claus von stauffenberg
şu hayatımda etkilendiğim 3 askerden birisidir, kendisi bir askerden fazladır, hem asker, hem iyi bi politikacı hem de çok iyi bir filozoftur. her prusyalı gibi (bkz: erwin rommel) o da hitler'den nefret etmekteydi fakat o zamanın şartları, onun hızla yükselmesi ve prusyalıların çok sevdiği -savaşı- onlara vermesi yüzünden kayıtsız ona uyuyorlardır. 15 kasım 1907'de yılında dogmustur. küçük yaşta mimarlıga ilgi duymaya başlamış daha sonra bu ilgisi orduya kaymıştır. kurmay subay olarak 10. panzer tümeninde görev yapmıştır. afrikorps'un tunusta konuslandıgı bir yerde kraliyet hava kuvvetlerine bağlı bir uçağının konvoya saldırısına uğrayarak ağır yaralanmış ve sonuçta sol göz, sağ elinin bütün parmağı ve sol elinin dördüncü ve beşinci parmakları kaybetmiştir. kendisi savaşın asıl amacının sovyet rusya'yı yıkmak olduguna inanıyordu ve yahudilere yapılan zulümden haliyle rahatsızdı. şöyle küçük bir anı vardır kendisi hakkında; hitler insanlar tarafından bakışları ile insanları susturabilen bir insan olarak anılıyordu yani hitler bir insana baktım mı bakışları ile insanları korkutabiliyordu. fakat iş stauffenberg'e gelince o gözleri onun karsısında bi işe yaramamıştır. onun kararlı ve asil duruşu karşısında hitler gözlerini kaçırmış ve derhal oradan uzaklaşmıştır. claus afrika'dan döndükten sonra onu makamına kabul etmiş kendisine ; "keşke bütün subaylarım sizin verdiklerinizi almanyaya verseydi şuan bu durumda olmazdık" demiştir. hitlere ilk geldiği andan itibaren büyük nefret duyan claus bunu 20 temmuz darbesi bir diğer adı ile " operation valkyrie" gerçekleştirmiştir. sonuç olarak bomba patlamış fakat hitler ölmemişti. hitlerin öldüğünü varsayıp yönetimi ele alan claus daha sonra işler sarpa sarınca teslim olmuştur. kurşuna dizilmeden önceki son sözleri "yaşasın kutsal almanya'mız!" yani "es lebe unser heiliges deutschland!" olmuştur. o öldükten kısa bir süre sonra ruslar ve amerikalılar berlin'e girmiş, o kutsal almanyayı dağıtmıştır.