zeki demirkubuz
Genelde bulanik sisli hayatlari filmlerinde konu almis efsanelerin efsanesi yönetmen ayrica kader filminde kendimi görüyorum
(bkz: kader)
(bkz: kader)
neredeyse tüm filmlerini izlediğim türk yönetmen.
en güzel filmi tartışmasız "masumiyet" olmuştur. devam filmi "kader" bile onun gölgesinde kalmıştır.
sinemamızda ilk elle tutulur üçleme de onun eseridir. yazgı-itiraf-bekleme odası her ne kadar yüksek bir çıtada olmamış olsa da, ilk olması açısından önemlidir.
daha önce filmerini izlememiş kullanıcılara masumiyet'i ve akabinde kader'i; sonra da albert camus'nün yabancı eserinden uyarlama yazgı filmini izlemelerini tavsiye ederim. hele bir filmde serdar orçin varsa yönetmen bağımsız o film kesinlikle izlenmelidir.
en güzel filmi tartışmasız "masumiyet" olmuştur. devam filmi "kader" bile onun gölgesinde kalmıştır.
sinemamızda ilk elle tutulur üçleme de onun eseridir. yazgı-itiraf-bekleme odası her ne kadar yüksek bir çıtada olmamış olsa da, ilk olması açısından önemlidir.
daha önce filmerini izlememiş kullanıcılara masumiyet'i ve akabinde kader'i; sonra da albert camus'nün yabancı eserinden uyarlama yazgı filmini izlemelerini tavsiye ederim. hele bir filmde serdar orçin varsa yönetmen bağımsız o film kesinlikle izlenmelidir.
hayatımda gördüğüm en sayko türk yönetmendir kendileri. saygımız büyük. Yazgı, kader ve masumiyet benim de favori filmlerim. Özellikle kader filmi, harakiri yaptırtacaktı bana.
Filmde bir sahne var; o sahnenin de bir repliği var. Var işte. repliği buraya bırakıyorum. Peçeteleri hazırlayın:
”Geçen gece çocuk hastalandı. İlacı bitmiş, almak için dışarı çıktım. Sağa sola saldırıp nöbetçi eczane arıyorum. Birden durup dururken içim cız etti. Bi' baktım gene aynı karın ağrısı. Öyle özlemişim ki seni! Dönerken bi meyhane gördüm, bi' içeri girdiğimi hatırlıyorum bi' de rakıya yumulduğumu. Arkasından en az dört cigaralık. Sonra gözümü bi' açtım, karşıdan karlı dağlar geçiyo. Bi' daha açtım başımda bi' çocuk, kalk abi diyo Kars’a geldik. Otobüsten indim, yürümeye başladım. Dedim Allah’ım neredeyim ben, burası neresi? Sonra güç bela burayı buldum. Kapının önünde durup düşündüm. dedim; Bekir bu kapı ahiret kapısı, burası sırat köprüsü... Bu sefer de geçersen bi' daha geri dönemessin, iyi düşün. Ama olmadı, dönemedim. Sonra bak oğlum dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. İsyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. Yol belli, ey başını usul usul yürü şimdi!"
Filmde bir sahne var; o sahnenin de bir repliği var. Var işte. repliği buraya bırakıyorum. Peçeteleri hazırlayın:
”Geçen gece çocuk hastalandı. İlacı bitmiş, almak için dışarı çıktım. Sağa sola saldırıp nöbetçi eczane arıyorum. Birden durup dururken içim cız etti. Bi' baktım gene aynı karın ağrısı. Öyle özlemişim ki seni! Dönerken bi meyhane gördüm, bi' içeri girdiğimi hatırlıyorum bi' de rakıya yumulduğumu. Arkasından en az dört cigaralık. Sonra gözümü bi' açtım, karşıdan karlı dağlar geçiyo. Bi' daha açtım başımda bi' çocuk, kalk abi diyo Kars’a geldik. Otobüsten indim, yürümeye başladım. Dedim Allah’ım neredeyim ben, burası neresi? Sonra güç bela burayı buldum. Kapının önünde durup düşündüm. dedim; Bekir bu kapı ahiret kapısı, burası sırat köprüsü... Bu sefer de geçersen bi' daha geri dönemessin, iyi düşün. Ama olmadı, dönemedim. Sonra bak oğlum dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. İsyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. Yol belli, ey başını usul usul yürü şimdi!"