eyfel kulesi
Şimdi size bu yaz başıma eiffel'de başıma gelen bi olayı anlatacağım. İnterrail duraklarımızdan biri de paris'ti. Barcelona'dan 1 gün boyunca aktara aktara sonunda vardığımız Paris'te İtalya'dan aldığımız kaşarlarımız , şanzelizeden alınan makaronlarımız , Fransız şaraplarımız ve çikolatamızla Kulenin altında oturmuş güzel bir akşam geçirirken gözüme bir adam takıldı. Böyle Fransız bayrağını boynundan düğümlemek suretiyle sırtına asmış çok uzun sakallı, elinde de bir kutu parmak arası terlikleri ile ortalıkta öylece dolanıyordu. Bir süre gözlerimle takip ettim. Sonra neyse dedim manyaklaşma grupla sohbete geri döndüm. Ama sürekli sigara içen ve elinde kutuyla dolaşan bu adam beni çok tedirgin etmeye başladı ve en sonunda arkadaşlarıma söyledim. Onlarda evsiz biri abartma falan dediler. Neyse yarım saat içinde insanlar bi hareketlendi kimisi toparlanıp gidiyor kimisi korkuyla etrafta dolanıyordu. Sonra tam karşımda bu adamı gördüm. Neyse kafamı çevirdim baktım adam Yok 5-6 m uzağımızda sadece o kutu duruyor. Sonra bi polis geldi bisikletli telsizle konuşmaya başladı sonra bi polis daha ve 5-6 dk sonra hızla bisikletli bi polis geldi ve bomba kaçın diye bağırdı. O an gerçekten hayatım kısa bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Sadece çantamı alıp koşarak uzaklaştım. Diğer arkadaşlarımı falan bırakıp nasıl da hızla ordan ayrıldım anlatamam. Kaçıyorum ama her an bi patlama sesi , etrafa fırlayan insan parçaları falan bekliyorum. Aklımda iki şey var bir inşallah bi farenin üzerine basmam, çünkü eiffel in orası fare kaynıyor iki annemlere bunu nasıl açıklayacağım. Neyse epey uzaklaştıktan sonra arkadaşlarımı aradım, onlar baya geride kalmışlar onlarla buluştuk ama ben nasıl titriyorum, gülmekle ağlamak arası bi tepki veriyorum. Çok güzel bi tatilin en güzel gecesi bomba ihbarıyla mahvoldu. Türkiye'de de Ankara'ya gittiğimde ankara patlamasını, istanbul İstiklal'de bomba patlamasından dklarla kurtulan ben dedim bu kez yakalandın. Çekirge bir sıçrar iki sıçrar ama üçte yandın. Benim canım arkadaşım o heyecanla ordan sadece şarap şişesini alıp gelmiş, biz de heyecanla o şişeyi kafamıza dikerek hostelimize geri döndük ve ertesi sabah Fransa'yı terk ettik. Eeee patladı mı ne oldu diyeceksiniz. Hayır manipüle etmek için yapılmış insanları korkutmak amaçlı içinde saçma sapan düzeneksiz kabloların olduğu bir kutuymuş . Evet gerçekten bizi korkutmayı başardı. Bu da interrail maceramızın en korkunç anıydı . Umarım sizin hayattaki şansınız bizimkinden iyidir. Korkmayın ama yine de siz yola çıkın !