gezgin itiraf
istanbulda yaşamak o kadar pahalı ki öğrenci olmama rağmen her gün yemek yapıyorum, kendi içkimi kendim yapıyorum, kahvemi de evden götürücem artık, kendi kıyafetlerimi de kendim dikicem bu yüzden dikiş makinesi aldım. Millet sorarsa hepsine hobi diyorum ama genellikle derdim para harcamamak ve cimrilikte sınır tanımıyorum. yaptığım her harcamayı kuruşuna kadar hesaplıyorum. Genellikle param yetmediğinden değil, bardakta çaya dört lira makarnaya onbeş lira verince birileri bu paralarla dansöz oynatıyor kesin diye düşündüğüm ve enayi hissettiğim için kendimi. Leman kültüre giden insanlara mal gözüyle bakıyorum ve önünden geçerken bile sinirim bozuluyor, konser mekanlarına içki matarasında alkol sokuyorum ve orda bira dışında bir şey içenlere de salak gözüyle bakıyorum. hava sıcakken sokak varken mekanlarda oturan herkese istisnasız salak gözüyle bakıyorum. Sinemalar çok pahalı yea diyip 20 liraya efes içenlerden nefret ediyorum. Haklı da değilim sadece takıntılıyım bence. Her gece uyumadan önce dolar kaç olmuş diye bakıyorum, dört yıl daha bu içki fiyatlarına dayanamam diye zar zor girdiğim boğaziçi üniversitesini bi yıl erken bitirmeyi ve avrupada küçük bir kıyı kentine gitmeyi planlıyorum. Böyle düzenin de allah belasını versin.