burdur gölü
Sanılanın aksine salda gölü Burdur gölü değildir.
Burdur hem göller yöresinde hem de teke yöresinde bulunmaktadır. Göller yöresinde bulunması sebebiyle Burdur sınırı içerisinde irili ufaklı pek çok göl bulunmaktadır. Bu göllerin hepsine gidip hepsini görmüş birisi olarak hepsinin de ayrı birer güzellik olduğunu belirtmeliyim.
Burdur gölü tektonik oluşumlu bir doğal göldür. Göl 70'lerden bu yana gözle görülür biçimde su kaybetmektedir. Babam eskiden suyun, gölün üst tarafındaki Burdur-Yeşilova yolu seviyesine kadar geldiğini hatta yağışlı zamanlarda yolun günlerce gölün içinde kaldığını söyler.
Gölün o zamanlardan günümüze su kaybetmesindeki ana etken tektonik oluşumu sebebiyle gölün tabanında geniş yarıklar olup suyun sürekli bu yarıklardan yer altına sızmasıdır. İkinci etken gölden dengesiz şekilde tarım sebebiyle su çekilmesidir. Birazdan bahsedeceğim halbuki bu sulama açısından da çok yanlış bir yöntemdir. Üçüncü sebep de genel iklim şartlarıdır.
Tarkan'ın da aralarında olduğu bazı ünlü insanlar göl hakkında farkındalık yaratmak için kampanyalar yürüttüler. Bunlar basına da yansıdı. Resmi kurumlar ve burdur bisiklet topluluğunun da aralarında olduğu bazı sivil toplum öğeleri de göl için gayret gösterdiler.
Gelinen noktada gölde su kaybı ve canlı kaybı sürmekte. Evimiz göle en yakın evlerde göle en yakın sırada olması sebebiyle sürekli gölü dürbünle izleme imkanım oluyor. Birkaç seneye kadar gölde burdur'un tatlı kuşlarından olan flamingoları izlerken artık bu flamingoları görememekteyim. Ancak göl halen birçok canlı türüne yaşam alanı olmaktadır. İlgililerin de gözlem yapabilmeleri için havzanın sair yerlerinde gözetleme kuleleri vardır.
Gölün suyu kayaç yapısı sebebiyle sodalıdır. Bu sebeple gölde sadece bir çeşit balık türü bulunmaktadır. Çocukluğumdan hatırlıyorum resmi kurumlar çeşitli zamanlarda göle farklı balık türlerini de kazandırmaya çalıştı. Ancak bu türlerin hiçbirisi gölde tutunamadı ve şu an gölde sadece endemik bir balık türü bulunmaktadır.
Günümüzde göl havzasında yaşayan insanlar bir miktar bilinçlendi. Torosların eteğinde göle nazır yaşayan bu insanlar mısır gibi tarım ürünlerini bırakıp daha çok getirisi olan ve daha az su isteyen lavanta tarımıyla uğraşmaya meyillendiler. Ancak can çıkar huy çıkmaz demişler, insanların alışkanlıklarını değiştirmek kolay olmuyor. Ek olarak gölün çok çok önceden çekildiği yerlerde verimli olarak üzüm tarımı yapılmaktadır. Her çeşit üzüm yetişmektedir. Sanırım gölün uzun zaman önce çekilirken geride bıraktığı bir hediyedir bu.
Son olarak belirteyim Burdur gölünün üzerinde Torosların ardından batan güneşi izlemek ayrı bir keyiftir.
Burdur hem göller yöresinde hem de teke yöresinde bulunmaktadır. Göller yöresinde bulunması sebebiyle Burdur sınırı içerisinde irili ufaklı pek çok göl bulunmaktadır. Bu göllerin hepsine gidip hepsini görmüş birisi olarak hepsinin de ayrı birer güzellik olduğunu belirtmeliyim.
Burdur gölü tektonik oluşumlu bir doğal göldür. Göl 70'lerden bu yana gözle görülür biçimde su kaybetmektedir. Babam eskiden suyun, gölün üst tarafındaki Burdur-Yeşilova yolu seviyesine kadar geldiğini hatta yağışlı zamanlarda yolun günlerce gölün içinde kaldığını söyler.
Gölün o zamanlardan günümüze su kaybetmesindeki ana etken tektonik oluşumu sebebiyle gölün tabanında geniş yarıklar olup suyun sürekli bu yarıklardan yer altına sızmasıdır. İkinci etken gölden dengesiz şekilde tarım sebebiyle su çekilmesidir. Birazdan bahsedeceğim halbuki bu sulama açısından da çok yanlış bir yöntemdir. Üçüncü sebep de genel iklim şartlarıdır.
Tarkan'ın da aralarında olduğu bazı ünlü insanlar göl hakkında farkındalık yaratmak için kampanyalar yürüttüler. Bunlar basına da yansıdı. Resmi kurumlar ve burdur bisiklet topluluğunun da aralarında olduğu bazı sivil toplum öğeleri de göl için gayret gösterdiler.
Gelinen noktada gölde su kaybı ve canlı kaybı sürmekte. Evimiz göle en yakın evlerde göle en yakın sırada olması sebebiyle sürekli gölü dürbünle izleme imkanım oluyor. Birkaç seneye kadar gölde burdur'un tatlı kuşlarından olan flamingoları izlerken artık bu flamingoları görememekteyim. Ancak göl halen birçok canlı türüne yaşam alanı olmaktadır. İlgililerin de gözlem yapabilmeleri için havzanın sair yerlerinde gözetleme kuleleri vardır.
Gölün suyu kayaç yapısı sebebiyle sodalıdır. Bu sebeple gölde sadece bir çeşit balık türü bulunmaktadır. Çocukluğumdan hatırlıyorum resmi kurumlar çeşitli zamanlarda göle farklı balık türlerini de kazandırmaya çalıştı. Ancak bu türlerin hiçbirisi gölde tutunamadı ve şu an gölde sadece endemik bir balık türü bulunmaktadır.
Günümüzde göl havzasında yaşayan insanlar bir miktar bilinçlendi. Torosların eteğinde göle nazır yaşayan bu insanlar mısır gibi tarım ürünlerini bırakıp daha çok getirisi olan ve daha az su isteyen lavanta tarımıyla uğraşmaya meyillendiler. Ancak can çıkar huy çıkmaz demişler, insanların alışkanlıklarını değiştirmek kolay olmuyor. Ek olarak gölün çok çok önceden çekildiği yerlerde verimli olarak üzüm tarımı yapılmaktadır. Her çeşit üzüm yetişmektedir. Sanırım gölün uzun zaman önce çekilirken geride bıraktığı bir hediyedir bu.
Son olarak belirteyim Burdur gölünün üzerinde Torosların ardından batan güneşi izlemek ayrı bir keyiftir.