ilk defa köpek sahipleneceklere tavsiyeler
içimde kanayan yaradır. ilk kez köpek sahiplendiğimizde daha 17 yaşındaydım. o kadar çok istemiştik ki babam dayanamayıp bir arkadaşının köpeğinin yavrusunu alıp dershane çıkışıma getirmişti. (hata burada başlıyor) tabii ne yavru bakımını biliyoruz ne tuvalet eğitimini. alıp eve getirdikten sonra sorunlar başladı. çişini yapmadığı yer, kemirmediği sandalye koltuk kalmadı. bir süre sonra biz ne kadar itiraz edersek edelim 7-8 aylıkken bir akrabamızın bahçeli evine gönderildi. çok ağlamıştım.
bu olay sonrasında çıkardığım dersleri paylaşmak isterim. öncelikle bakacağınız köpeğin sizin yaşam koşullarınıza uyacak bir cins olmasına dikkat edin. apartman dairesinde oturuyorsanız daha küçük bir ırk (yorkshire terrier, king charles spaniel, maltese terrier gibi...) , çok tüy dökmesinden rahatsız olacaksanız kısa tüylü bir ırk (pug, bull terrier, pinscher gibi...), onunla fazla gezemeyecekseniz daha sakin yapılı bir ırk (french bulldog, shih-tzu gibi...), siz de aktif ve sportmenseniz daha hareketli bir ırk (jack russel gibi...) tercih edin. sokak köpeği ya da büyük ırk köpekleri bahçeli bir eviniz varsa tercih edin.
köpekler hiç büyümeyen bebekler gibi. evde olmazsanız kediler gibi yalnız kalamıyorlar, daha duygusal ve size bağımlılar. bir köpek sahiplenecekseniz ona vakit ve emek harcamalısınız. her sabah ve her akşam enerjisini atması, tuvaletini yapması için gezdirmelisiniz.
aşı ve parazit bakımları, herhangi bir sağlık problemi olması durumunda bunu karşılayabilecek maddi gücünüz olmalı.
köpekler genellile kokarlar. bunu engellemek için bazı vitaminler, şampuanlar vs... var ancak çok da etkili olmuyor. tüyden, kokudan rahatsız olacaksanız ya da ailenizin yanında yaşıyorsanız ve onlar köpek bakmak konusunda sizin kadar hevesli değilse bunlar ciddi problem yaratacaktır.
her şeyden önemlisi o bir can. onu alıp birkaç ay sonra başkasına sahiplendirmeye kalkmanız onu ciddi bunalıma sokacak. o insan da bakamazsa ya sokakta perişan olacak, ya da barınağa gitmek zorunda kalacak. o kadar içler acısı durumda olanlar var ki tahmin bile edemezsiniz. özellikle büyük ırklar ya da pitbull gibi cinsler sahip de bulamadıkları için ölüme mahkum.
eğer gerçekten bütün sorumluluklarını alamayacaksanız, belirli bir düzen oturtmamışsanız, kılına-tüyüne-kokusuna çok takılacaksanız asla sahiplenmeyin.
ama eğer tüm bunlara hazırsanız karşılıksız, çıkarsız, saf sevgisiyle dünyanın en güzel şeyi.
bu olay sonrasında çıkardığım dersleri paylaşmak isterim. öncelikle bakacağınız köpeğin sizin yaşam koşullarınıza uyacak bir cins olmasına dikkat edin. apartman dairesinde oturuyorsanız daha küçük bir ırk (yorkshire terrier, king charles spaniel, maltese terrier gibi...) , çok tüy dökmesinden rahatsız olacaksanız kısa tüylü bir ırk (pug, bull terrier, pinscher gibi...), onunla fazla gezemeyecekseniz daha sakin yapılı bir ırk (french bulldog, shih-tzu gibi...), siz de aktif ve sportmenseniz daha hareketli bir ırk (jack russel gibi...) tercih edin. sokak köpeği ya da büyük ırk köpekleri bahçeli bir eviniz varsa tercih edin.
köpekler hiç büyümeyen bebekler gibi. evde olmazsanız kediler gibi yalnız kalamıyorlar, daha duygusal ve size bağımlılar. bir köpek sahiplenecekseniz ona vakit ve emek harcamalısınız. her sabah ve her akşam enerjisini atması, tuvaletini yapması için gezdirmelisiniz.
aşı ve parazit bakımları, herhangi bir sağlık problemi olması durumunda bunu karşılayabilecek maddi gücünüz olmalı.
köpekler genellile kokarlar. bunu engellemek için bazı vitaminler, şampuanlar vs... var ancak çok da etkili olmuyor. tüyden, kokudan rahatsız olacaksanız ya da ailenizin yanında yaşıyorsanız ve onlar köpek bakmak konusunda sizin kadar hevesli değilse bunlar ciddi problem yaratacaktır.
her şeyden önemlisi o bir can. onu alıp birkaç ay sonra başkasına sahiplendirmeye kalkmanız onu ciddi bunalıma sokacak. o insan da bakamazsa ya sokakta perişan olacak, ya da barınağa gitmek zorunda kalacak. o kadar içler acısı durumda olanlar var ki tahmin bile edemezsiniz. özellikle büyük ırklar ya da pitbull gibi cinsler sahip de bulamadıkları için ölüme mahkum.
eğer gerçekten bütün sorumluluklarını alamayacaksanız, belirli bir düzen oturtmamışsanız, kılına-tüyüne-kokusuna çok takılacaksanız asla sahiplenmeyin.
ama eğer tüm bunlara hazırsanız karşılıksız, çıkarsız, saf sevgisiyle dünyanın en güzel şeyi.