#tüm atlas entry'leri

bugünkü hükümet tek başına iktidar olduğunda tarih 3 kasım 2002'yi gösteriyordu. ertesi sabah uyandığımızda euro 1,66 TL'yi, dolar ise 1,67 TL'yi gösteriyordu.aradan geçen 15 yıllık süre sonunda geldiğimiz noktada dolar 3,94 TL, euro ise 4,71 TL seviyesine ulaşmıştır.
2004 yılında vizyona giren, kadrosu ve müzikleri ile ön plana çıkan filmdir. film renk seçimleri, kurgusu ve senaryo içerisinde akıp giden müzikleri ile insana büyük bir haz vermektedir. bu filmden sonra bir çok replikte günümüze kadar ağzımıza pelesenk ola gelmiştir.
benim aklımda kalan en sağlam replik şöyleydi.

hayri (haluk bilginer) dükkan sahibi muammer(yıldırım öcek)'e kira kontratında kiranın dövizle ödenebileceği ibaresine istinaden sahte para basıp adına da 'doğu afrika kongosu sterlini' der. tabi muammer parayı alıp döviz bürosuna gittiğinde paranın karşılığı olmadığını anlar. hayri ile muammer'in aralarında geçen tartışmanın ardından muammer hayri'yi dükkandan çıkmasını ister ve çeker gider. hayri'de o efsane tepkiyi verir.

- kara para dedikleri bu mu ?
asıl adı ömer sercan ipekçioğlu olan ve arkadaşları arasında sercan ismini kullanan 1990 doğumlu müzisyendir. ezhel isimini almadan önce rap müziğinde ais ezhel mahlasını kullanıyordu.ancak son dönemde sadece ezhel mahlasını kullanmaktadır. aynı zamanda (bkz: kökler filizleniyor) isimli bir alternarif müzik grubu bulunmaktadır. yaptığı şarkılarda ve kliplerde bugüne kadar hayatında yer edinen her şeye sahip çıktığını görebilmekteyiz. örneğin bir ankaralı taraftar kimliği ile gençlerbirliği takımı için şarkı yapması, şehrimin tadı klibinde gezi eylemlerinde hayatını kaybeden arkadaşlarımıza selam çakması bunların arasında gösterebileceğimiz bağlılıklardır.
aslında filmde edith isimli kadın karakterimiz vang gogh'a ait olduğunu bilmiyor. sadece tablonun onun işlerine benzediğini ve kullandığı tuvalin onun tuvallerine benzediğini bir akademisyen tavrı ile sergiliyor.

senaryodan alıntıladığım bölümde bunu daha iyi görebiliriz.

EDITH
My god! Wh-what is this? It looks like a van
Gogh, but I've never seen it before!
DAN
Is that an original, John?
JOHN
No, it's just a gift someone gave me...
EDITH
Still, it's a superb copy! Contemporaneous, I
think! May I...take a closer look?
JOHN
Please, yeah!
EDITH
(lifting the painting)
Yeah! It's the same stretcher as van Gogh used.
filosunu giderek genişleten ve şu ana kadar ki tecrübelerimde herhangi bir rahatsızlığa rastlamadığım vip transfer araçları ile taksi hizmeti. taksilerin bu duruma olan tepkilerini tabii ki bir kullanıcı olarak anlayabiliyorum. ancak yaklaşık aynı fiyatlandırmaya aynı yolu çok daha lüks araçlar ile rahat bir yolculuk geçirmek benim tecih edeceğim bir yoldur.
örneğin, her taksiye bindiğimde arabaya yapışan sigara dumanı, sürekli oluşan muhabbet etme zorunluluğu, aynı fikri paylaşmasanda arıza çıkmaması için öyleymişçesine davranma durumu insanı oldukça sıkan bir durum oluyor. tüm bunları şu ana kadar uber üzerinden çağırdığım araçların hiçbirinde yaşamadım ve 'yolculuktan keyif aldım.'
dün ilk defa test ettiğim motor ile yolculuk paylaşımı uygulamasıdır. yasal zemini henüz oluşmadığı için şu anda bu tarz uygulamalara mototaksi yerine daha çok yolculuk paylaşımı isimi verilmektedir. dün gelen arkadaş oldukçu iyi bir sürücüydü ve eldiven,kask, mont dahil tüm ekipmanları eksiksizdi. fiyatlandırmayı da örnek olması açısından paylaşıyorum ,

mesafe 10 km ;
uber - 31 TL,
scotty - 18 TL.
çocuk parkında yer alan oyun alanının bir yerinden diğer yerine geçmek için yapılan silindir şeklindeki oyuncağın içi.
tarih 16.06.2008 Tekirdağ,
otobüs ile üniversiteye giderken Türkiye ile çek cumhuriyeti arasındaki maçı izleyebilmek için son durağımız olmayan Tekirdağ'da inip maçı izledikten sonra geceyi geçirdiğim yerdir. hayattaki en keyifli akşamlarımdan biridir.
bazı film isimleri türkçeye çevrilirken insana yok artık dedirtmektedir. liste çok uzun ben başlıyorum ;

orjinal: (bkz: who am ı)
poster

çeviri: (bkz: afrika kaplanı) :(
link