deniz gezmiş
5 mayıs 2008'de yazdığım şiirle anlatıyorum onu.
gece yarısı saat birdi
altı mayıs bindokuzyüzyetmişiki
soğuk mapushane koridorlarında ayak sesleri
devrimciliğin olanca ateşi sarmıştı yürekleri
tam bağımsız bir türkiye sevdasının öyküsü
mevsim ilkbahardı
ama kış sessizliği vardı
çiçekler boynu bükük açmışlardı
belki de ankara bu kadar soğuk görmemişti hayatında
gece esir almıştı, umutlarımızı, sevdalarımızı
sanki hiç gündüz olmayacak gibiydi
yıldızlar bile küsmüş, parlamıyorlardı
bir zırh gibiydi üzerindeki parkası
yürüyüş, sona değil, başlangıca
yirmi beş yaşında armağan etmek bedenini
ve hiç başını eğmeden, yürümek tüm halklara
gece yarısı saat birdi
altı mayıs bindokuzyüzyetmişiki
ne güzel de yakışırdı parkası
meydanlarda hemen tanırdınız onu
en önde, gözlerinde bağımsızlık türküsü söylerdi
durmadan, korkmadan, bıkmadan
köylüler, işçiler değil miydi sevdalısı
tek derdi tam bağımsız türkiye değil miydi?
o zamanlardan görmemiş miydi bu günkü manzarayı
mustafa kemal'e yürürken yine en önde
koca bir yürek, henüz yirmi beşinde
asılır yine tüm düşünceler
asılır da ölüm uğramaz olur
gözyaşlarımız deniz olur
bir türkü söyler dillerimiz
yırtar atmosferi, içimize sığmaz olur
gece yarısı saat birdi
altı mayıs bindokuzyüzyetmişiki
ölen sadece bedenlerdi
düşünceler dalga dalga yayılıp
hüseyin oldu, yusuf oldu, deniz oldu
karanlıklar korkutmaz artık bizleri
geceyi yırtarcasına büyüyen ateş, hiç sönmeyecek gibi
bir demli çay, bir cigarayla oturup şöyle
rodrigo'yu dinlemeli
gece yarısı saat birdi
6 mayıs ikibinsekiz
şimdilerde hep o şiiri okuyorum;
'delikanlım,
iyi bak yıldızlara.
onları belki bir daha göremezsin.
belki bir daha
yıldızların ışığında kollarını
ufuklar gibi açıp geremezsin
delikanlım,
sen ki,ya bi köşe başında
kaşından kan sızarak gebereceksin
ya da bir devrimci gibi darağacında
can vereceksin.''
son kıtadaki şiir : nazım hikmet ran
https://www.youtube.com/watch?v=YJ4KEGJHxmI
gece yarısı saat birdi
altı mayıs bindokuzyüzyetmişiki
soğuk mapushane koridorlarında ayak sesleri
devrimciliğin olanca ateşi sarmıştı yürekleri
tam bağımsız bir türkiye sevdasının öyküsü
mevsim ilkbahardı
ama kış sessizliği vardı
çiçekler boynu bükük açmışlardı
belki de ankara bu kadar soğuk görmemişti hayatında
gece esir almıştı, umutlarımızı, sevdalarımızı
sanki hiç gündüz olmayacak gibiydi
yıldızlar bile küsmüş, parlamıyorlardı
bir zırh gibiydi üzerindeki parkası
yürüyüş, sona değil, başlangıca
yirmi beş yaşında armağan etmek bedenini
ve hiç başını eğmeden, yürümek tüm halklara
gece yarısı saat birdi
altı mayıs bindokuzyüzyetmişiki
ne güzel de yakışırdı parkası
meydanlarda hemen tanırdınız onu
en önde, gözlerinde bağımsızlık türküsü söylerdi
durmadan, korkmadan, bıkmadan
köylüler, işçiler değil miydi sevdalısı
tek derdi tam bağımsız türkiye değil miydi?
o zamanlardan görmemiş miydi bu günkü manzarayı
mustafa kemal'e yürürken yine en önde
koca bir yürek, henüz yirmi beşinde
asılır yine tüm düşünceler
asılır da ölüm uğramaz olur
gözyaşlarımız deniz olur
bir türkü söyler dillerimiz
yırtar atmosferi, içimize sığmaz olur
gece yarısı saat birdi
altı mayıs bindokuzyüzyetmişiki
ölen sadece bedenlerdi
düşünceler dalga dalga yayılıp
hüseyin oldu, yusuf oldu, deniz oldu
karanlıklar korkutmaz artık bizleri
geceyi yırtarcasına büyüyen ateş, hiç sönmeyecek gibi
bir demli çay, bir cigarayla oturup şöyle
rodrigo'yu dinlemeli
gece yarısı saat birdi
6 mayıs ikibinsekiz
şimdilerde hep o şiiri okuyorum;
'delikanlım,
iyi bak yıldızlara.
onları belki bir daha göremezsin.
belki bir daha
yıldızların ışığında kollarını
ufuklar gibi açıp geremezsin
delikanlım,
sen ki,ya bi köşe başında
kaşından kan sızarak gebereceksin
ya da bir devrimci gibi darağacında
can vereceksin.''
son kıtadaki şiir : nazım hikmet ran
https://www.youtube.com/watch?v=YJ4KEGJHxmI