sahiptir. Çok sayıda bitki türünü içeren milli park, yurdumuzun en güzel, karışık doğal ormanlarına sahiptir. Başlıca ağaç türleri olan kayın, gürgen, meşe, kızılağaç, akçaağaç, karaağaç, titrek kavak, sarı ve kara çam, köknar, fındık, ıhlamur ve dişbudak ağaçları yüksek boylu ve düzgün gövdelidir. Porsuk gibi nesli azalmakta olan bitki türleri de mevcuttur.
Yaban hayvanlarından ayı, domuz, kurt, tilki, sansar, sincap, geyik, karaca ve tavşan ile kuşlardan yabani ördek, yabani güvercin ve keklik vardır. Milli Park sahasında 100’ün üzerinde kuş türü tespit edilmiştir. Bu özellikleriyle Yedigöller Milli Parkı tam bir doğa cenneti durumundadır. Her yıl mayıs-eylül dönemlerinde Büyükgöl ve Deringöl’de ücret karşılığı sportif olta balıkçılığı yapılabilmektedir. Göllerde göl alası ve gökkuşağı alabalığı vardır.
Yedigöller Milli Parkı içerisindeki “Kapankaya Manzara Seyir Yeri”ne çıkılarak gölleri ve eşsiz peyzaj güzelliklerini görmek mümkündür. Bu güzergâh üzerinde bir de anıt ağaç bulunmaktadır. Ayrıca, milli park içindeki geyik üretme istasyonu ziyaret edilebilir.
Sessiz ve sakin bünyesi, güzel manzaraları, değişik arazi şekilleri, yürüyüş yolları, şelaleleri, çeşitli cinste bitki ve ağaçlarla süslü yamaçlarıyla piknik, dinlenme, fotoğraf çekme, spor yapma ve kamp kurma gibi rekreatif faaliyetler yapıl Ayrıca, 1 hektarlık alanda çadırla veya karavanla konaklama da yapılabilir. Parkın ziyarete en uygun zamanı nisan-kasım ayları arasıdır.
Yedigöllere dört mevsimde gidip çadır kurdum. size tavsiyem sonbaharda mutlaka gidin görün pişman olmazsınız. kamp ve yol hakkında biraz bilgi verecek olursam; en son gittiğimde çadır başı ücreti 10 TL (orman korucuları geliyor onlara veriyorsunuz her zaman almayabiliyorlar), ateş yakmak yasak(akşam saat 18.00'dan sabah 06.00'ya kadar sıkıntı olmuyor çünkü korucuların mesai saati bitiyor. siz yinede ateşi dikkatli yakın doğamıza zarar gelsin istemeyiz), ulaşım olarak hep otostop kullandım yolu eskiden sıkıntılıydı asfalt döktüler şuan tek sıkıntısı fazla virajlı o yüzden mide bulantı sorunu yaşayanlar içinde yola çıkmadan eczaneden 3 TL'ye metpamid alsınlar bulantıyı kesiyor (cuma ya da hafta sonu çıkışlı gidiyorsanız araba bulmakta sıkıntı çekmezsiniz ama hafta içi biraz zorlanabilirsiniz), yanınıza erzak alın orada bulmakta sıkıntı çekebilirsiniz, çadır kurmak için bir çok yer var ama sessiz sakin olsun derseniz benim size tavsiyem en sondaki göle kurmanız (adını şuan hatırlayamıyorum), gece uluyan çakal sesi duyabilirsiniz ateş başında onlara çok eşlik ettik merak etmeyin zararsızlar ama tavsiye olarak yemeklerinizin çöplerini uzağa atın ve yemeklerinizi dışarıda bırakmayın yakınınıza gelip onları kurcalamasınlar, gece kafanızı mutlaka yukarı kaldırın ve gökyüzündeki yıldızların güzelliğinden mahrum kalmayın (umarım açık havaya denk gelirsiniz).
Yakın zamanda üzerine inşa edilecek otelle gündeme gelecek gibi görünen doğal park. Pek mantıklı be vicdani bir yatırım olarak görülmese de Bolu’da bu konu bir süredir konuşuluyor.
Yolunun yapılması zaten hep korkulan bir husustu, nitekim yapıldı da. Yapılan yolun ardından özellikle Bolu halkı ve bir kısım İstanbul’lu günübirlik piknikçi buraya akın etti ve maalesef önce ambians sonra doğa bozuldu.
En son gördüğümde kamp alanında dahi kontrollü de olsa ateş yakılmasına müsade edilmiyordu.
Umarım yol yeniden bozulur ve o keşmekeş içince bu doğal güzelliğe daha fazla zarar vermeyiz.
Yolunun yapılması zaten hep korkulan bir husustu, nitekim yapıldı da. Yapılan yolun ardından özellikle Bolu halkı ve bir kısım İstanbul’lu günübirlik piknikçi buraya akın etti ve maalesef önce ambians sonra doğa bozuldu.
En son gördüğümde kamp alanında dahi kontrollü de olsa ateş yakılmasına müsade edilmiyordu.
Umarım yol yeniden bozulur ve o keşmekeş içince bu doğal güzelliğe daha fazla zarar vermeyiz.
Hayatımın en berbat motosiklet yolculuğunu Mengen çıkışından yaptıgım yerdir. Siz siz olun sakın herhangi bir araçla Mengen istikametini kullanmayın zira belediye oranın ince kum olarak kalmasında yıllardır anlayamadığım bir ısrarda bulunuyor. Biri de demedi ki abi sen chopper motorunla ne girersin o toprağa