brüksel
Hostele sabah daha hava aydınlanmadan ve haliyle check-in saatinden çok çok önce vardığımız için odamıza yerleşememiştik. Eşyaları oraya bırakıp gezelim biraz dedik. Güneş doğmak üzereyken Grand Place muhteşem gözüküyordu, bomboş sokakları dolaşmak da çok keyifliydi yavaş yavaş hava aydınlanıp burnumuza çikolata ve waffle kokuları gelmeye başlayınca uyku falan da kalmadı gittik klasik manneken pis hayal kırıklığımızı yaşadık, wafflemızı gömdük, şehri biraz daha keşfettik. Sonra yine grand place, benim yine gözlerim kalp kalp. Seni seviyorum Brüksel. Son olarak Saatlerce içinden çıkamadığımız (bir ara kaybolduğumuz için çıkamadığımız) ve biletleri inanılmaz ucuz olan royal museums of fine arts of belgium seni de seviyorum.