husky markasına ait bir çadır modeli.
1 kişi için saray 2 kişi için tatlı bir oda , çift kapılı ve tek kapılı 2 modeli var alırken buna dikkat etmeniz gerekir.
Önünde çantanızı, eşyalarınızı ve ayakkabılarınızı koyabileceğiniz bir bölümü bulunmakta. polleri ve kazıklarıyla beraber 2.9 kg ağırlığı vardır.
iç ve dış tente olarak 2 bölümden oluşur. polleri kancalarından geçirerek , gayet kolay bir şekilde kurabilirsiniz. zeminin sert olmadığı yerlerde yanlardaki iplerden çadırı taşlara bağlayarak sabitleyebilirsiniz.
kullanımı kolay , hoş bir çadırdır.
1 kişi için saray 2 kişi için tatlı bir oda , çift kapılı ve tek kapılı 2 modeli var alırken buna dikkat etmeniz gerekir.
Önünde çantanızı, eşyalarınızı ve ayakkabılarınızı koyabileceğiniz bir bölümü bulunmakta. polleri ve kazıklarıyla beraber 2.9 kg ağırlığı vardır.
iç ve dış tente olarak 2 bölümden oluşur. polleri kancalarından geçirerek , gayet kolay bir şekilde kurabilirsiniz. zeminin sert olmadığı yerlerde yanlardaki iplerden çadırı taşlara bağlayarak sabitleyebilirsiniz.
kullanımı kolay , hoş bir çadırdır.
Genellikle kadınların fakat erkeklerinde hatırı sayılır katılım yaptığı ilginç ilişki paradoksu. Genellikle fuckbody olan insanlardan daha yoğun duygusallık taşıyan tarafın kafasında oluşan ve karşı tarafa yönelttiği gereksiz soru. Seks sonrasında soruluyor olması işleri daha da çıkmaza sürükler.
+ biz şimdi neyiz ?
- Kayınço ?
+ biz şimdi neyiz ?
- Kayınço ?
parası banka hesabına dahi sığmayan insanların söylemidir. videolu anlatımı da şöyledir:
-AVMlerinin olmaması (Sivas ta bile var)
-Halen Taş yollar kullanmaları: asfalt dökmeye paraları yetmiyor herhalde
-Eski binaları kullanmaları: Apartmanların icadından haberleri yok sanırım
-Venedik'e iki kamyon toprak döküp duble yollar yapmak yerine suyun içinde debelenip durmaları
-Gereksiz yaya geçitleri israf hep arabalar duruyor benzin yakıyor falan halbuki yayalar arabaları durdurmadan koşa koşa karşıya geçebilirler.
-Otobüs terminalleri: koskoca viyana'nın venedik'in otogarları bizim ilçe otogarlarından beter.
-Kentsel dönüşümü çok yanlış anlayıp ağaçları kesmemeleri: Heryer yeşillik, antik yapıların doğru düzgün fotoğrafını bile çekilmiyor ağaçtan
-En önemlisi ise üçüncü köprülerinin olmamasıdır.
-Halen Taş yollar kullanmaları: asfalt dökmeye paraları yetmiyor herhalde
-Eski binaları kullanmaları: Apartmanların icadından haberleri yok sanırım
-Venedik'e iki kamyon toprak döküp duble yollar yapmak yerine suyun içinde debelenip durmaları
-Gereksiz yaya geçitleri israf hep arabalar duruyor benzin yakıyor falan halbuki yayalar arabaları durdurmadan koşa koşa karşıya geçebilirler.
-Otobüs terminalleri: koskoca viyana'nın venedik'in otogarları bizim ilçe otogarlarından beter.
-Kentsel dönüşümü çok yanlış anlayıp ağaçları kesmemeleri: Heryer yeşillik, antik yapıların doğru düzgün fotoğrafını bile çekilmiyor ağaçtan
-En önemlisi ise üçüncü köprülerinin olmamasıdır.
Duygu ve Bilgehan isimli gezgin çiftin youtube kanalı . severek takip ediyoruz
İnterrail türkiye bünyesinde bulunan gezginlerdir bizim çocuklar. Uzaktan görüldüğünde aha bizim çocuklar denilip yanlarına gidildiğinde gruptan mısınız? Diye sorulur bu bir gizli şifredir.
avrupa'nın en güzel eğlence mekanlarına sahip (biraz pahalı), en güzel gün batımını izleyebilceğiniz ve en hızlı gecelerin olduğu şehir.
türkiye gibi bi ülkede 10 seneye yakın oynayarak gözümde yer etmiş dizidir. bu dizi başladıgında ankarada yaşıyorduk. ankaradan taşındık kuşadasına geldik hala izlemeye devam ettik. karakterler bu dizide büyüdü resmen. murat ve burak demir bu dizide karakter olarak da kardeşdir. neva karakterine ilk başlarda aşıktım. sesi güzelliği vücudu fakat o neva gitti bambaşka bi neva geldi sonra. trt1'de iken bu dizi cok ince mesajlar veriyordu. her bölümün sonunda anlıyordunuz anlatılmak istenilen şeyi. ne zaman trt1'den gitti o zaman reyting dizisi oldu. artık kabak tadı verdi. tabi unutulmaz haluk karakteri vardı. ziya gibi atmalarıyla meshurdu bu karakter. şadan gibi orta yaş bunalımına girip azan bi karakter vardı. benim favorim tabiki de peyami idi. o ne bilge o ne karizmatik bi karakterdir. karısına olan bağlılıgı ve aşkı, cocuklarına karsı sevgisi. hep öyle bi babam olmasını dilemişimdir. genel olarak ankarada geçen cok az dizi oldugu için bu dizi benim hep aklımda kalmıstır.
erkan can ve güven kıraç'ın kübayı gezdikleri blu tv yapımı.
1989-2002 yılları arasında 13 yıl kesintisiz olarak yayınlanmış, Türk televizyonculuk tarihinin en uzun dizisidir. Dizi ilk olarak TRT, Star TV ve Show Tv'de yayınlanmıştır. Bir Çok usta oyuncunun yer aldığı dizi Kadıköy'ün kozyatağı mahallesinde çekilmiştir.