sözlükçülerin yola ilk çıkış hikayeleri
o zamanlar henüz 17 yaşında bir gencim. tek zenginliğim concorde marka bisikletim. bir gün arkadaşım carlos'a hadi gel şu dağların üstündeki yangın kulesine bisikletle gidelim sonra yokuş aşağı zevkli olur dedim. tamam dedi ve ertesi sabah 7 ye benzinliğin orada buluşmaya anlaştık. İlk defa kendi çabamız ve kararımızla 60 km lik yolu yanımıza biraz su ve ekmek arası alıp gerekli olan yedek lastik ile yama vb.almadan omzumuzda okul çantaları, yüzümüzde tebessümlerle salak salak çıktık yola.Gidiş sırf yokuş ve biz pedallarken yanımızdan geçen arabalar korna çalıyor selamlıyor bir mutlu oluyoruz bir güç geliyor ki sonra yokuş devam ettikçe o yaşta tatlı tatlı yokuşa küfüre başlıyoruz,ardımıza baktığımızda ise yol yarılanmış, şimdiki kamu spotları gibi hadi yapabilirsin diyoruz içten içe. sonunda çıktık kuleye sandviçlerimizi yedik manzarayı izledik dinlendik, kuleden sorumlu aileyle tanışıp çaylarını içtik konuştuk . sonra inmeye başladık yokuş aşağı. inişin tamamında o rüzgarı hissetmek, bisikletin üzerinde o özgürlüğü yakalamak paha biçilemezdi.artık biliyordum, yolda olduğum sürece mutlu olabilirdim . artık daha samimi bir dostluğum,bir anım bir maceram vardı. sonra durup dedim ki, yol hiç bitmez