#tüm afromdiem başlıkları
Emre Durmuş ile başladığım ve bütün gezginlerin, doğa tutkunlarının, turist olmanın mutluluğunu taşıyan herkesin bulunduğu ve ortak değerleri paylaştığı bir platform. Platformda bir sürü seçenek mevcut ve şu an topluluk üyeliği 6.49$, yıllık 49$. Umarım platform ileride daha da değerlenir ve nice gezginlere yardımcı olur.
güneşin dahi aramıza katıldığı kalabalık bir gündü o gün.
ben susuyordum çünkü ruhum konuşuyordu, ruhunla.
herkesin suratı neşe çalıyordu, mutluluk akıyordu yanımızdaki şelaleden ve buluşuyordu denizdeki sevinçle güneşin şavkı vururken bize.
saçların gücünü güneşten alıyordu sanki, sanki güneş o gün bizim için doğmuştu. benim yataktan kalkıp uyanmak için bir sebep bulamadığım günlerden bir gün değildi ve güneşin de doğmak için güzel sebepleri vardı.
tüm gece beklemişti bizi heyecanla, doğduğunda adeta heyecandan titriyordu. yine heyecandan olsa gerek ki bazen sanrılar geçirip kaybediyordu kendisini bulutların arasında.
bulutlar, bulutlar da dans ediyordu sürekli, sohbetimizin ritmine bütün her şey ayak uydurmuş gibiydi. falezlerdeki her boşluk keşfedilmeyi bekliyordu, her boşluk bir dans pistiydi sanki. sürekli lütfediyorduk birbirimize.
melankoli uçup gitmiş yerini denizden gelen gamzeler almıştı, gülümsememizi tamamlamak için ve gülmek sana yakışan en güzel şeydi
ben susuyordum çünkü ruhum konuşuyordu, ruhunla.
herkesin suratı neşe çalıyordu, mutluluk akıyordu yanımızdaki şelaleden ve buluşuyordu denizdeki sevinçle güneşin şavkı vururken bize.
saçların gücünü güneşten alıyordu sanki, sanki güneş o gün bizim için doğmuştu. benim yataktan kalkıp uyanmak için bir sebep bulamadığım günlerden bir gün değildi ve güneşin de doğmak için güzel sebepleri vardı.
tüm gece beklemişti bizi heyecanla, doğduğunda adeta heyecandan titriyordu. yine heyecandan olsa gerek ki bazen sanrılar geçirip kaybediyordu kendisini bulutların arasında.
bulutlar, bulutlar da dans ediyordu sürekli, sohbetimizin ritmine bütün her şey ayak uydurmuş gibiydi. falezlerdeki her boşluk keşfedilmeyi bekliyordu, her boşluk bir dans pistiydi sanki. sürekli lütfediyorduk birbirimize.
melankoli uçup gitmiş yerini denizden gelen gamzeler almıştı, gülümsememizi tamamlamak için ve gülmek sana yakışan en güzel şeydi
kafasını yaşamak istediğim bir yer altı edebiyatçısı diğer bir tabirle sokak edebiyatçısı. morfinsiz çekilen düş sancıları adlı facebook sayfasının ve aynı ismi taşıyan bir şiir kitabının sahibi. kendisinden en çok sevdiğim yazıt ise youtube'da kayıt altına alınmış ölüm orkestrası'dır
batuhan dedde - ölüm orkestrası
batuhan dedde - kaybetmek kısa bir alıntı
iyi etkisi olan bir kaybediş olmaz, mutlaka üzüntü olur sonunda. bir insanı kaybetmek, bir eşyayı kaybetmek, para kaybetmek, şans getirdiğine inandığımız herhangi bir şeyi kaybetmek, aklını kaybetmek ve en sonunda insanın kendini kaybetmesi. en ağır yarayı son madde veriyor sanırım. parayı kaybettiğinde tekrar kazanabiliyorsun, insan da öyle. bir insanı kaybettiğinde yerini dolduracak insanlar mutlaka bulunuyor. eşyaya da fazlaca üzülüyorsun belki ama unutuyorsun sonra. ama insanın kendini kaybetmesi, asla unutulmayacak bir mevzu. her an kendini hatırlatan bir hadise.
bugüne kadar insanları kaybettim, paramı kaybettim, uğuruna inandığım eşyalarımı kaybettim, dönem dönem bilincimi kaybettiğim de oldu yani delirdiğim... sonra bir gün uyandım, aynada suratıma baktım. dehşete düştüm çünkü yoktum orada. tasarladığım şeyler başıma gelmişti. kendimi kaybetmiştim. ondan sonra saatte iki yüz kilometre hız yapan bir arabaya eşit hızda kaybetmeye devam ettim. üzülmemeyi öğrendim kaybedişlerde. o kadar çok alıştım ki buna, kaybetmediğim günlerde huzursuz olmaya başladım.
batuhan dedde - ölüm orkestrası
batuhan dedde - kaybetmek kısa bir alıntı
iyi etkisi olan bir kaybediş olmaz, mutlaka üzüntü olur sonunda. bir insanı kaybetmek, bir eşyayı kaybetmek, para kaybetmek, şans getirdiğine inandığımız herhangi bir şeyi kaybetmek, aklını kaybetmek ve en sonunda insanın kendini kaybetmesi. en ağır yarayı son madde veriyor sanırım. parayı kaybettiğinde tekrar kazanabiliyorsun, insan da öyle. bir insanı kaybettiğinde yerini dolduracak insanlar mutlaka bulunuyor. eşyaya da fazlaca üzülüyorsun belki ama unutuyorsun sonra. ama insanın kendini kaybetmesi, asla unutulmayacak bir mevzu. her an kendini hatırlatan bir hadise.
bugüne kadar insanları kaybettim, paramı kaybettim, uğuruna inandığım eşyalarımı kaybettim, dönem dönem bilincimi kaybettiğim de oldu yani delirdiğim... sonra bir gün uyandım, aynada suratıma baktım. dehşete düştüm çünkü yoktum orada. tasarladığım şeyler başıma gelmişti. kendimi kaybetmiştim. ondan sonra saatte iki yüz kilometre hız yapan bir arabaya eşit hızda kaybetmeye devam ettim. üzülmemeyi öğrendim kaybedişlerde. o kadar çok alıştım ki buna, kaybetmediğim günlerde huzursuz olmaya başladım.