trabzon
yeşille mavinin buluştuğu canım memleketim "idi". eskiden istanbuldan yaptığımız o 15 saatlik araba yolculukları yılın en heyecanlı zamanı olurdu benim için. ama tabi bizim ülkemizde her güzel şeyin uğradığı hüsranlı sona uğradı. denizler dolduruldu, uzungöl eski güzelliğini kaybedip beton yığınına döndü, istanbul trafiği resmen beta sürümünü trabzona sattı, her yer arap, yomra zaten hep arapların hani, türkiyede değilsiniz ordayken hep arapça yazılar ilanlar.... hayır bir de yüzsüzlüğe gel, arap bir adam orda emlakçılık yapıyor!!!! köyümüz kaldı bir diyorduk, bungalov evler için deremizi mahvettiler. fındığımız boldur, sanılanın aksine laz pek yoktur, ama insanımız sıcaktır. hepsi yardımseverdir. (bkz: sümela'nın şifresi temel "adres tarifi") mutlaka gidilmesi gereken bir şehir ama Ağustos ayında gitmeyin çünkü nem çok nem. he, gidebilirseniz uzun sokakta beton helvacımız var, markanın adı beton helva direk, helva çeşitlerini de dondurmasını da tavsiye ediyorum. maraş caddesinde de muharrem ustanın yeri ikinci tavsiyemdir, merkezdeki en iyi et döneri orada bulabilirsiniz. amaaan diyim boztepede semaverde çay içmeden, o manzaranın tadını çıkarmadan dönmeyin