#tüm dokuz entry'leri

"Beam ne up Scotty!" repliğinden ilham almış. Ana teması, hızlı bir şekilde hedefe ulaştırmak olan motorsiklet taksi uygulaması.
Cama kafamı dayayıp dünyadan soyutlanmaya neden olan şarkılardır. Genelde sözsüz enstrümantal müzikler tercihimdir. Mark eliyahu ya da belki bir Hakan Emre Ziyagil.
Cnbc-e dönemi tabi. Heroes diye bir dizi vardı. Güzeldi. Sonra herkes yabancı dizi izler oldu zaten
Üniversite zamanları, Muğla'ya giderken partiler, kızlar, deniz diye hayal ediyordum. Hayatları dağın başında 4 sapla bir evde açlıktan yorgan kemirerek yaşadım.

Malum öğrencilik para yok. Aktivite olarak 3 erkek otostopla bodrum marmaris yapıp cebimizden çıkan bozuklarla çekirdek alıp sahilde çitliyorduk.

Birgün yine bodrum yolunda beklerken bir jeep durdu. Sohbet falan derken adamın 3 tane barı olduğunu öğrendik. Yol bitti numaralar alındı bize sahil çekirdek yolu göründü derken adam aradı. X bar gelin herşey benden. Gittik eğlendik. Sabaha karşı adam bi geldi. Zil zurna sarhoş "Gejiler ben dönüyorum hadi"

Senin dünyan dönüyodur şimdi demedim tabi. Arkadaşlara gizliden "ben bunun arabasına binmem ölmek için çok gencim" desem de arabada buldum kendimi. Alkol almayan arkadaş vardı adam arabayı ona kullandırdı kendi arkada horlayarak uyudu. Sonra her aksam hadi bodruma diye aradı. Şoförlük yaptık adama. Güzel günlerdi.
Minik iyilikler yapın. Çevrenizde ki insanlar 'sıkıntılı insan" kategorisinde değilse sizden göre göre alışacaktır. İyilik herkese bulaşacaktır. Mesela teşekkür edin abi. Zira bunu yapanlar baya azaldı.
Kahve ve çaydır bana göre. Alkol o sessizliğe, doğaya uymuyor sanki. Kalabalık bir grupsak ve eğlence arıyorsak iş değişir tabi.
Bana hiç çıkaramadığın bir aksesuar gibi geliyor. Çabuk sıkılan bir insan olduğum için, 10 yıl önce bayılarak yaptırdığım dövmem bana o gün pişmanlık olarak dönebilir.

Hatırla ergenlik döneminde facebook'ta paylaştığın durumları... O zamanlar ne havalıydı dimi? Şimdi pişmanlık. Aynı.

O yüzden geçici yaptırıyorum arada. Eski sakızlardan çıkan dövmeleri hatırlatıyor. Mutluluk veriyor.
Milyon dolarlık yatırım yaparak ülkenin üstüne dev disko topları getirip, ülkeyi dev bir dans pistine çevirebileceğine inandığım adam. Başa gelse parti olarak gelmez, party hard olarak gelir. Eğlencenin dibine vururuz.
Muğla üniversitesini kazanıp gitmiştim. Deniz, kum, güneş beklerken dağ başı, çamurlu yollar ve yağmurla karşılaştım. Bir sabah okula giderken aniden bastıran sağanak tüm hücrelerime kadar ıslanmamı sağladı. Ben de "zaten ıslandın yürümeye devam et" diyerek sallana sallana yoluma devam ettim. Yoldan geçen aracın biri yanımda durdu ve;
-Kardeş okula mı?
-Evet
-Atla!

O gün ben çekmediğim halde otostop nedir öğrenmiştim. Zorla öğrettiler. Sonra okula hep otostopla gitmeye başladım. Sonra Marmaris'e otostopla gitmeyi denedim. Oldu. Dedim "Eneee! Ne güzel len."
Sonra Bodrum'a otostop, Antalya, İzmir, Ankara, Eskişehir derken yükselme devrinde ki Osmanlı gibi sınırları genişlettim. Gittiğim yerlerde ne mi yaptım? Hiçbir şey. Kayboluyordum genelde. İnsanlarla arkadaş oluyordum. Böbreği çaldırmadan, yarım dönem uzatarak okulu bitirdim. Otostop bitti mi? Hayır. Üniversite'nin bana kattığı en önemli şeylerden biridir.