doğu ekspresinde tek başına yolculuk yapmak
iyiki yaptığım. İstanbulda yaşayıp çalışan bir köle olarak kendime ayırabildiğim 1 saatim bile yokken 25 bana inanılmaz iyi geldi.
Yataklı vagondan almıştım ve biraz tedirgindim yanıma nasıl biri gelir, yaşlı bi teyze gelip müzik açtırmazsa, çok konuşursa, birama laf ederse falan diye ama öğrendim ki yataklı vagonu kapatmış oluyormuşuz aşırı sevinmiştim ama kondüktör bana önce şaka yaptı, "aaa sen 18 numara mısın, yanında bayaa geveze bi yaşlı var, sıklıkla gitgel yapar çok samimi olma ama o pek senin elinde de değil, neyse geçmiş olsun" falan diye. Öff nasıl korkmuştum.
Yalnız gitmek nasıl bi deneyim peki?
Öncelikle kendimle ilgili üstüne sürekli düşündüğümü sandığım çıkmazları aslında düşünemediğimi farkettim o 25 saatte. O kadar çok düşüncelerimizi bölen şey var ki. Trende o yolları dağları izleye izleye aktım gittim sorunlarımı falan çözdüm ya da bu mu sorun seni salak falan noktasına getirdim bi çok şeyi.
Kitap okurum diye düşünüyordum, valla kondüktörlerle sohpetti, müzik dinleyip yolu izlemekti, insanlarla tanışıp sohpet etmekti derken 60 sayfa falan okudum. Ha yine iyi ama sandığımdan az oldu. Kitap götürenlere tavsiyem, hani okuyup çok güzel tat aldığınız ve bi daha okurum dediğiniz hatta belki sayısız kere okuduğunuz kitaplar vardır ya. Heh işte onları götürün. Ben Doğu Ekspresinde Cinayeti hem romanı hem de çizgi romanını götürdüm. Bayaa keyifli oldu :)
Yataklı vagondan almıştım ve biraz tedirgindim yanıma nasıl biri gelir, yaşlı bi teyze gelip müzik açtırmazsa, çok konuşursa, birama laf ederse falan diye ama öğrendim ki yataklı vagonu kapatmış oluyormuşuz aşırı sevinmiştim ama kondüktör bana önce şaka yaptı, "aaa sen 18 numara mısın, yanında bayaa geveze bi yaşlı var, sıklıkla gitgel yapar çok samimi olma ama o pek senin elinde de değil, neyse geçmiş olsun" falan diye. Öff nasıl korkmuştum.
Yalnız gitmek nasıl bi deneyim peki?
Öncelikle kendimle ilgili üstüne sürekli düşündüğümü sandığım çıkmazları aslında düşünemediğimi farkettim o 25 saatte. O kadar çok düşüncelerimizi bölen şey var ki. Trende o yolları dağları izleye izleye aktım gittim sorunlarımı falan çözdüm ya da bu mu sorun seni salak falan noktasına getirdim bi çok şeyi.
Kitap okurum diye düşünüyordum, valla kondüktörlerle sohpetti, müzik dinleyip yolu izlemekti, insanlarla tanışıp sohpet etmekti derken 60 sayfa falan okudum. Ha yine iyi ama sandığımdan az oldu. Kitap götürenlere tavsiyem, hani okuyup çok güzel tat aldığınız ve bi daha okurum dediğiniz hatta belki sayısız kere okuduğunuz kitaplar vardır ya. Heh işte onları götürün. Ben Doğu Ekspresinde Cinayeti hem romanı hem de çizgi romanını götürdüm. Bayaa keyifli oldu :)