ilk buluşma
herkes için çok iyi olmayabilen buluşmadır.
uzun olacak, uyarmadı demeyin.
sene 2013, stresli bir dönem geçiriyorum, üniversite sınavı durumları.
ilk buluşmamız olacak. kendisi ankaranın yabancısı, ben de korkunç bir yol tarif etme sıkıntılısıyım. neyse, arkadaş tunalıyı biliyormuş benim de dershaneme yakındı, orada buluşalım dedik. bin bir bahane ile erken çıktım dershaneden. heyecandan ölüyorum, yolda parfüm sıkıp makyaj tazelemeler gibi saçma sapan hareketlere giriyorum, geç kalmışım çünkü. tamam diyorum, bu sefer mal gibi davranmayacaksın, bu sefer bu iş olacak. aşık olmuşum çünkü, kimse istemez aşık olduğu kişiyi ilk buluşmada kaybetmek. neyse ben böyle büklüm sokak civarlarında kaldırım arşınlıyorken -ki bilen bilir kaldırımları şahanedir- birden aradı. elim kolum birbirine girdi açtım, neredesin dedi kem küm ederken birden kendimi efsane bir acı ile yerde buldum. evet, ilk buluşmama giderken bağlarımı koparmıştım (eivorian'a alkış lütfen). kendimi tutamadım çığlık kıyamet ağlıyorum. bilen bilir, çok pis bir acısı vardır. ama benim sinirimi bozan sadece acı değil, lan şurda bir ilk buluşma var mal mısın be kızım. neyse, bu diyor ne oldu ne bağırıyorsun. dedim ki ben ayağımı kopardım. nerdesin dedi, bilmiyorum dedim. ne demek lan bilmiyorum salak mısın demedi, tarif eder misin dedi. yarım yamalak bir şeyler tarif ettim, zaten yolun kenarında salya sümük kaç insan olabilir görünce tanırsın dedim. neyse, güç bela sağdan soldan güç alıp kalktım topallaya topallaya yolun orta yerinden yürüyorum. karşıdan geldiğini gördüm, ne ayak kaldı ne acı. düzgün davranıcam, sakin olcam diyen ben bir anda kendimi üstüne atıp sarıldım. biraz şoka girdi ya, bir şey demedi. iki günümüz vardı, o bilekle bir buçuk gün gezdim. gezdim de diyemem, minimum yürüme ile aynı yerde pinekledik diyelim. iki gün sonra babam fark etti bileğimi, çok şişmişti çünkü. biraz kızar gibi oldu neden söylemedin diye de çok laf etmedi. alçımsı bir şey yaptılar, bir tur da doktordan fırça yedim.
sorarsanız değdi mi diye, değdi.
arkadaş da baya sabırlı çıktı, ilk buluşma rezaletinden sonra beni bırakır diye düşünüyordum, dört ay sonra beşinci yılımızı kutlayacağız.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
uzun olacak, uyarmadı demeyin.
sene 2013, stresli bir dönem geçiriyorum, üniversite sınavı durumları.
ilk buluşmamız olacak. kendisi ankaranın yabancısı, ben de korkunç bir yol tarif etme sıkıntılısıyım. neyse, arkadaş tunalıyı biliyormuş benim de dershaneme yakındı, orada buluşalım dedik. bin bir bahane ile erken çıktım dershaneden. heyecandan ölüyorum, yolda parfüm sıkıp makyaj tazelemeler gibi saçma sapan hareketlere giriyorum, geç kalmışım çünkü. tamam diyorum, bu sefer mal gibi davranmayacaksın, bu sefer bu iş olacak. aşık olmuşum çünkü, kimse istemez aşık olduğu kişiyi ilk buluşmada kaybetmek. neyse ben böyle büklüm sokak civarlarında kaldırım arşınlıyorken -ki bilen bilir kaldırımları şahanedir- birden aradı. elim kolum birbirine girdi açtım, neredesin dedi kem küm ederken birden kendimi efsane bir acı ile yerde buldum. evet, ilk buluşmama giderken bağlarımı koparmıştım (eivorian'a alkış lütfen). kendimi tutamadım çığlık kıyamet ağlıyorum. bilen bilir, çok pis bir acısı vardır. ama benim sinirimi bozan sadece acı değil, lan şurda bir ilk buluşma var mal mısın be kızım. neyse, bu diyor ne oldu ne bağırıyorsun. dedim ki ben ayağımı kopardım. nerdesin dedi, bilmiyorum dedim. ne demek lan bilmiyorum salak mısın demedi, tarif eder misin dedi. yarım yamalak bir şeyler tarif ettim, zaten yolun kenarında salya sümük kaç insan olabilir görünce tanırsın dedim. neyse, güç bela sağdan soldan güç alıp kalktım topallaya topallaya yolun orta yerinden yürüyorum. karşıdan geldiğini gördüm, ne ayak kaldı ne acı. düzgün davranıcam, sakin olcam diyen ben bir anda kendimi üstüne atıp sarıldım. biraz şoka girdi ya, bir şey demedi. iki günümüz vardı, o bilekle bir buçuk gün gezdim. gezdim de diyemem, minimum yürüme ile aynı yerde pinekledik diyelim. iki gün sonra babam fark etti bileğimi, çok şişmişti çünkü. biraz kızar gibi oldu neden söylemedin diye de çok laf etmedi. alçımsı bir şey yaptılar, bir tur da doktordan fırça yedim.
sorarsanız değdi mi diye, değdi.
arkadaş da baya sabırlı çıktı, ilk buluşma rezaletinden sonra beni bırakır diye düşünüyordum, dört ay sonra beşinci yılımızı kutlayacağız.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)