türkmenistan
6 ay çalıştım bu ülkede. önce iyi yanlarından bahsedeyim.
türk dizilerini çok izlediklerinden olsa gerek türkçeyi iyi biliyorlar. yemekleri, içkileri ve gece hayatı çok ucuz. elektrik, su, doğalgaz beleş. yakıt beleşe yakın. her gördüğünüz araç taksi. pazarlık yapın ve istediğiniz yere sizi bıraksın ve çok ucuz. din, sovyet yönetiminden olsa gerek yok denecek kadar az. kavga etmenin cezası yüksek olduğu için insanlar ağız dalaşında işi bırakıyorlar. şoförümüz yola yanlış giren diğer arabanın şoförüyle abartmıyorum en az 10-15 dk tartıştı ve yollarına devam ettiler. türkiye'de olsa neler olurdu siz tahmin edin. kadın nüfusu erkek nüfusundan 4 kat fazla olduğu için ve kadınların türklere karşı zaafı olduğu için siz çok bir enerji sarf etmeden onlar sizle arkadaşlık kurabiliyorlarlar ve ince yapılı güzel kadınlardır. herkes rusça biliyor. evet iyi şeyleri bu kadar. gelelim şimdi de kötü taraflarına
ülke ruh hastası bir despot tarafından yönetiliyor. dışarıda bir türkmen kızla görünmeniz yasak. hele hele evinizde yakalanırsanız 15 günlük bir hapis sonrası deport ediliyorsunuz. keza bu durumu kullanıp polisle işbirliği içinde çalışan kadınlar da var. türkmen gençlerin sakal bırakması yasak. asya olimpiyatları gibi sikindirik bir turnuva için tüm şehrin ana yola bakan binalarını beyaza boyattırmış (sonra da tüm şehri), fazla insan gelecek diye aşkabat'taki türkmenleri turnuva bitimine kadar diğer şehirlere göndermişlerdir. aşkabat'taki kedi, köpek ve kargaları katlettirmiştir. herkes bu adamdan allah gibi korkuyor. telefonun olmadığı yerde bile adından bahsedilmiyor. insanları özellikle erkekleri türklerden nefret ediyorlar ve aşırı kaypaklar. baskı altında yaşayan insanların nasıl erdemsiz, pısırık ve kaypak olduklarını burada çok net görebilirsiniz. en iyi olarak gördüklerimden şoförlerimizden birinin, araç sayısını 1'e düşüreceğimizi öğrendikten sonra diğer arkadaşı (ki onu işe almamıza vesile olan kişiydi) için nasıl iftira ettiğine şahit oldum. iş olanağı yok denecek kadar az olduğu için fuhuş hemen her yerde. ingilizce sıfır. oradan ayrılmadan önce şöyle bir karar tartışılıyordu: yıl sonuna kara tüm araçların rengi sadece yeşil ya da beyaz olacak, türkmen bayrağından ötürü. zaten bu türkmen yıldızını hemen her yerde görmek mümkündü. müthiş bir bayrak ve sembol fetişizmi var, bizdekinden birkaç tık daha fazla. ayrıca çorak bir yer olduğu için yeşillik hiç yok. sırf ağaçlandırma faaliyetleri için milyonlarca dolar harcıyorlar.
gece 11'den sonra dışarı çıkma yasağı da olan açık cezaevi bir ülke. dünyadan silinse dünya hiçbir şey kaybetmez o derece gereksiz bir yer.
türk dizilerini çok izlediklerinden olsa gerek türkçeyi iyi biliyorlar. yemekleri, içkileri ve gece hayatı çok ucuz. elektrik, su, doğalgaz beleş. yakıt beleşe yakın. her gördüğünüz araç taksi. pazarlık yapın ve istediğiniz yere sizi bıraksın ve çok ucuz. din, sovyet yönetiminden olsa gerek yok denecek kadar az. kavga etmenin cezası yüksek olduğu için insanlar ağız dalaşında işi bırakıyorlar. şoförümüz yola yanlış giren diğer arabanın şoförüyle abartmıyorum en az 10-15 dk tartıştı ve yollarına devam ettiler. türkiye'de olsa neler olurdu siz tahmin edin. kadın nüfusu erkek nüfusundan 4 kat fazla olduğu için ve kadınların türklere karşı zaafı olduğu için siz çok bir enerji sarf etmeden onlar sizle arkadaşlık kurabiliyorlarlar ve ince yapılı güzel kadınlardır. herkes rusça biliyor. evet iyi şeyleri bu kadar. gelelim şimdi de kötü taraflarına
ülke ruh hastası bir despot tarafından yönetiliyor. dışarıda bir türkmen kızla görünmeniz yasak. hele hele evinizde yakalanırsanız 15 günlük bir hapis sonrası deport ediliyorsunuz. keza bu durumu kullanıp polisle işbirliği içinde çalışan kadınlar da var. türkmen gençlerin sakal bırakması yasak. asya olimpiyatları gibi sikindirik bir turnuva için tüm şehrin ana yola bakan binalarını beyaza boyattırmış (sonra da tüm şehri), fazla insan gelecek diye aşkabat'taki türkmenleri turnuva bitimine kadar diğer şehirlere göndermişlerdir. aşkabat'taki kedi, köpek ve kargaları katlettirmiştir. herkes bu adamdan allah gibi korkuyor. telefonun olmadığı yerde bile adından bahsedilmiyor. insanları özellikle erkekleri türklerden nefret ediyorlar ve aşırı kaypaklar. baskı altında yaşayan insanların nasıl erdemsiz, pısırık ve kaypak olduklarını burada çok net görebilirsiniz. en iyi olarak gördüklerimden şoförlerimizden birinin, araç sayısını 1'e düşüreceğimizi öğrendikten sonra diğer arkadaşı (ki onu işe almamıza vesile olan kişiydi) için nasıl iftira ettiğine şahit oldum. iş olanağı yok denecek kadar az olduğu için fuhuş hemen her yerde. ingilizce sıfır. oradan ayrılmadan önce şöyle bir karar tartışılıyordu: yıl sonuna kara tüm araçların rengi sadece yeşil ya da beyaz olacak, türkmen bayrağından ötürü. zaten bu türkmen yıldızını hemen her yerde görmek mümkündü. müthiş bir bayrak ve sembol fetişizmi var, bizdekinden birkaç tık daha fazla. ayrıca çorak bir yer olduğu için yeşillik hiç yok. sırf ağaçlandırma faaliyetleri için milyonlarca dolar harcıyorlar.
gece 11'den sonra dışarı çıkma yasağı da olan açık cezaevi bir ülke. dünyadan silinse dünya hiçbir şey kaybetmez o derece gereksiz bir yer.