türklerin her şeyin en iyisini bildiğini düşünmesi
bahsedilen davranışları genelde kendisinden daha nitelikli ve eğitimli birisiyle karşılaşan aşağılık kompleksine sahip kişiler yapmaktadır. konuya müslümanlardan gireceğim. yazımın devamında neden müslümanları örnek verdiğini anlayacaksınız.
müslümanlar için en büyük sorun; birkaç yüzyıl önce kalkmış bir treni kaçırmış olmaktan ibaret. batı bu trene reformlarla, rönesansla güç verdi. bu tren batıyı dini kitapların önüne, hatta üstüne taşıdı ama bu sosyal evrimi İslam alemi idrak edemiyor. edemedikçe de kendi gibi düşünmeyen herkesi ve tabi batıyı da dinsizlikle itham ediyor.
adamların kilisede haftada bir yaptıkları ruhani bir eylem var (ben buna "fundamentals check" diyorum). birkaç saatliğine başka boyuta geçip sonra gerçek dünyaya dönerek son sürat treni işletmeye devam ediyorlar. bu tren öyle hızlı ilerliyor ki, müslümanlar için duracak, bekleyecek durumda değil.
müslümanlar cephesinde ise durum epey karışık. zira kendi trenlerini nasıl inşa edip harekete geçireceklerini, batı trenine hangi strateji ve bilgi birikimleriyle yetiştireceklerini bilmiyorlar. tabi bu, müslümanlarda onlar gibi düşünmeyen, yaşamayan, kısacası batı treninde yol alan tüm insanlara karşı bir aşağılık kompleksi ve eziklik yaratıyor. Bu ezikliği 2 türlü bastırmaya çalışıyorlar;
birincisi; bu trende kısa süreliğine seyahat ederek. nasıl mı? batının ürünlerine sahip olabilmek, onları taklit edebilmek, iphone, mercedes, avrupa seyahatleri, bir avrupa'lı gibi giyinerek onlara benzemeye çalışarak vs.. vs.. ikinicisi; ki insanlık için en tehlikeli olanı, agresiflik ve saldırganlıkla. üstelik dini kitaplarını bahane ederek.
işte eğitimsiz insanların da içine düştükleri durum yukarıda anlattığım müslümanlarla aynı. bu treni işletmesini bilen, trenle nereye, nasıl gideceğini bilen eğitimli ve donanımlı insanlara karşı sözde o treni nasıl kullanacaklarını biliyormuş gibi gözüken zavallılardır bu başlığın içeriğini oluşturanlar.
müslümanlar için en büyük sorun; birkaç yüzyıl önce kalkmış bir treni kaçırmış olmaktan ibaret. batı bu trene reformlarla, rönesansla güç verdi. bu tren batıyı dini kitapların önüne, hatta üstüne taşıdı ama bu sosyal evrimi İslam alemi idrak edemiyor. edemedikçe de kendi gibi düşünmeyen herkesi ve tabi batıyı da dinsizlikle itham ediyor.
adamların kilisede haftada bir yaptıkları ruhani bir eylem var (ben buna "fundamentals check" diyorum). birkaç saatliğine başka boyuta geçip sonra gerçek dünyaya dönerek son sürat treni işletmeye devam ediyorlar. bu tren öyle hızlı ilerliyor ki, müslümanlar için duracak, bekleyecek durumda değil.
müslümanlar cephesinde ise durum epey karışık. zira kendi trenlerini nasıl inşa edip harekete geçireceklerini, batı trenine hangi strateji ve bilgi birikimleriyle yetiştireceklerini bilmiyorlar. tabi bu, müslümanlarda onlar gibi düşünmeyen, yaşamayan, kısacası batı treninde yol alan tüm insanlara karşı bir aşağılık kompleksi ve eziklik yaratıyor. Bu ezikliği 2 türlü bastırmaya çalışıyorlar;
birincisi; bu trende kısa süreliğine seyahat ederek. nasıl mı? batının ürünlerine sahip olabilmek, onları taklit edebilmek, iphone, mercedes, avrupa seyahatleri, bir avrupa'lı gibi giyinerek onlara benzemeye çalışarak vs.. vs.. ikinicisi; ki insanlık için en tehlikeli olanı, agresiflik ve saldırganlıkla. üstelik dini kitaplarını bahane ederek.
işte eğitimsiz insanların da içine düştükleri durum yukarıda anlattığım müslümanlarla aynı. bu treni işletmesini bilen, trenle nereye, nasıl gideceğini bilen eğitimli ve donanımlı insanlara karşı sözde o treni nasıl kullanacaklarını biliyormuş gibi gözüken zavallılardır bu başlığın içeriğini oluşturanlar.