rusya'nın bodrumu olarak bilinen şehir. bir turizm öğrencisi olarak çok önemli bir destinasyon olduğu kanaatindeyim. çünkü adamlar bu şehri tüm dünyaya önce olimpiyatlarla, sonra aralarında benim de bulunduğum 33.000 gencin 10 gün boyunca eğlendiği, yediği, içtiği bir festivale ev sahipliği yaparak (bkz: wfys) (bkz: world festival and youth students) kullandı. sonrasında seneye dünya kupasında birkaç maç için kullanılacak. şehir ve halkı bu büyük etkinlikler dışında çeşitli eventlerle aktif statüde kalıyor.
şimdiiii merak ediyorsunuz gezelim-görelim kısmında ne var dimi? bir tane dağ var adı rosa khutor. bir de şelale var ama onun adını hatırlamıyorum. bunun dışında şehir rusya'nın en pahalı ikinci şehri olarak anılıyor. ucuz gıda için baya araştırmanız gerek. deniz manzarası/denize yakın yerler de bunun sizden bedelini çok güzel alıyorlar. bunun için iç kısımlarda yemek yemeye dikkat edin. şehir merkezi ve sahil kısmı arasında 1 saatlik mesafe var. kaldığım otelden şehir merkezine gitmek için 63 ruble ödemiştim. bu da 4 lira falan yapıyor. ek olarak iş çıkış saatlerine dikkat edin. acayip trafik oluyor...
şehir merkezinde tepede bir kilise var ruslar için çok önemli müthiş bir tarihi var. onun hemen 50 metre aşağısında el yapımı tabloların satıldığı bir yer var. 3 katlı muhteşem bir ferahlığa, sakinliğe sahip alanda bulunuyor. el yapımı tablolar, "emek ürünü" olduğu için baya pahalı oluyor. ancak orada kahve gibi şeyler de alabiliyorsunuz. yolunuz soçi'ye düşerse muhakkak uğrayın 80 rubleye kahveyi alıp bahçesinde için. müthiş bir huzurla kaplanacak içiniz. rusya'ya tepeden bakıp, rüzgara kendinizi bırakacaksınız.
bu evden aşağıya kaptırıp indiğinizde sahil yolu var. sahil yolu beşiktaştaki ağaçlı yolun, yanında deniz olan hali. ya tersten anlattım ama bu sahil yolunun gerisinde bir müze var. şimdi düzeltmeye üşendim. ruslar'ın uzaya ilk gönderdiği uzay aracı ve ilk astronotlarının kıyafetleri orada sergileniyor. herhangi bir ücret ödemeden içeriye girebilirsiniz. aynı zamanda bu müzede ruslar'ın birinci ve ikinci dünya savaşındaki üniformaları, cephaneleri vs. gibi şeyler de var.
haa rusya'da her yerde bir heykel, bir motif görmeniz mümkün. adamlar sanata, doğaya, bilime aşırı düşkün.
ulaşım: istanbuldan direk sadece thy gidiyor. fiyatları genel olarak çok pahalı. arkadaşlarım 1200 lira ödedi ben dönüşü krasnodar'dan yapıp 600 liraya aktarmasız kapattım işi. krasnodar'a da 317 rubleye trenle gittim. bu da yaklaşık 20 lira yapıyor. 4 saat sürdü çok keyifliydi.
alkol: (ilgini çekti dimi hadi itiraf et) rusya'da alkolün sudan ucuz olduğu sözü ironi değil gerçektir. 80 rubleye no-gas water almışken, biraya 30 ruble vermişliğim var. rusya'da marketlerde efes ve tuborg gibi markalar da vardı... fiyatları 80 ile 120 ruble arasında değişiyordu. rusya'da alkol yasağı da var. gece 10 sabah 6 arasında alkol alamazsınız. yani arkadaşlarıma satmadılar ama ben kasiyere gülümsüyordum o da hiçbir şey demeden veriyordu :)) bunun yanı sıra bizim ülkede şuan 120 lira olan 70'lik votkayı 50 liraya aldım. diğer 2 rus votkasını da 25*2 liraya aldım. freeshopta da indirimde viski vardı ondan aldım.
vize: konsolosluğa randevusuz gittim, kahvaltı etmediyseniz kahvaltı edin dediler çıktım. 1 saat sonra döndüğümde vizem hazırdı. normalde 120 dolar sanırım vize fakat ben vize ücreti ödemedim. resmi davetle vizeyi hızlıca ve beleşe kapattık.
ha ulaşım dışında hiçbir şeye para ödemedim kaldığım 10 günlük süre boyunca. :)) her şeyi festival komitesi karşıladı. bunun dışında anlatmadığım, unuttuğum, bahsetmediğim ne var bilmiyorum fakat istediğinizi sorabilirsiniz.
