yalnızlık
Hayatının kontrolü elinde olanların bir çoğu bu duruma düşmüştür, çözümü olmayan durum. Sürekli kendi işini kendi başına halletmeye alışanlar, her derdi içinde çözmeye çalışanlar ve mutluluğu da mutsuzluğu da kendi elleriyle inşa edenlerin düştüğü bu çukur, çukurun içinde o kadar derine inerler ki herkese yabancılaşırlar bir yardım eli geldiğinde bön bön sevinmemiş bir edayla bakarlar, sevinmezler de. Kendilerine sorarlar neden her şeyi tek başıma yapıp yıkıp tekrardan inşa etmek zorundayım? Yorar bu insanı kendine güveni köreltir belkide, kendi ayaklarının üzerinde durmanın hazzını alırlar, özgürlüğü, galibiyeti. Belki bir çok şey verir bu sana ama en önemli olanı da elinden alır; bir olamama duygusu, eğer yalnızsan bu durumda senin için avantajdır belki de ancak hayatında biri varken bunun içindeysen ne kadar sevsen o seni sevse de hayatının kadını/erkeği de olsa ruhsal yalnızlığının yarısını bile dolduramaz. Zaman geçtikçe bireysellik kaplar içini ve bencillik. Etrafındakilerden ''sadece kendini düşünüyor başka kimseyi düşünmüyor'' tenkitleri. Adam ne yapsın yahu, kendini düşünecek kimse olmadığından. En derin yalnızlığı ancak kişinin kendisi doldurabileceğini kabul eder ve bununla yaşamayı öğrenir. İşte o cümleyle aynı sebeptendir..