bolurail kampı
interrail türkiyenin efsanevi organizasyonu. Eleştirilere gelirsek ; kampta müziğin bangır bangır çaldığı alanın 50-60 m ilerisinde derenin sol yanında ağaçlar arasında kurmuştum çadırımı. Biraz arka tarafta olduğum için insanlardan biraz uzak ve gayet keyifliydi ben ve arkadaşım için lakin katılımcıların doğa ve çevre ile alakadar olmayan hareketleri kampa gölge düşürmüştür. Mesela ağaç kesilmesi, lan ağaç ne olursa olsun nasıl olursa olsun, kuru ya da yaş, ağaç kesilir mi ? Kutsalımız la o ağaç kutsalımız. Nefes alıp veriyorsun sayesinde. Çocukların nefes alıp veriyor. Sen sırf aptal aptal eğleneceksin diye ağaç kesilir mi ? Yazık be kardeşim. Gözlerimle gördüm kuru dal toplarken, müdahele ettim. Sünepe sünepe cevaplar aldım sadece ve engel olamadım. Adam balta ile gelmiş sonuçta kampa, ne olacaktı. Sonra çöp meselesine geleyim. Arkadaşlar biz arabalarının camlarından sürekli çöp atan, evlerinin pencerelerinden çöp atan, sokakta yürürken çöp atan, yine sokakta hareket halinde iken tıksıran, öksüren, tüküren bir toplumuz. Dolayısıyla kendimizi o konuda çok geliştirmişiz. Kampa gidip çöpümüzü poşete koymaktan aciz olmak bu gelişmişliklerimizden bir tanesi. Sonrasında yaptığımız işe kamp, doğa, tabiat kelimelerini içeren cümleler kuruyoruz. Ulan ne alakanız var sizin doğa ile tabiat ile ona zarar vermekten başka. Ben yanımda 15 e yakın çöp poşetimle gidip iki-üç tanesini çevremle paylaştım. Yemeğimi keza onlarca kişi ile paylaştım. Onlarca insanla tanışıp efsanevi sohbetler ettim. Bildiğin gayet keyifliydi benim adıma. Lakin değerli arkadaşlarımızın birçoğu doğaya tecavüz etti. interrail türkiye ailesinin tek eksiği kendilerinin de farkettiği mobil tuvalet işini ayarlamamış olmalarıydı. Bir daha ki sefere katılımcıların daha dikkatli olacağına inanıyorum.