şimdiiii merak ediyorsunuz gezelim-görelim kısmında ne var dimi? bir tane dağ var adı rosa khutor. bir de şelale var ama onun adını hatırlamıyorum. bunun dışında şehir rusya'nın en pahalı ikinci şehri olarak anılıyor. ucuz gıda için baya araştırmanız gerek. deniz manzarası/denize yakın yerler de bunun sizden bedelini çok güzel alıyorlar. bunun için iç kısımlarda yemek yemeye dikkat edin. şehir merkezi ve sahil kısmı arasında 1 saatlik mesafe var. kaldığım otelden şehir merkezine gitmek için 63 ruble ödemiştim. bu da 4 lira falan yapıyor. ek olarak iş çıkış saatlerine dikkat edin. acayip trafik oluyor...
şehir merkezinde tepede bir kilise var ruslar için çok önemli müthiş bir tarihi var. onun hemen 50 metre aşağısında el yapımı tabloların satıldığı bir yer var. 3 katlı muhteşem bir ferahlığa, sakinliğe sahip alanda bulunuyor. el yapımı tablolar, "emek ürünü" olduğu için baya pahalı oluyor. ancak orada kahve gibi şeyler de alabiliyorsunuz. yolunuz soçi'ye düşerse muhakkak uğrayın 80 rubleye kahveyi alıp bahçesinde için. müthiş bir huzurla kaplanacak içiniz. rusya'ya tepeden bakıp, rüzgara kendinizi bırakacaksınız.
bu evden aşağıya kaptırıp indiğinizde sahil yolu var. sahil yolu beşiktaştaki ağaçlı yolun, yanında deniz olan hali. ya tersten anlattım ama bu sahil yolunun gerisinde bir müze var. şimdi düzeltmeye üşendim. ruslar'ın uzaya ilk gönderdiği uzay aracı ve ilk astronotlarının kıyafetleri orada sergileniyor. herhangi bir ücret ödemeden içeriye girebilirsiniz. aynı zamanda bu müzede ruslar'ın birinci ve ikinci dünya savaşındaki üniformaları, cephaneleri vs. gibi şeyler de var.
haa rusya'da her yerde bir heykel, bir motif görmeniz mümkün. adamlar sanata, doğaya, bilime aşırı düşkün.
ulaşım: istanbuldan direk sadece thy gidiyor. fiyatları genel olarak çok pahalı. arkadaşlarım 1200 lira ödedi ben dönüşü krasnodar'dan yapıp 600 liraya aktarmasız kapattım işi. krasnodar'a da 317 rubleye trenle gittim. bu da yaklaşık 20 lira yapıyor. 4 saat sürdü çok keyifliydi.
alkol: (ilgini çekti dimi hadi itiraf et) rusya'da alkolün sudan ucuz olduğu sözü ironi değil gerçektir. 80 rubleye no-gas water almışken, biraya 30 ruble vermişliğim var. rusya'da marketlerde efes ve tuborg gibi markalar da vardı... fiyatları 80 ile 120 ruble arasında değişiyordu. rusya'da alkol yasağı da var. gece 10 sabah 6 arasında alkol alamazsınız. yani arkadaşlarıma satmadılar ama ben kasiyere gülümsüyordum o da hiçbir şey demeden veriyordu :)) bunun yanı sıra bizim ülkede şuan 120 lira olan 70'lik votkayı 50 liraya aldım. diğer 2 rus votkasını da 25*2 liraya aldım. freeshopta da indirimde viski vardı ondan aldım.
vize: konsolosluğa randevusuz gittim, kahvaltı etmediyseniz kahvaltı edin dediler çıktım. 1 saat sonra döndüğümde vizem hazırdı. normalde 120 dolar sanırım vize fakat ben vize ücreti ödemedim. resmi davetle vizeyi hızlıca ve beleşe kapattık.
ha ulaşım dışında hiçbir şeye para ödemedim kaldığım 10 günlük süre boyunca. :)) her şeyi festival komitesi karşıladı. bunun dışında anlatmadığım, unuttuğum, bahsetmediğim ne var bilmiyorum fakat istediğinizi sorabilirsiniz.
son entry'leri hepsi...
en beğenilenleri
en beğenilmeyenleri
favori entry'leri